hayat bazen, nedensiz inanmayı gerektiriyor. her şey pahasına fedakarlık yapmayı, iki dakika da olsa görebilmek için saatlerce yürümeyi, bir gülüşle mutlu olmayı ve acılarını sarıp büyümeyi, ağlayarak olgunlasmayı öğretiyor. değmediğini anladığın da pes etmemeyi ne olursa olsun mücadeleyi, savaşçı olmayı gerektiriyor. hayat bazen oyunun kurallarına uymayıp mızıkçılık yaptığın da devre dışı kaldığın da bile onursuzca devam ettirmeyi gerektiriyor..hayat bazen düştüğün yerden kendin kalkman gerektiğini öğretiyor, öğrettiriyor.
Bugün babamın ölümünün birinci ayı annem ne kadar bana göstermese de icinde ki üzüntü hala var onu iyi tanıyorum babamın ölümüyle birlikte sitemizi satmak zorunda kaldık. Her şey zaten üst üste geliyordu şimdi babamın anılarını da elimden alıyordu bazı insanlar bunu kader diye açıklarken bazıları şanssızlık olduğunu söylüyor.
Kaderin cilvesi...
Ondan kalan tek şey babamın son mektubu, annem onu sakladığı için daha okuyamadım. onunla ne kadar kavga etsem bile bana dediği şey öğrenmemen senin için daha iyi. Neyi Iyi neyin kötü olduğunu anlayacak yasa geldim lise 3.sınıfım tüm kızların ilk aşkı olan babalar benimde ilk aşkımdı. Bir ay geçmesine rağmen onunla olan anılarım çok çabuk siliniyor.
"Hilal hâlâ uyanmadın mı okula geç kalicaksin " annemin o bülbül sesiyle düşüncelerimden uyandım. Babamın ölümü yari yıl tatilde araba kazasıyla gerçekleşmişti yaninda en yakin arkadasi olan Fariz abi de yanındaydı o ağır yaralı olarak hastaneye kaldırmıştı şuan sağlık durumu gün geçtikçe daha iyi evimizi kaybettiğim gibi okul arkadaşlarımı düzeltiyorum satıcıları ve okulumu da kaybettim eski arkadaşlarım paramizin azaldığını öğrenince benimle konuşmaya utandiklarini ve onları düşük gösterdiğimi çok açık bir şekilde ifade ettiler şimdi normal başka bir devlet okulunda okuyorum. Ilk defa böyle bir ortama giriyorum azcik bile olsa korkuyorum çünkü kolejdeki gibi sıkı güvenliği olmayan bir yere gidicem.
Kapinin acilmasiyla annemi aşağıda fazla beklettigim ve o sinir bozucu bakışlarını üzerimde gezdirip
"daha kalkmadın mı sen ! " azarlayak dolabımda yeni okul formalarımı çıkardı altı siyah üstü lacivert ve üzerinde okulun logosu bulanan formaları uzerime atıp kapıyı sertce çarparak çıktı .
Elimdeki formaları yatağın üstüne koyup üstümdeki gecelikleri çıkardım ve odanın her hangi bir yerine fırlattım yatagin üstündeki formayı da giyip dolabın boy aynasından baktım. Saçlarım kızıl ve uzun olduğu için bi de okula gidiyorum normal at kuyruğu yaptım beyaz su gibi tenim ve ela gözlerim saçımla çok hoş duruyordu elmacık kemiklerim belirgin orta boyluyum daha fazla annemi bekletmek istemediğim için hemen annemin yanına indim . Annem çoktan kahvaltıya başlamıştı. Bende bir sandalye çekip kahvaltıya başladım.
"Nasıl hissediyorsun " dedi annem
"Hıı "
"Okula gidicen diyorum yeni ortam falan " aslında bir fark yoktu sadece nasıl davranicaklarini bilmiyordum önceki arkadaşlarım gibi yalanciktan mi arkadaş olacaklarını artık insanları tanıyamıyordum sürekli yanımızda olan aile büyüklerimiz akrabalarımız bile yardim etmemişti kazada olan Fariz abi tek yanımızdaydı babam iyi arkadaslar bulmus benim aksime bu da yetmezmiş gibi annemi de taniyamiyordum çok sinir bozucu bir hayatım var .
"Aynı anne bi fark yok kaçta beni alırsın "
"16:10 da seni alırım bir şeye ihtiyacın olduğunda ara beni tamam mi ?"
"Tamam" dedim daha fazla bu sıkıcı konu hakkından konuşmak istemiyordum . "Babamın mektubunda ne yazıyordu. " sürekli bu soruyu sormaktan bıkmıştım.
"Seni kırmak istemiyorum Hilal bi daha bu konuyu açma " dedi yuksek sesle ve masadan kalktı . Dış kapının açma ve kapanma sesiyle dışarı çıktığını anladım bende hemen yanımdaki siyah çantayı tek koluma takıp annemin yanına indim.
Otobüs duraklarına kadar hiç konuşmadık bir birimize bakmadık bile ikimizin otobüsü farklı olduğu için ayrı otobüslere bindik. Boş bir yer bulup oturdum ve sarı kulakligimi çıkarıp herkes gibi yalandım şarkısını dinlemeye başladım. Içimde de şarkının sözlerini tekrarliyordum. Otobus anı fren yaptığı için bi çocuk kucağıma oturdu ona baktığımda koyu yesil gözlerini benim ela gözlerimle birleşti gözlerim çocuğun yüz hatlarını kesfetmeye baslamisti bile çok keskin yüz hatlarına sahip dudağı dolgun kiraz renginde beyaz teni kumral saçıyla uyumlu köprücük kemikleri benim köprücük kemiklerimle yarışır. Bi an hangi durumda olduğum aklıma gelince
"Kalkar mısınız üstümden 404 gibi yapıştınız " dedim. Su gibi beyaz tenim kesin kızarmıştır .
Üstümden kalkınca "kusura bakma bilerek düştüm" dedi sırıtarak ve arkalara doğru yürüdü.
Bu neydi böyle engelli biri eksikti o da oldu .
Otobüs durduğunda arkama dönüp baktığımda neredeyse otobüsün yarısı inmişti vay bee herkes bu okula geliyor he ...
Kapinin onune geldigimde bazı yerleri dökülmüş krem ve kahve rengi boyası olan bence çoktan yeniden boyanmalıydı neredeyse herkesin serbest kıyafetlerle takıldığı disiplini düşük bir okul olduğu anlaşılıyor okul kapısının yanında sigara içen keko grupları ve onlarla gereğinden fazla samimi pozisyonda sohbet edrn ucuz kızlar vardı . Erkeklerden birinin bakislari üzerimde olduğunu hissettiğimde hemen okulun bahçesine girdim. Herhangi bir kaldırım gibi bir yerde oturdum. 5 dakika sonra müdür kursiye geldi herkes bir yerde toplandı hangi sınıfta olduğumu bilmediğim için 11. Sınıfların A şubesinde siranin en arkasinda durdum. Bir esmer kız nefes nefese yanıma geldi koştuğu baya belliydi .
"Selam" dedi nefes nefese
"Selam"
"Yeni mi geldin " zor zar nefesini kontrole almışken
"Evet "
Elini uzatarak "ben Eda"
Elini sikarak "Bende Hilal" dedim.
Müdürün kürsüde konuşması bitmek bilmiyordu 15 dakika oldu kılık kıyafetleri düzgün giymemiz gerektigini dışardaki keko gruplarıyla muhabbet etmememizi ve gereksiz bazı konuşmalar Eda'ya dönüp "müdür yardımcının odasını biliyor musun " dedim
Gülerek "hayır bilmiyorum çünkü ben bu okulda 3 yıl okumadım " buna bozulmustum ama ilk günden kimseyle tartışmak istemiyordum. Konuşmasına devam ederek "Niye sordun ki "
"Şube mi bilmiyorum " moralimin bozulduğunu belli ederek.
"Tmm ben seni götürürüm " arada az sessizlik oluştu "saçların gerçek mi ?" Dedi.
"Evet " dedim başımı öne eğerek .
Eda bir şeyler daha konuşacakken müdürün konuşması bitti ve benle Eda müdür yardımcısının odasına girdik ...
Şubem normalde C deymiş ama Eda nin ısrarıyla A ya aldılar.
Odanın tam karşısında merdivenler vardı. Ordan yukarı çıktık koridorlar çok sıkış tepisti. Koridorun sonundaki sınıfa girdik tabi ben girer girmez sert bir şeye çarptım. Kafam sanki yerinden cikicakmis gibi ağrıdı.
Kafamı yukarı kaldırdığımda onu gördüm. Bana sırıtarak bakıyordu .
"Seeennnn" dedim. Uzatarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE YARISI
Romancehayat bazen, nedensiz inanmayı gerektiriyor. her şey pahasına fedakarlık yapmayı, iki dakika da olsa görebilmek için saatlerce yürümeyi, bir gülüşle mutlu olmayı ve acılarını sarıp büyümeyi, ağlayarak olgunlasmayı öğretiyor. değmediğini anladığın da...