Tonguç

31 3 0
                                    

Her zaman bir centilmen olmuşumdur. Aslında çoğu zaman demek daha doğru olacaktır. Çünkü bugün centilmen çizgimi biraz esnetmemin gerektiği günlerden biri. Hayat işte, benim gibi bir beyefendiyi, bir aristokratı, bir üstinsanı, sevdiceğinin isteklerine karşı gelmeye itiyor. Zaman robdöşambrı kenara bırakıp, savaş zırhını giyme zamanı, zaman bir tanemin doğum gününü kutlama zamanı. Kendi doğum günü partisine bile katılmak istememesini, ister istemez gösterişsiz yapısının bir yansıması olarak değerlendirmişimdir hep. Ne de olsa kendisi mütevazilikte keşişlere örnek teşkil edebilecek bir insandı.

Gerçekten de robdöşambrımı çıkardım ve giyindim. Elbette ki bol çikolatalı profiterolümü almaya üstümde sabahlıkla gidecek değildim. Yüksek teknoloji ve yenilikçi yazılımlar kullanarak sincabımın evinin lokasyonunu tespit ettim. Daha ben bile farkına varmadan Swarm'ındaki "Evim" lokasyonunda doğru yola çıkmıştım. Ta ki yolum amansız belediye işçileri tarafından kesilene kadar. Alelade bir bahane olan "Yol çalışması" bahanesi ile mutluluğa giden yolda, yolumu kesmişlerdi. İçimden olacak şekilde gerekli küfürleri ettikten sonra alternatif bir rota arayışına giriştim. Küfürleri, sahiplerine doğru ve yüksek sesle edecek kadar pervasız biri değilimdir. Sonuçta bir devlet çalışanına hakaret etmek ciddi bir suçtur. Aynı yasa devlet bünyesinde çalışan taşeronlar için de geçerli mi emin değilim ancak böyle bir riski alabilecek bir konumda değilim. Sonuçta benim gibi kumaşında "aile babası" olmak olan biri için bunlar hayli düşüncesiz hareketler. Yine de gerekli konu hakkında avukatıma danışmam gerektiğini not edip yoluma devam ettim. Aşka giden yolda bir engeli de var olmayan yol koydu. Sanırım yol çalışması o kadar da gereksiz bir eylem değildi. Bal paremin evine giden, alternatif yol, sadece mıcır ve yer yer çamurdan oluşuyordu. Keşke sabah araba tercihimi jip yönünde kullansaydım diye düşündüm. Benim vizyonuma sahip bir insanın bile bu duruma düşmesi, vizyonun öngörülemez karşısındaki acziyeti için çok güzel bir örnek teşkil etse de beni yayan kalmaktan kurtaramadı.

Bugünkü takım elbisemi sadece bu buluşma için diktirmiştim. Her şey nar çiçeğimi etkilemek içindi. Bu takım elbisede italyan kesim yerine geleneksel olan ingilizi tercih etmiştim. Elmalı turtam ile olan ilişkimizde niyetim ciddiydi. Aile kurmaya hazır, olgun bir erkek olduğumu belli etmek için daha iyi bir yol olamazdı.

Kenara çekip, aşkım uğruna terk ettiğim arabamdan uzaklaşırken çakılların ve çamurların arasından zarif ve hızlı hareketler ile ilerliyordum. Bale eğitimimin böylesine zorlu şartlarda hayatımı kolaylaştıracağı kimin aklına gelirdi. Bulunduğum muhitte gözüme çarpan ilk şey, buradaki evlerin yaklaşık orta halli bir takım elbise fiyatında olmasıydı. Sanırım çikolatalı kurabiyem halkın arasında olmayı tercih ediyordu. Ne kadar da vizyonlu bir kadın. Şekerparemin "Home Sweat Home" diye check-in yaptığı mekana yani evinin olduğu sokağa doğru ilerliyordum. Bitter çikolatam, evim evim terli evim diyerek ne kadar çalışkan bir insan olduğunu, esprili bir dille anlatmak istemişti sanırım. Ah ne kadar da hayran olunası ince bir zeka örneği. Keşke Nikola Tesla da bu günleri görebilecek kadar uzun yaşasaydı orkidemden biraz feyz alsaydı.

Tatlı patatesimin sokağına girdiğimde herkesin gözü benim üzerimdeydi. Annem sürekli yakışıklı olduğumu söylerdi ama bu kadar büyük bir ilgi de beklemiyordum. Biraz resmiyetten kurtulmak için ceketimi çıkarıp, yelek ile yetinmeye karar verdim. Yavaş bir şekilde ısınan hava ve üzerimdeki gözler beni terletmişti. Uzun süredir tempolu bir biçimde yürümem de cabası.

Dik dik bakan gözler ve sözlü tacizler arasında ilerleyip sevdiceğimin sokağına ulaştım. Bir de ne göreyim, beni sokağın başında bekliyordu. Bu bir rastlantı mıydı? Yoksa biri çok gizli sürpriz planımı sızdırmış mıydı? Ben bu sorular içinde boğulurken, Jülidem beni gördü. Gözlerindeki şaşkınlıktan sürprizimin dış mihraklar tarafından sızdırılmadığını anladım. Üzerinde tanıştığımız günün aksine daha basit ve sıradan kıyafetler vardı. Sanırım daha sade ve gündelik giyinerek doğal güzelliğini ortaya çıkartmak istemişti. Yüzünde nedenini anlayamadığım bir gerginlik, tedirginlik vardı.Onu gelip evinden alacağımı haber vermememden kaynaklanıyor olabilir diye düşündüm. Sonuçta küçük sürprizler yapmayı seven bir centilmendim. Arada sevdiğim insanlara böyle jestler yapardım. Ama sanırım ikinci buluşmamız için fazla cüretkar bir hareketti. Ne kadar cesur bir yapımın olduğuna da bir kanıttı bu aslında. Ailem ve yakın çevrem bu cesur kişiliğimden haberdarlardı. Bir keresinde hepsinin gözü önünde kuru sıkı bir tabanca ile ateş etmiştim. Arada böyle çılgın ve fevri hareketlerim olurdu ama düzenli bir hayat kurunca durulmayı planlıyordum.

TonguçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin