~^Tony^~
Yaşları hissettim, benim göz yaşlarımı... Ve bedenimi saran tanıdık sıcak güçlü kolları. Ben onlardan kurtulmaya çalışırken onlar beni olduğum yerde tutmaya çalışıyordu. Beni bırakmıyorlardı...
Okyanusun tuzlu tadını koklayabiliyordum, bir uçurum kenarındaydık... Ama neden? Neler oluyordu böyle?
Ve sonra... O'nu gördüm, amuletle beraber. Kimdi O...? Hayır! Asıl soru 'Amulet ile ne yapmayı planlıyor?' olmalıydı. Kafam karışmıştı. Elini kaldırışını ve amuleti atmak için hedeflemesini izledim. Amuletin ağır çekimde düşüşünü izledim.
"Hayır!"
Amulet yerle buluşup param parça olmadan önce tüm gücümle kendimi sıcak kollardan ayırdım ve-
Yapmıştım...
Amuleti tutmayı başarmıştım!! Kendime bile inanamazken sırtımda soğuk ellerin baskısını hissettim. Hiçlik artık ayaklarımın altındaydı. O beni okyanusun sonsuzluğuna itti.
"Tony!"
Bir sesin acı dolu çığlığı yankılandı kulaklarımda. Bana sesleniyordu ama onun kim olduğunu bilmiyordum, takii düşüşümün son birkaç saniyesi arkamı dönene kadar.
Rudolph..?
☠️💀☠️
Aniden uyandım ve kafamı bir şeye çarptım. Daha şimdi okyanusta değilmiydim?
"U-uçurum.."
Etrafıma bakınmamla telaş içindeki bakışlarım koyu çikolata rengi duvarlar, kırmızı tüm odayı kaplayan geniş bir halı ve üstünde altın sarısı kuşlar işlenmiş kırmızı perdelerle buluştu. Bunca zaman uçurumda değil de odamda mıydım yani?
Uykunun o tatlı hissinden kurtulduğum an maraton koşmuşcasına terleyen bedenimi fark ettim. Bu da herşeyi açıklamanda son noktayı koymuştu. Bu bir görüştü... Hemen yanı başımda duran komudine uzandım ve amulet'in olması gereken ilk çekmeceyi açtım.
"Amulet... A-amulet nerede!?"
"Ugh, sakin ol kanka."dedi çok tanıdık bir ses. Tüm dikkatim komudinden uzaklaşıp aniden duyduğum sese yöneldi, gözlerinle hızla odayı taradım ama görünürde kimse yoktu. Yerde gördüğüm ufak bir hareketlenme dikkatimi çekti.
Bu Rudolph'tu. Eliyle başını sıvazlıyordu. Yaşarmış gözlerinde gizli olan dargın bakışları benimkileri buldu. N-ne zaman gelmişti—
"Unutmuş gibi etrafa bakmayı kes! Yatıya kalmak için buradayım, hatırlasana!"
"Evet... Bizde buradayız." dedi Gregory çikolata rengi kapımdan başını sarkıtarak. Bir dakika 'biz' dedi değil mi? Başka bir kafa daha kapı aralığında göründü.
"Bende buradayım canım!" dedi Anna gülümseyerek. Kapıdan içeri adımını attı.
"Ow, peki..."
Evet bu biraz- tuhaftı... Elim istem dışı ensemi buldu.
"Ee? K-kim uykusunu rahat aldı?"
Gregory gözlerini devirdi ve kapının ardında kayboldu. Anna kapıyı kapatıp yanıma doğru ilerledi. Gülümsemesi yerini endişe almıştı, büyük ihtimalle çığlıklarımı duydular.
"Lütfen bize neler olduğunu söyle sevgili Tony." dedi Anna endişeyle.
Ağzıma gelen kelimeleri yuttum ama rüyam... Hayır- gördüğüm o korkunç görüş hala aklımdaydı. Neden sadece mutlu olamıyorduk? Yine avcılarla ilgili bir uyarımıydı bu gördüğüm yoksa daha tehlikeli başka bir kişi ile mi uğraşıyorduk..? Bunlar şuan cevaplayamadığım sorulardı.