22:42

489 64 84
                                    

bu bölümde anlatılan hiçbir şeyin aslında nasıl yürüdüğünü bilmiyorum, siz biliyorsanız ve mantık hatası varsa söyleyin lütfen. İyi okumalar.

"Hyuckie~ Bugün iyi misin bari?"

Renjun yine odama kedi gibi girmişti. Bir şey isteyecekti, yoksa hayatta aegyo yapmazdı o.

"Ne istiyorsun seni minik çinli."

"Minik değilim ben!"

"Kartını göstermesen kimse senin avukat olduğunu anlamayacak. Üniversiteye yeni geçmiş gibi duruyorsun."

"Abart abart, anca abart."

Gözlerini devirmişti.

"İyi ya işte yaşlanınca kendine genç insanları düşürürsün."

"İyi olmuşsun sen yine saçma saçma konuşuyorsun, neyse şey diyecektim benle kolye almaya gelir misin?"

Kaşlarımı çattım.

"Ne kolyesi?"

"Çin'e gideceğim ya 2 hafta sonra, liseden yakın bir kız arkadaşım evleniyormuş. Ona hediye alacağım."

"He yakın arkadaş yani. Ben de dedim Renjun sonunda yuvadan uçuyor."

"Başına çöreklendim, artık seninim."

Renjun oturduğu koltuktan dil çıkararak kalkmıştı.

"Unutma tamam mı akşam 19:30 gibi çıkarız."

"Unutmammm hadi git işine."

Kapının eşiğinde son kez bana bakıp gülümsedikten sonra sevgili arkadaşım, odasına girmişti.

***

"Renjun bizim burada ne işimiz var? Bizi hırsız zannetmesinler."

Renjun etrafta birkaç cam standın içine konulmuş kolyelere göz atıyordu.

"Manyak manyak konuşma."

"Çok pahalı burası. Bak para kokuyor kesin para aromalı parfümleri var da onda sıktılar."

"Hyuck, saçmalamaz mısın lütfen bana yardım et de hemen eve gidelim yoruldum ben."

"Oy kıyamam. Tamam hemen seçelim de evimize gidelim aşk böcüğüm."

Renjun elini ağzına sokup çıkardıktan sonra bakınmaya devam etti, ben de bakıyormuş gibi yapmaya.

***

"Xiaojun hazırsın değil mi?"

Yukhei Xiaojun'ü süzercesine sormuştu. Xiaojun kafasını 'evet' anlamında salladıktan sonra bana dönmüştü.

"Mark, bu saatlerde mağazada çok insan olmuyormuş. Yani çok fazla kişi öldürmeyeceksin ve çok fazla bela olmayacak."

"Hendery sen zaten Xiaojun'le müşteriymişsin gibi davranacaksın ve güvenlikler sende. Mağaza iyi bir mağaza olduğu için kapıda iki güvenlik ve üç kamera var. Mark'la önce adamları ve kamerayı hallettikten sonra Xiaojun'ü koluna takıp içeri gireceksin. Hemen harekete geçmek yok on dakika bekleyin. Size komut verdiğimde başlayın, ben de Mark'la birlikte yaklaşık iki dakika sonra geleceğim. Anlaşıldı değil mi?"

Herkes anladığını belirten mırıltılar çıkardıktan sonra hepimiz arabaya binmiştik.

***

stealer :: 𝒎𝒂𝒓𝒌𝒉𝒚𝒖𝒄𝒌Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin