GİRİŞ

293K 4.6K 154
                                    

Merhaba arkadaslar,

İşte ilk bölümle karsinizdayim. Umarim  ciktigimiz bu yolculugu sonuna kadar devam ettirebiliriz. Çünkü sunheyday.com da bir hikayeyi yarim biraktigimdan bu konuda mimliyim :))) Bunun yanısıra biraz da tembel bir yazarim. Hele simdi birde bilgisayarim yapılana kadar telefondan bolumleri yazacagim dusunulurse.

Belki bunlari yazarak cogu kisinin baslamadan sayfayi terketmesine neden olacagim ama neysem o ;)

Umarim kimsenin uzulmedigi herkesin keyif aldigi bir hikaye olur. Surci lisan edersem simdiden affola...

Opuldunuz :)

*************

Genç adam yaklaşık bir saattir yürüyordu. Aslında buraya gelmek hiç aklında bile yoktu ama son anda kafa dinlemek için spor arabasına atladığı gibi kendini burada bulmuştu. Arabası arazi şartlarına hiç uygun olmadığından boşuna yakınmıyordu talihinede. Arabasını saplandığı çamurdan çıkartamamış üstü başı kir içinde ve terden sırılsıklam olmuş bir halde yemyeşil vadilikte bir yardım bulma umuduyla yürüyordu.

Tüm ümidini kesmiştiki v eklinde birleşen yolun diğer tarafından beyaz bir vespa yaklaşıyordu. Genç bir çocuğun kullandığını düşündüğü motorun önüne atlayıp derdini anlatmaya başladı. Çocuk kaskını çıkarttığında genç adamın sözleri dilinde tıkanıp kalmıştı. Kaskın altından karamel rengi saçlar bir şelale gibi dalga dalga cocugun omuzlarına döküldü. Giydiği kiyafetlerden dolayı biçimsiz gorunen vucudundan dolayı 18 yaşlarında bir oğlan cocugu beklerken buğday tenli uzun kirpıklerin golgelediği pürüssüz bir yüze sahip bir kız çıkmıstı karşısına. Elamı yoksa yeşilmi ayırt edemediği güzel gözleri vardı ve anlamaya çalışan ifadesi vardı.

Kendisi şaşkınlığından kurtulamadan yarı İtalyanca yarı İngilizce şakımaya başlamıştı.

“İngilizce biliyormusunuz? İtalyancam çok iyi değil”

Genç adam kısaca derdini anlattı ve kendisini çiftlik evine kadar götürmesini rica etti. kızın gözlerindeki tereddütü okuyabilyordu. Tek başına buralara gelebilecek kadar özgür ruhlu ama karşısına çıkan insana güvenemeyecek kadar korkak bir turistti kız.

Atla dedi kız. Kızın arkasına oturup o saçlarını kaskının altına tıkıştırıken kızın vucudundan yayılan şeftali kokusu esir etmişti adamı. Kızın motoru aniden çalıştırmasına hazırlıksız yakalanan adam iki eliyle kızın beline tutundu. O kadar ince bir beli vardiki nerdeyse iki eliyle sarabilecekti. Bol tshirtünün altında vucut hatları belli olmuyordu. Elini tshirtünden içeri sokup kızın goguslerinin kıvrımlarını kesfetmek ıcın delicesıne bir arzu hıssettı. Kasıklarında hisettiği sertlık rüzgarın burnuna getirdiği kızın kokusuyla  iyice kendini belli etmeye başlamıştı. Huzursuzca kıpırdandı. Bu kız enfazla 18 yaşında olabilirdi ve kendisi asla küçük kızlarla ilişkiye girmezdi. Onu kardeşi veya kuzeni olarak düşünmeye çalıştı 13 yaş azımsanmayacak kadar  çoktu ve itibarını pedofılı etıketıyle zedeleyemezdi.

Kızın buralarda ne işi olduğunu hangi milletten olduğunu tahmin etmeye çalıştı. Aklı ise buna izin vermiyor o yuzun altına yakışacak vucutların resmını cızıyordu. Kendını bir an once toparlamak ıcın kafasından son muhasebe kayıtlarını geçirmeye başladı. O kadar dalmıştıkı kızın durdugunu o kaskını cıkarınca fark etti.

“ben bu yoldan gidiyorum.” Dedi soru sormuyordu sadece durumunu ıfade edıyordu genc kız.

Ama adamın diğer yoldan gitmesi gerekiyordu. Kız onu burada bırakırsa 2 saat kadar yurumesı gerekecektı ama kızla beraber 40 dk da çıftlık evıne varmıs olurdu. Aklından gecenleri kızada anlattı. Kız düşündü taşındı.

“Eğer seni oraya bırakırsam bu yolu gerı donmem gerekrcek ve ben gıtmem gereken yere varamadan hava kararmıs olacak. Ne yazıkki karanlıkta yon duygum yoktur.”

“bak ıstersen bende kalabılırsın yarın sabahta gıdersın?” kızın tereddunu gorunce “nerde kalmayı planlıyorsun? “diye sordu. “hava kararmadan bir pansıyon bulmayı ümit ediyorum”diye cevapladı.

“bak benı goturmenın karsılıgı olarak ben sana ucretsız bır oda ve yemek verırım yarın sabahta yola cıkarsın.”

Kız biraz dusundukten sonra kaskını takarak adamın söylediği yöne saptı. Yarim saat sonra ciftlik evinin buyuk demir kapılarına gelmişlerdi.  Kapının sifresini girdikten sonra on dakika daha araba yolunda gidip büyük evin onune geldiler. Kız kaskını cikardiginda hayret ve begeni dolu bakislarla evi seyretti bir süre.  Genç adam onu bu trans halinden kurtarip evin içine yönlendirdi.

Yaz sonunu yasamalarina ragmen bu tas duvarlar arasinda geceleri epey soguk oldugundan ısıtma sistemleri acik olan alt kat odalarina dogru kızı götürdü.

Kıza odasını gosterdikten sonra mutfagi tarif ederek banyodan sonra yemek icin orda bulusmayi teklif etti. Kapi kapndiktan sonra kendide odasina doğru ilerlerken  kapininin kilit sesini duyunca yukarı kivrilan dudaklarına engel olamadı. Odaya girer girnez kendini direk banyoya attı. Aynada kendini görünce kızın tereddutunu anlamisti. Kiyafetleri yuzu saçı çamur içindeydi.

Hızlıca duş aldiktan sonra kanvas bir pantolon ve rahat bir thsirt giyerek mutfağa geçti. Yiyecek birşeyler bulabilme umuduyla buzdolabini karistirirken duyduğu ıslık ve anlamadığı bir dilde söylenen kelimelerle başını kaldirdi. Gördüğü manzarayla nutku kesilerek baka kaldi.

**************

 

Genç kız doğru mu yaptığıyla ilgili ic hesaplasmasi devam ederken kendini ne olabilir ki diye rahatlatmaya calışıyordu. Sonucta bir yılını Fransa'da bir yılını da Meksika'da tek başına geçirmişti. Hem Meksika burdan kat kat daha tehlikeli bir ulkeydi.

Bir sure daha yolda devam ettikten sonra bu yolun özel bir araziye çıktığını anladi. Büyük demir kapinin önüne geldiklerinde adamın sifreyi girmesini bekledi. Kapilar açılınca araba yolunda ilerledi. Genç kız bir çiftlik evinin nasil olmasi gerektiğini bilmiyordu ama karşılaşmayı bekledigi sey kesinlikle bu değildi.

Kaskını çıkarıp hayret ve merakla kucuk bir sarayi andiran taş yapıya bakakaldı. Bu ev buram buram tarih kokuyordu. Adamin onu trans halinden cikarmasiyla etrafinda gordugu hic birseyi kacirmamaya dikkat ederek genc adami takip etti.

Kendisine gosterilen odanin kapisini kitledikten sonra bir sure odayi inceledi. Odada ki her sey bir sanat eseriydi. Banyo oldugunu tahmin ettigi yere ilerledikten sonra karismis saclarina, kizarmis yüzüne bakti. Hala bir lise öğrencisi gibi gözüken haline burun kıvırarak duşa girdi.

Hazirlandiktan sonra daha adını bile bilmediği adamın tarif ettiği mutfağa doğru yol aldı.

Mutfağa girdiğinde dudaklarinin arasindan kaçan isliga engel olamadı.  "Boyle bir saray yavrusuna da boyle bir mutfak yakişırdı." deyiverdi. Gozlerini son derece guzel mutfakta yavaşça gezdirip buzdolabının onunde duran adamla bakışları buluştu.  çok kısa bir an nasil nefes almasi gerektiğini unutmustu...

Aşk Mutfağı (KITAP-BASILI ESER)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin