Zilin çalmasıyla dışarı çıktınız. Sonraki ders için dolabına ilerlerken, Tzuyu'nun saçlarını yaptığın kızlara onaylamayan bakışlar attığını gördün.Kızlardan bazıları sana selam verince onlara zoraki bir gülümseme sundun.
Yanına gelen Kai'nin konuşmasıyla ona döndün.
"Sen de kendini biraz tuhaf hissediyor musun? Bence burasu o kadar da kötü değil."Sinirle konuştun.
"Delirdin mi sen? Yaşasın kötülük! Sen kötüsün! Sen korkunçsun! Sen kara habersin! Kendine gel!"
"Oh teşekkür ederim, Y/N! Buna ihtiyacım vardı!" Kai gülümseyerek yanından ayrıldığında dolabına geri döndün.Bu sırada Tzuyu ise, Lay'e yakınıyordu, senin hakkında.
"Sence bu kötü çocuklara cidden para verdiler mi? Yeri'nin saçlarına da bundan yaptı ve İyilik Perisi hiç memnun olmadı."
"Bunun ne zararı var ki?"
"Bu bir geçiş büyüsü! Elbette saçlarla başlıyor, sonra sıra dudaklara, bacaklara, kıyafetlere gelecek daha sonra herkes güzel görünecek! Ben ne olacağım?"
"Dinle Tzuyu-" Lay konuşmaya çalıştığında Tzuyu lafını kesti.
"Törende giyeceğim kıyafetimin prodasından sonra turnuvada konuşuruz. Hoşçakal aşkitom."Tzuyu uzaklaşırken eline aldığın kurabiye paketiyle Lay'e seslendin.
"Merhaba aşkito!"Genç adam sana döndü ve gülümseyerek yanına geldi.
"Merhaba."
"Şey, biraz kurabiye yapmıştım, duble çikolatalı, ister misin?"
"Şey, önemli bir maçım var. Maçlardan önce bir şey yemiyorum ama teşekkür ederim. Sağol. Bir dahaki sefere."Lay gitmek için bir adım atınca gitmesini engellemek için tekrar konuştun.
"Tabi tabi, seni anlıyorum.'Kötülerin çocuklarının verdiği ikramlara dikkat et.' "
"Oh, hayır, hayır."
"Muhtemelen Auradon'daki bütün çocuklar bunu biliyordur."
"Hayır, ondan değil gerçekten, beni dinle-"
"Hayır anladım. Tedbirlisin. Zekice. Ama, bana karşı daha fazla sanırım."Böyle deyince kurabiyeyi elinden kapıp kocaman bir ısırık aldı.
"Bak, sana güveniyorum."Gözlerini onun gözlerine dikip sordun.
"Nasıl olmuş?"
"Güzel olmuş, hatta harika. Ağızda dağılıyor ve cevizli mi bu? Cevize bayılırım. Ayrıca çikolata...çikolata parçaları... afedersin." Konuşamayınca gözlerini kapatmıştı. "Ilık ve yumuşak. Ve çok tatlı... Gözlerindeki altın benekler daha önce var mıydı Y/N?"Lay başka bir ısırık daha almak üzereyken onu durdurdun. Kai ise ona yaklaşıp sordu.
"Nasıl hissediyorsun, dostum?"
"Sanki, adına şarkı yazar gibiyim."
Senin adını bağırmaya başladığında ise ağzını kapatmıştınız.
Kai ise elinden kurabiyeyi çekip incelemeye koyulmuştu. Bunu kesinlikle biri üstünde kullanmalıydı.
~"Çok heyecanlı arkadaşlar maçın bitmesine 47 saniye kaldı. Durum berabere. Auradon'un ateşli iki takımı kıyasıya mücadele ediyor."
Koç, Kai ve Chanyeol'u oyuna sokarken Elena endişeden tırnaklarını kemiriyordu.
"Ya başına bir şey gelirse? Ya bir yerini kırarsa?"Ona yan gözle bakıp konuştun.
"Cidden, sen ve Kai'nin birlikte olduğunu düşünmeye başlıyorum."
"Eiyy yok canım, sadece arkadaşız biz.""Kayıp Ada'dan deli fişek Kai ve kalkanı zar zor tutan çelimsiz Chanyeol oyuna giriyor! Ve, başladı! Kai'ye uzun bir pas geliyor! Kai, Prens Lay'e atıyor! Chanyeol güzel bir block yapıyor ve rakibinin üstünde dans ediyor! Ve işte Kai geliyor, Kai orta sahada çalım atıp merkezi aşıyor! Oh, şu hareketlere de bakın! Kai ölüm bölgesinde Prens Lay'e güzel bir pas atıyor! Sehun block yapıyor! Kai vuruyor! Oh, karşı takımın kalecisi atışı kurtardı!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Long Live Evil | Lay OC |
FanfictionPeki Belle ve Canavar'ın oğlu olan Lay, Malefiz'in kızı olan sana aşık olursa ne olur? _ Yazarın kuzeniyle izlediği filmin uyarlamasıdır.