Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jisoo, çalan kapıyla yuvarlak çerçeve gözlüklerini çıkardı ve pofuduk terliklerini ayağına geçirerek elindeki tahta çubukları masaya bıraktı. Hızlı adımlarla çalan kapıya adımladı. Büyük ihtimal annesinin gönderdiği yemeklerdi. Kazandığı Üniversite yüzünden ayrı eve çıkmak zorunda kalmıştı.
Hızla kapıyı açtı ama kimse yoktu. Zilin düğmesinin üzerine yapıştırılmış siyah banda baktı. Göz devirerek bandı çıkardığında zil susmuştu. Geri girecekken kapının önündeki gül demetine baktı, sonra da kapının arkasındaki takvime. "Lanet olası pazar günleri."
İçeri geçerek buketin üzerindeki kağıtta yazan numaraya baktı. Sonra cebinden telefonunu çıkartarak numarayı tuşladı.
Jisoo: Her pazar neden kapıma bu gülleri ve telefon numaranı bırakıyorsun?
Bilinmeyen numara: oh, sonunda bana yazdın.
Bilinmeyen numara: üç aydır bu anı bekliyorum.
Jisoo: bak, istediğim son şey bir telefon sapığı.
Jisoo: lütfen gül göndermekten vazgeç ve beni sıradan, hiçbir eğlencesi olmayan gayet normal, üniversite hayatımda yalnız bırak olur mu?
Bilinmeyen numara: peki bunu okurken sana yazmayı bırakmamı istemiyormuşsun gibi gelmesi?
Jisoo: illa açık açık mı söylemeliyim?
Bilinmeyen numara: neyi?
Jisoo: SİK SEVMİYORUM!
Bilinmeyen Numara: Sikim olduğunu söylemedim.
(Görüldü✔✔)
Bilinmeyen numara: oh sanırım bu bir gelişmeydi...
***
İlk chaeSoo ficim. Sevin bence. Oy da verin. İyi günler.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
