İNGİLİZCE
EV İLE İLGİLİThe glass ceiling : Hakettiği halde bir kimsenini bir işte ilerlemesine izin vermemek ,mani olmak
Blood on the carpet : İşle ilgili bir konuda kötü bir olaydan sonra işini kaybetmek
To hit the ceiling : Birşeye çok kızmak
To get a foot in the door : Fırsat,açılan bir kapı
To show someone the door : Bir kimsenin ayrılmasını istemek(kaba bir şekilde)
To have elbow room : Yeterli boş alan
To get in on the ground floor : Bir işe yüksek beklentilerle alt seviyeden başlamak
A watched kettle never boils : Birşeyin olmasını endişeyle beklerken her zaman daha uzun sürer
To be a lounge lizard : Yalaka,yılışık insandan bahsederken
To make room for someone or something : Bir kimseye bir konuda yer açmak
Climb the wall : Çok sıkılmak
Drive someone up the wall : Birisini kızdırmak yada canı sıkmak
The handwriting’s on the wall : Kötü şans
To go to the wall : İflas etmek
To knock one's head against a brick wall : Az bir başarıyla yada tamamen başarız olarak birşeyi yapmaya çalışmak ve vaktini boşa harcamak
ALIŞVERİŞTo buy the farm : Ölmek
To buy a pig in a poke – To buy a lemon: Değersiz birşey almak
To put all your eggs in one basket : Tüm yumurtaları aynı kefeye koymak,herşeyi riske atmak
Own brand :Kendi ürününü üretip satmak
The drinks are on me : Birşeyi ödemeyi teklif etmek,genelde yiyecek yada içecek
To pay one’s way : Ödemelerde başkasına yardımcı olmak
To pay over the odds -To pay through the nose: Birşey için gereğinden fazla para ödemek
Closed shop : Özel bir ticari örgüte bağlı olmak zorunluluğu,sendikalı işyeri
To be all over the shop : Birşeyi heryerde aramak,kargaşa içinde olmak,karman çurman olmak
To shop around : Fiyatları karşılaştırmak maksadıyla dükkanları gezmek
To shop lift : Dükkandan eşya çalmak
To shop till you drop : Alışveriş turuna çıkmak
To shut up shop : İşyerini kapatmak
To talk shop : Birinin işinden yada mesleğinden bahsetmek
Shopping therapy : Alışverişin insanı neşelendirip,keyiflendireceğini farzetme,düşüncesi
To try it on : Bir kimseyi kandırmaya çalışmak
ULAŞIMTop flight : Bir meslekte ,işte en üst noktada bulunmak
Hit and run : Polise haber vermeden,trafikte vurup kaçmak
End of the line(road) : Bir işin sonu – yolun sonu görünüyor…
Ship someone off : Bir kimseyi uzağa göndermek
Shape up or ship out : Bir kimseye performansını yada hareketlerini düzeltmesini söyleyerek aksi takdirde ayrılmak zorunda olduğunu belirtme
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNGİLİZCE ÖĞRENİYORUM
Non-FictionBence işinize yarayacak... (%100 Garanti) Dilciler ve İnginlizce öğrenmek istiyenler, toplanın! :)