PazartesiOkulun başlamasına sadece 13 dakika vardı ve okul ile evim arasındaki mesafe 20 dakikaydı. Hızlıca hazırlandıktan sonra koşarak okula gittim. Hocadan izin isteyerek yerime geçtim ve sıra arkadaşım Yuna sordu "Nerelerdeydin?". Ona cevap vermedim. O da 5 dakika içerisinde derse odaklanmayı başarıp problem çözmeye başlamıştı. Problem de amma zormuş. 4 kez denedim hala olmadı. En azından hoca problemi kendi kendine çözüyordu ki bu bizi kurtarıyordu. Ah ne şans ama. Herneyse onu bunu geçelim de ben bildiğiniz kalemi yiyordum. Hoca da beni görmüş olacaktı ki "Jennie! Kalem yenmez kızım!" diye bağırdı sonrasında da "Jennie! Hemen tahtaya gel ve problemi çöz!" dedi. Tahtaya kalktım. Kalkmaz olaydım. Ben problemi çözene kadar aradan 15 dakika geçmişti. Hoca da sıkılıp "Tamam otur ben çözerim." dedi. Şans işte ne yaparsınız. Ders bitmişti. Yuna ile bahçeye çıktık ve çilekli sütlerimizi içmeye başladık. Yuna tam "Jennie dikkat e-" diyecekti ki geç kaldı. Topu kafama yemiştim bile. Başımı kaldırdığımda gördüğüm kişi Taeyong'du.