Derui odasına doğru yönelmişti . Üstündeki yağmurun etkisiyle ıslanmış paltosunu çıkarıp askılığa astı . Yüzünde acı bir çaresizlik vardı. Penceresini açtı ve yüzüne doğru hafif esen toprak ve yosun kokulu havayı içine çekti. Yavaşça koltuğuna geçti. Bedeni burdaydı ama aklı hala oradaydı. Manhattan'ın altındaki kanalizasyonların biride çıplak bedeni kesiklerle dolu elleri tavana bağlı şekilde havada asılı duran genç kadın, birkaç ay icindeki 3. cinayetti. Durdu ve cebinden sigara paketini çıkardı. Artık düşünmek istemiyordu. Sigarasını yakıp derin bir nefes aldı, kendi kendi artık düşünme diyordu. Bedeni daha fazlasına dayanamamıştı, koltukta öylece sızdı.
Kurt kana doymamıştı. Bir uyuştutucu bağımlısı gibi kana ihtiyaç duyuyordu. Bir kez daha avlanmanın vakti gelmişti.
Derui odasına girmek için kapıyı çalan Semih'in çıkardığı gürültüyle uyandı.
"Efendim, girebilir miyim?"
"Tabiiki Semih. Ne oldu otopsi sonuçları mı geldi"
"Evet efendim. Kurbanın sağ kulağına yerleştirilmiş bir kağıt parçası bulunmuş. "
Derui şaşkınlığını gizleyemedi.
"Nasıl, neymiş peki?"
"Efendim üstünde henüz araştırdığımız bi sembol var. Buyurun. "
Derui kağıdı aldı ve koltuğuna yaslandı.
"Semih bir şey bulursanız hemen haber verin. "
Semih kafasıyla onay verip odadan ayrıldı.
Kurt evine geçmişti. Salona doğru yürüdü. Salondaki büyük yağlı boya tabloya doğru. Tabloya elini sürmeye ve hissetmeye başladı. Tablodaki meleğin zihninde oluşmasına izin verdi. Daha sonra yavaşca uzaklaştı. Artık ritüelini gerçekleştirmeliydi. Sessizce üstünü çıkardı. Sessizlik kulaklarında çınlıyordu. Dolabına yaklaştı yavaşça. Eski ahşap bir kutudan siyah bir ketene sarılmış eski bir hançer çıkardı. Eline alıp demirin soğukluğunu hissetti. Sapından sıkıca kavradı. Sırtındaki dövmesini hissetmeye başladı ve hançerin sapında da bulunan aynı sembolle ruhani bir boyutta bağlandı. Yere oturup göğsünün solundan ufak bir kesik attı. Kanın akışını hissetmeye çalıştı. Ayağa kalktı ve akan kana elini sürdü. Önünde duran parşomen kağıdına eski kavimlerden kalma birkaç sembol çizdi. Artık ritüelini bitirmeliydi. Kendince Hunab Kú için bir hediye vermeliydi. Kutudan ince ve keskin bir demir parçası çıkardı. Cinsel organını kanatıp kanın akmasını ve kağıda bulaşmasını sağladı. Sonra sessizce oturup öyle kaldı. Artık bu boyuta ait değildi...
Derui evine geçmek için hazırlandı. Artık hava kararmaya başlamıştı. Bütün gün odasında Semih'in getirdiği belgeler ve katilin bıraktığı sembol ile ilgilenmesine rağmen tek bir ipucu bile bulamamıştı. Eve gidip sıcak bir aldıktan sonra uyumak istiyordu. Otoparka inip siyah İmpala'sına bindi. Eve ulaştığında saat 9'u biraz geçiyordu. Salondaki panosuna Semih'ten aldığı belgeleri astı. Üstünü çıkarıp banyoya çekti. Sıcak bir duş aldı ve bornozu ile salona geçti. Uzun uzun belgeleri inceledi. Anlamsz noktalar ve çizgiler bu deli saçması diye düşünürken kapı çaldı. Gelen Rose'du.
