2.1

54.7K 3.9K 8K
                                    

O gün Jeongguk olduğundan daha da heyecanlıydı, kağıdındaki soruları tamamiyle doğru yapmak ve Taehyung'un yüksek bir not almasını amaçlamıştı. Yarım saat erkenden okulun önüne gelmişti, kağıdın başına yazdığı Taehyung'un adına bakıp gülümsemişken görüş açıma giren beden ile birlikte gözlerimi ona çevirmiş ve gülümsemiştim.

Yanıma ulaşınca elimdeli kağıdı ona uzatmıştım, o ise bana boş kağıdını vermişti. Dersin başlamasına on, on beş dakika kalmışken, benimle birlikte okulun içine girmiş, boş sınıflardan birine girdiğimiz an ona sımsıkı sarılmıştım, boynumdaki kelebek öpücüğüyle birlikte ufak bir kıkırtı bırakırken başımı hafifçe geri çekip yanağını ufakça öpmüştüm.

"Günaydın sevgilim, soruların hepsini düzgünce yaptım!"

Heyecanlı çıkan sesimle birlikte yüzüne yerleşen gülüşüne bakmıştım. Bu gülüş beni gerçekten mutlu ediyordu.

"Günaydın güzelim, teşekkür ederim. İşime yarayacak."

Ders vakti geldiğinde zilin çalmasıyla birlikte elimi yavaşça karşımdaki bedenin elinin üstüne koymuştum.

"Gidelim mi? Yani.. artık sevgiliysek, benden utanmazsın değil mi?"

Ona bakıp gülümserken elini yavaşça geri çekip konuşmuştu.

"Şimdi değil, daha sonra.. benden sonra gel."

Başımı eğip yavaşça sallarken hızlıca sınıftan çıkmıştı, sargılı elime bakıp derince bir nefes almışken onu diğer elimin yardımıyla cebime koyup dakikalar sonra oradan çıkmıştım, ödevi yapmadığım aklımdan çıkıp gitmişti..

Sınıfa girdiğimde çantamdan gerekli şeyleri çıkarmışken ve Taehyung'un verdiği boş kağıda bakmıştım. Onu yapmaya başlarken sınıfa giren hocaya bakmıştım. Sıkıntıyla bir nefes alırken yaptığım sadece iki soruydu. Ödevleri toplayacağını söyleyince dudağımı dişlemiş ama Taehyung'a bakmamıştım. Yanıma oturmaması, nedensizce beni üzüyordu. Kağıtlar toplandığında not alamayacağım için sıkıntı içindeydim, ailem bana kızacaktı ama yine de, sevgilim için değerdi, değil mi?

Oturduğum yerde hocaya bakarken kağıtları okumaya başlamıştı bile. Sırayla hepsine göz atarken gözlerini bana çevirince ona bakmamıştım.

"Jeon Jeongguk, sadece iki soru çözülmüş, tahtaya kalk ve nedenini açıkla."

Utançtan öylece donakalırken daha fazla kızmaması adına kalkıp tahtaya geçmiştim. Herkes ufak kıkırtılarla gülmeye başlayınca bakışlarımı direkt olarak Taehyung'a çevirmiştim. Bana destek olan şey.. gözleri olmalıydı. Gözlerini çok seviyordum.

Taehyung'a baktığım an onunda güldüğünü görünce bakışlarımı onda tutmadan önüme eğmiş ve yüzüme fırlatılan kağıtla bir adım geri atmıştım. Kendimi çok baskı altında hissediyordum.

Öğretmen başını kaldırıp sınıfa sinirli gözlerle baktıktan sonra bana bakmıştı.

"Bir şey demeyeceksen, sınıftan çık."

Dolan gözlerimi zorlukla tutarken sertçe yutkunmuş, koşarak sınıftan çıkmıştım. Herkes arkamdan gülerken üzüldüğüm tek şey Taehyung'un da bana gülmesiydi.. oysa ki, gözleri bana biraz şefkatle baksa, ağlamazdım.

Lavaboya gidip gözlerimi silerken aynadan kendime bakmış ve tek elimle zorda olsa yüzümü yıkamıştım. Kendime gelmeliydim.. ailemden azar işitmek istemiyordum. Hem, Taehyung'la da konuşmalıydım.

Kötü bir amacı yoktur diye düşünmek istemiştim.

Yarım saat sonra teneffüs zili çaldığında tuvaletten çıkmıştım, kızaran gözlerin ve dağılan saçlarımı umursamamış, sınıfa ilerlerken Taehyung'un yardım merdivenlerine gittiğini görmüştüm. Onunla konuşmak aklıma gelince bir dakika geçmiş, peşinden gitmiştim.

Merdivenlerin ilkini indiğimde gördüğüm görüntüyle gözlerim ikiliye takılı kalmış, adımlarım durmuştu, sanki.. donup kalmış gibiydim.

Taehyung okulun en güzel kızlarından birinin beline ellerini koymuş, onun dudaklarını öpüyordu, kızın elleri benim ellerimin yıllar sonra hareket ettiği Taehyung'un ensesini bulmuş, ona karşılık veriyordu..

Gözlerim dolduğunda öylece ikiliye bakıp durmuştum, Taehyung'un gözleri bendeyken gözlerime nasıl tiksinerek baktığını fark etmem uzun zamanımı almamıştı. Gözyaşlarımı dökmemek için büyük bir çaba harcarken dudaklarım titremeye başlamıştı, Taehyung, benim en güzel öpücüğümü almıştı, ilk gerçek öpücüğümü.. şimdiyse dudakları o kızın dudaklarındaydı.

Dudaklarımdan onun ismi döküldüğünde ikisi de beni duymuştu, kız geri çekilip mutlulukla ve kızaran yanaklarıyla uzaklaştığında Taehyung'a bakıyordum sadece. Dudaklarını iki yana kıvırdığında ona adım attığım an beni karşı duvara ittirip o alaycı sesiyle konuşmaya başlamıştı.

"Seni severim mi sandın gerçekten? Öpüştüğümüz o videoyu herkese yayacağım, iğrenç.. seni öperken nasıl tiksindim haberin var mı? Belini tutarken, sana sarılırken, sana sevgilim derken, o sakat elin boynuma yerleştiğinde kusmamak için zor durdum ve şimdi de gelip o güzel kızı kaçırdın, en azından iyi öpüşüyordu, öpüşmeyi bile beceremiyorsun, beceriksiz. Sevgili falan olduğumuzu sanma, seni asla öyle görmedim, hepsi dalga amaçlı ve oyunumun bir parçasıydı."

Bana dedikleri.. nefesimin kesilmesine sebep olmuştu, bir şey diyememiştim.. ne diyebilirdim ki? Dizlerim üzerine düştüğümde başımı zorlukla kaldırmıştım, kızaran gözlerimden akan yaşlar, dağılan koyu kahve saçlarım yorulduğumun kanıtıydı, hiç böyle bir şey yaşamamıştım, ne hissedeceğimi şaşırıyordum, nefes alamıyordum. Hafifçe öksürürken başımı yeniden eğmiş ve nefesimi düzenleyemeden konuştum.

"Taehyung, ben.. üzgünüm, seni.."

Dizlerim üzerinden kalktığımda gurursuzluk yaparak ona sıkıca sarılmıştım, nefesim titrek çıkarken tişörtünü sıkmış ve beni itmesini engellemeye çalışmıştım.

"Seni gerçekten seviyorum, beni sevdiğini hissetmiştim.."

Hızlı kalbim bedenine çarparken beni itelemiş ve yere düşmemi sağlamıştı. Güldüğünü duymuştum. Gülüyordu..

"Sakın, sakın bana sarılma, seni sevmiyorum."

Tüm ümitlerim yok olmuştu işte şimdi, yine sevilmemiştim, yine oyuna gelmiştim.. yine, mahvolmuştum.

-----

yazar ağlıyor, umarım beğenmişsinizdir.

daha fazla bir şey diyemeyeceğim, mutsuzum.😿

😿

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
handicapé | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin