"kim jongin gitmeden önce kaburgalarımı teker teker kırdı yine şak diye, oturup ağladım sabahların köründe içli içli. saçlarımdan birer birer düğümler koptu da canımı da aldı gitti yanında, ciğerlerimden kül olana kadar yandım da duruldum. can ağrım...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
—
Bir takım turunculu yürek yangınları biriktirdim saçlarımın tam ortasına, sen öpesin diye biraz da sevdama kattım. Sen öp diye Kim Jongin, sen öp diye saçlarımdan günlerce düğüm düğüm yangınlar kopardım, can ağrından çektim oturttum tam ortasına. Sen ölme diye Kim Jongin, sen ölme diye ben turunculu yürek yangınları biriktirdim, canımı da al giderken yanında diye biriktire durdum hepsini. Kaburgalarımı kırdım teker teker, şak diye kırdım, ruhumdan geri kalanı doldurdum yüreğine, turunculu yürek yangınlarımdan koydum, tam ortasına koydum.
Turuncuları sevmemene rağmen yaptım bunu, turunculu yürek yangınlarımı sevmemene rağmen yaptım. Ben sevdim çünkü onları, sevdim Kim Jongin, sen sevmesen de ben sevdim her birini. Yüreğinin tam ortasında, yüreğimin tam ortasında tuttum, yıldız tozunu anımsatan saçlarında tuttum, ıhlamur kokulu dudaklarında tuttum, boynunda tuttum, göğsünde tuttum, kafandan, ayak parmak uçlarına kadar tuttum. Sonra öptüm.
Bir takım turunculu yürek yangınları biriktirdim, biriktirdim ki, yüreğinin tam ortasına ne yaptım ne ettim ektim hepsini, üstüne de biçtim. Yetmedi küllerimi de serpiştirdim yollarında, sevda küllerimi serpiştirdim, dayanamadım yıldız tozu saçlarından da kattım, onlarsız yapamam diye. Turunculuyum ben dedim sonra, turunculun'um Kim Jongin, turuncular pes etmez, turuncular savaşçıdır. Pes ediyorum.
Bir takım turunculu yürek yangınları biriktirdim, biriktirirken José Saramago'nun şu sözüne de inandım. Kötü kader diye bir şey yoktur; 21. yüzyıl vardır ve bu yüzyıl bir kelebeği bile intihar ettirebilir. İnandım, inanırken de içimdeki binbir türlü kelebeği intihar ettirip durdum.
Sonra sen geldin, sen geldin Kim Jongin. Sen gelene kadarmış meğer benim intihar ettirmelerim. Sen geldin de kondun, turunculu efulin olmuş avuçlarıma, turunculu yüreğimin tam ortasına kondun.
Deliyim dedim çünkü ben, turunculu bir deliyim de avuçlarımda yaşattığım renk renk kelebekleri teker teker intihar ettirip bir seni yaşattığıma inanıyorum.
İnanıyorum, inanıyorum inanmasına da bilemiyorum intihar ettirdiğim renk renk kelebeklerin bir gün ceza olarak bana döneceğini. Ölümümün, ölümünün onların elinden olacağını bilemiyorum da, bilemeye bilemeye izin veriyorum. Verdiğim o an çat diye yanıyorum tam oracıkta. Tam oracıkta ağrıyor da canım, ben yine de biriktire duruyorum, biriktire duruyorum da yaşatmaya çalışıyorum seni turunculu yürek yangınlarımın tam ortasında.
Bir sen kal istiyorum, bir sen kal. Bir sen kal ki yaşayayım, bir sen kal ki yaşatayım seni.
Beceremiyorum, beceremiyorum Kim Jongin. Ölümün ellerimden olsun istiyorsun, onu da beceremiyorum. Hepsi bu.
•
Ne yaptım ne ettim, yine de çıkaramadan duramadım az kalsın paslanacak olan o taslaklarımdan. Herkesin yüreğine bir de ben dokunayım dedim turunculu turunculu, hepinizin yüreğinin tam ortasındaki o yangın olayım istedim. Umarım severiz de hepimiz birbirimizi, oluruz birtakım turunculu yürek yangınlarının en güzel parçası. Hoşçakalın daima benim turunculu portakallarım.