Yine lanet bir sabah ve yine görev peşindeyiz. RM neredeyse gelemedi bir türlü. Hepimiz buradayız ama sayın lierimiz bugünde mi geç kaldı?
Zorlu bir görev ve liderimiz yok. Süper kesinlikle.
"Merkezdeyiz RM neredesin?"
JK:Hatlar kesik, ses yok.
"Ne? Hatlar mı kesik? Kafayı mı yedin? Koskoca özel ajanın hattı mı kesik olur?"
Saatime doğru yaklaştım ve
"RM yeter artık, çabuk gel sıkıştık anlasana"
Arkamda biri belirdi. Ya da sadece benim kuruntumdu. Ve böyle düşünmekte yanılmıştım sanırım.
"At silahını gerizekalı."
İşte bu sefer içsesimi dinlemeli ve tetikte olmalıydım.Ama kuruntum olduğunu düşündüm. Kahretsin!
Mükemmel. Artık rehin alınmıştık ve liderimizden de cevap alamıyorduk.
Çatıda biri mi vardı ben mi yanılıyordum?
Ama Jin hyung da kaş göz işareti yapınca anlamış oldum........Kesinlikle bu sefer kuruntu değildi.
Tam arkamızda çatıdan aşağıya kadar uzanan bir direk ki bu direk aşağıya kadar da devam ediyordu. Çatı dediğim yer ise karanlıktan ibaret bir balkondu. Bizim için bu bir avantaj olabilirdi.
Ama şuanda aklım çatıdaki karanlık elçisi olan kişide takılı kaldı. Jones -baş düşman- ne diyordu, duymadım bile.
"Getirin yılanın başını."
RM'i getirdiler. Dostum, üzgünüm. Bende neden cevap vermiyor diyordum.
Jones: Bakıyorumda artık yenik düştünüz ne dersiniz ha? Beni yakalamaya çalışıyordunuz en son. Kim kimi yakaladı? Bir avuç beceriksiz sürüsüsünüz işte.
RM: O çeneni kapa gerizekalı. Bir müsabakayı kaybedince biz daha iyisini kazanırız.
Jones: Özgüven fışkırıyor. Ama benden daha iyi bir müsabakanız yok ne yazık ki. Şimdi patlayıcıyı çalıştırma vakti ne dersiniz? 10 dakika içinde bum.... Bir bakmışsınız ki ölmüşsünüz... Vah vah ne yazık.
Bu piçin bu şekilde dalga geçmesi bile şuan onu öldürmek için iyi bir neden.
Bilinmeyen kız: Ahh hadi ama bu ne kadar sıkıcı bir film şeridi. Biraz aksiyon katmaya nedersin Jones?
Jones: Sen de kimsin?
Bilinmeyen kız: Ben karanlığın elçisiyim...
Bu kız çatıdaki o kızdı. Vaav tam onikiden vurmuş tahminim. Ama soru şu....
Bu kız hangi taraftan?
Karanlığın elçisi(k.e): İki taraftan da değilim Park JİMİN. Kendi tarafımdayım.
O aklımı mı okudu? Saçmalıyorum.
k.e: Evet kafayı yedin.
k.e: Jones, bak bende ne var....
Elinde bir bileklik sallıyordu. Jones bilekliği görünce gözlerini kocaman açtı. Bu manzara görülmeye değerdi.
Jones: Onun sende ne işi var?
k.e: Tasmanı elimde görmen çok mu zoruna gitti? Bunu istersen eğer genç adamları serbest bırak bay aptal.
Jones: Peki nasıl istersen...
Dedi. Kurşunu Jk ye doğrulttu ve sıktı. İşte şimdi ayvayı yedik.
Jones: Tüh elimden kaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Agents_My Only Senpai
Science FictionAbisinin intikamını almak için 15 yaşında aJan olan Yoongi ile, yetim olan Chin Sun özel ajan olarak tanışacakalar ve birbirlerini tanıyacaklar mı? Yoksa bu aşk da mı hüzünlü bitecek? "Senden nefret ediyorum Yoongi, beni yıkıyorsun, yine beni ke...