"sen ağladıkça canım sevgilim, içimdeki çocuk yetim kalıyor."

1.5K 184 75
                                    

"Belki de bu dünyayı sevmek için kendi üzerinde harcadığı çabalar ona bu kadar ağır gelmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Belki de bu dünyayı sevmek
için kendi üzerinde harcadığı
çabalar ona bu kadar ağır gelmişti."

—Lev Tolstoy

"Gece yarısı on ikiden sonra bir daha kimse dilimizi konuşamayacak. Şiir kitapları yakılacak, şarkılar silinecek, şairler öldürülecek, dualarımız bitecek ve biz kapitalist dünyanın köleleri olacağız, Jeon."

Titreyen ellerini zapt etmeye çalışan, göz yaşları yanağında yuva yapmış eşime bakıp yavaşça gözlüğümü çıkarttım ve derin bir nefes verdim. "Taehyung, ağlama güzelim."

"Jungkook... Anlamıyorsun."

"Elbette anlıyorum." Dedim peş peşe verdiğim nefeslere inat. "Elbette anlıyorum Taehyung, bizi asimile etmek, varlığımızı onların iğrenç modern kültürüne uyarlamak istiyorlar."

Kızaran yüzüm ve yükselen sesimle ürken eşime bakıp gözlerimi hardal rengi halının üzerinde gezdirdim. "Kaybettik... Canımızın karşılığı dilimizden vazgeçmemizi istiyorlar, bilmiyor muyum sanıyorsun?"

Sıkkın ellerini bana uzatırken, onları kucaklayıp tek kişilik koltuğumuza çektim. Bedeni benim vücuduma yaslanırken dudaklarımı yarım yamalak saçlarına bastırmış ve bel oyuntusunda bir kaç kez turlamıştım.

Sonrasında dalgın yüz ifadesine nazaran, hüzünlü sesi odaya yayılmıştı. "Jungkook bir daha bana şiir okuyamayacak mısın?"

İşte tam o an içim gitmişti.

Çünkü siz bilmezdiniz Kim Taehyung'u. O ki, öfkeli gözleri ardında ufacık bir çocuktu. Büyük doğmuştu benden, büyüklük yapmasını da bilirdi bilmesine lakin sığınağı bendim, onun.

Bana ağlardı, bana iç dökerdi ve beni sonsuz sevgisiyle sarıp sarmalardı. Kim Taehyung öyle bir adamdı ki, kurtaramadığı her bir çocuk için çiçekler dikerdi bahçesine.

O bir doktordu. Onlarcası hayat kurtarmış ve kurtaramadıkları uğruna yas tutan bir bilim insanı.

Beyaz şarap kadar tatlı ve kırmızı şarap kadar yakıcıydı eşsiz çene hatları; erişilemez bir güzellikti, söylemem o ki doyumsuzdu.

Yaşadığımız ülke, kan revan bir savaştaydı yıllar boyu. Çok acı çekti modern silahlara karşı etten duvarlarımız. Nihai son geldiğinde yenilen ulusumuz, çıkarcı devletler karşısında dil fermanını imzalayıp daha fazla kan dökülmemesi için ana bağrı dilinden vazgeçmeyi kabul etti.

Lafın kısası, kendi ölüm fermanını imzaladı.

Bundan sonra ne yüzyıllık şairlerin eserleri okunacak, ne şarkılar söylenecek ne de dilimizi kullanabilecektik. Kapitalist dünya, ülkemizi asimile etmek uğruna bir uygarlığa kıyıyordu lime lime.

kim taehyung'un konuşmayı yitirdiği gece ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin