mulan

462 40 8
                                    


"Çocuklar, izninizle. Biliyorsunuz bu haftasonu Auradon Koleji'nde aileler günü var."

İyilik Perisi, dersinizi yarıda bölüp konuşmaya başlayınca dördünüzün dikkati ona çevrildi.

"Sizin aileleriniz malum sebeplerden dolayı gelemediği için görüntülü konuşma ayarladık."

Arkasındaki televizyon ekranını göstererek konuştuğunda ayağa kalkıp ekranın önüne geldiniz.

İyilik Perisi klavyeden bir tuşa bastığında annenin kameraya yaklaşmış yüzünü gördün.
"Ne bir şey duyuyorum, ne de görüyorum. Çalışıyor mu bu? Bozulmuş sanırım. Lanet olası elektronik."

Elena, ekrandaki üç kötüye bakarken üzüntüyle omuzlarını düşürdü. Onun annesi gelmemişti.

"Hey, üzülme." Desteklercesine konuştuğunda genç kız omuz silkti.

"Geleceğini düşünmek hataydı. Muhtemelen bir yerlerde pullarını parlatıyordur."

İyilik Perisi bir tuşa daha bastığında artık aileleriniz sizi görebiliyordu.

Cruella DeVil, İyilik Perisi'ni kastederek konuştuğunda gülmemek için yanağını ısırdın.
"O yaşlı yarasa da kim?"

"Bu, İyilik Perisi." Chanyeol annesine hitaben konuşunca Malefiz'den bir gülme yükseldi.

"Hala o patlıcan numarasını yapıyor musun?"

İyilik Perisi kendini savunurcasına konuştu.
"Ben balkabağından çok güzel bir araba yaptım!"
"Sindirella'ya hala gece 1'e kadar izin vermedin değil mi?"

Annen ve İyilik Perisi atışırken Elena arkasını döndü.

"Nereye?" sorduğunda kafasınu sana çevirdi.
"Gidiyorum. Benimki nasılsa gelmeyecek."

"O kadar emin olma."

Ekrandan gelen kalın erkek sesi, Elena'nın gözlerinin dolmasına yetmişti. Yavaşça ekrana yaklaştı ve sordu.
"Baba?"
"Ta kendisi."

Hades kadraja girince Elena titredi. Kai'nin yaptığı ise arkasına geçip kıza sarılmaktı.

"Ne hakla buraya geliyorsun?"
"Babanım ben senin."
"Sen beni daha bebekken terk ettin!"
"Düzeltiyorum, ben anneni terk ettim. Onunla iyi geçinmek o kadar kolay değil."
"Baba olmayı beceremiyorsun."
"Dinle küçük kız, sen bir tanrıyla konuşuyorsun ve dramalarını dinlemek istemiyorum. Benim kendi adımı taşıyan kocaman bir yeraltı dünyam vardı, şimdi ise hiçbir şeyim yok!"
"Öyle mi? Çünkü 16 yıl boyunca benim de hiçbir şeyim yoktu!"
"Kibarlık benim olayım değil."
"Sanırım bu yüzden kaçtın."
"Hey, annenle evli olmayı dene!"
"Baba olmaktan çakıyorsun."
"Zavallı Ella, üzgün müsün yoksa?"
"Güçleri olmayan sen kadar değil. Buraya kavga etmeye gelmedim. Şunu düzgün yapalım."
"Ben ruhları çalarım, çiçek falan mı bekliyordun? Oh unutmuşum, Ada'da çiçeğimiz yok."
"Buraya sadece annem için gelmiştim."
"Oysa ben sana hiçbir şey vermeyerek herşeyi verdim. Yapmam gerekeni yaptım."
"Hayır, sen sadece senin için en iyi olanı yaptın."
"Yani, bir iki bir şey öğrenmelisin. Bıçak kemiğe dayandığında yapman gerekeni yaparsın."
"Hiçbir zaman yanımda değildin, sanırım telefonun yoktu. Hiçbir zaman seni özledim demek için aramadın."
"Şaka mı yapıyorsun? Şaka mı bu? Bırakmalısın artık bunu! Bu babacık sorunlarıyla daha güçlüsün."
"Oh, sağol!"
"Bana biraz saygı göster, ihmal etmek kolay değil! Benim ilgim seni daha yumuşak yapardı."
"Gurur mu duymalıyım? Bu olayı çevirme!"
"Sanırım sen babasının kızısın."
"Ben yapmam gerekeni yaptım! Bunların hepsini kendim yaptım ve sana teşekkür borçlu değilim!"
"Pekala, beni buradan çıkarıp yanına almaya ne dersin?"
"Peki ya aklını kaçırdığın için orada kalmana ne dersin?"
"Haydi anı yaratalım! Bana şehri gösterirsin!"
"Hayır, anıların sana kalabilir."
"Aş artık bunu."
"Zaten aştım!"

Aynı anda konuşmaya başladılar.
"Ben yapmam gerekeni yaptım! Hayır, sen sadece kendin için iyi olanı yaptın!"

Elena derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı. O sırada Hades'in gözleri hala Elena'yı saran Kai'ye kaydı. Yüzüne bir gülümseme yayıldı.
"Vuhuu, aslanlara mı ilgi duyuyorsun? Düğüne davetli miyim?"
"İnanılmaz!" Elena, Kai'nin kollarından kurtuldu ve kapıya doğru yürümeye başladı. Kai de peşinden gidince, ablası Vitani, kardeşinin ismini bağırdı. Zira ise Hades'e vurdu.
"Al işte! Oğlumla tek görüşme şansımı mahvettin!"

Hades arkasını dönüp çıkarken Malefiz sana döndü.
"Y/N!" Sert bir tonda bağırarak söylemişti ama İyilik Perisi'nin hala orada olduğunu hatırlayarak düzeltmeye çalıştı. "Oh benim küçük kurabiyem! Seni çok özledim! Annen seni daha ne kadar bekleyecek?"
"Bu cuma taç giyme töreni var, sanırım ondan sonra olabilir."
"Daha erken olamayacağına emin misin? Dayanamıyorum, artık kavuşmam lazım o sihirli değ- küçük kurabiyeme!"

Cruella kameraya yaklaşıp bağırdı.
"Ça-Ça-Ça Chanyeol! Köpek mi o? Ah tam da kulaklıklar için boyda!"

Chanyeol sertçe konuştu.
"Hayır! Bir evcil hayvan için uygun boyda! Bu köpek beni seviyor, ben de onu!"
"Hahahaha, kapak olsun!" Zira konuştuğunda Cruella ile atışmaya başladılar.

İyilik Perisi bir tuşa basıp ekranı kapattı ve üzgün gözlerle size döndü.
"Çok özür dilerim, böyle olacağını düşünemedim."
"Çok güzel bir sürprizdi. Teşekkürler. "

Chanyeol ile arkanı dönüp yürümeye başladığınızda, uzun çocuk sordu.
"Sence bu işi başaramazsak ne olur?"
"Bence ailelerimizi çok büyük hayal kırıklığına uğratmış oluruz. Ama elimizden geleni yaptığımız için bizimle gurur duyarlar."
"Gerçekten mi?"
"Hayır. Kesinlikle hapı yutarız."
~

Elena hızla okul koridorlarınsda yürürken, Sehun'a çarptı.

"Hey, prenses, ne oldu?" Sehun ilgiyle konuştuğunda Elena yumruklarını sıktı. Mavi alevler yumruklarını sarmaya başladığında Kai koşarak genç kızın yanına geldi ve omuzlarından tutup onu sarstı.
"Ella! Sakin ol!"

Alevler sönüp Elena yumruklarını açtığında, buğulanan görüşü de düzelmişti. Gözleri bir süre Kai ve Sehun arasında mekik dokudu. Daha sonra kendini Kai'nin kollarından kurtarıp arkasınu döndü ve ilerlemeye başladı.

Kai onun arkasından gitmeye yeltenince Sehun sordu.
"Neyi var onun?"
"Baba sorunları. Senin asla anlayamayacağın bir şey."
"Bir gün gerçekleri görmek zorunda kalacaksın Kai. Scar bir hain ve yalancıydı. Başına geleni hak etti."
"Bana bak seni prens bozuntusu. Scar, Mufasa'yı soğukkanlılıkla öldürdü. Benim de yapamayacağımı düşünme sakın."
"Deneyelim mi? Bu akşam, arka bahçede. Kim kazanırsa, her şeyi alır."
"Kabul."
~

Gece olduğunda Kai, kimseye fark ettirmeden odasından çıktı ve bahçeye doğru yol aldı. Oraya ulaştığında Sehun'un onu beklediğini gördü.
"Şunu bitirelim artık." Sehun aslana dönüşerek konuştuğunda Kai de kafasını sallayıp aynısını yaptı.

Kai'nin aksine, Sehun'un yelesi kırmızıydı ve Kai'nin aksine ten rengi daha canlıydı.

Şimdi ikili karşılıklı birbirlerine hırlıyordu. Kai vakit kaybetmeden Sehun'un üstüne atladığında, kırmızılı olan pençesini diğerinin yüzüne savurdu. Yere yuvarlanan Kai kafasınu kaldırdığında, artık Scar'ınki gibi bir yarası vardı.

Sehun, benzerliği fark edince şaşırdı. Şu an Kai, tıpkı babasının ona anlattığı Scar gibi görünüyordu.

Gözlerinden öfke saçan Kai tekrar Sehun'un üstüne atladığında kırmızılı olan arka ayaklarıyla Kai'yi savurdu.

Kai yere düştüğünde Sehun, kazanmak için yerdekine doğru hamle yaptı ama Kai, Sehun'un yüzüne pençesini atarak yüzünün çizilmesine sebep oldu.

Sehun yere düştüğünde, Kai onun üstüne çıktı ve kazandığını ilan etti.

🌊

Long Live Evil | Lay OC |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin