1. Bölüm

115 10 22
                                    

Herkese merhaba. :) Bugün içimden yeni bir kitaba başlamak geldi. Umarım beğenirsiniz. Oy verirseniz çok sevinirim. Hepiniz öpüldünüz❤️😘
Multimedya; Berceste
Berceste...
Evet, hepiniz ismimi saçma buluyorsunuz. Ben de öyle. 18 yaşıma kadar ismimden nefret ettim. Bundan sonra da edeceğime eminim. Gerçekten babamı sevmesem hemen şimdi nüfus dairesine gidip değiştirirdim. Edebiyat öğretmeni bir babanız olmadığına dua edin. Yoksa sizin de isminiz asırlar öncesinin unutulmuş kelimelerinden biri olabilirdi.
✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭
"Arkadaşlar, tahtaya yazdıklarımı umarım defterinize geçirmişsinizdir. Haftaya kontrol edeceğim."
Bitir artık dersi hocaaa. Vallahi canım çıktı ya.
"Kanka bu hocada ki ders sevdası ne böyle? Acaba Allah bunu bize sınav diye mi gönderdi?" Sıla'nın söylediklerine kıkırdadım.
"Kızım sus çarpılıcan."
"Sen de yazmadın di mi? Haftaya kontrol olduğunda da artık boku yeriz herhalde."
"Yoo neden yiyelim? Bu son ders zaten, zil çalınca tahtanın fotoğrafını çeker eve gidince yazarız." dedim ve esmer güzeli kankime göz kırptım.
"Kız senin bazen aklın çalışıyor haa, aferin kızıma!" deyip yanağımı sıktı.
"Ah!" Ay, sesli şekilde bağırmıştım ve herkes şu an bana bakıyor. Felsefe hocamız da bizim olduğumuz tarafa döndü.
"Ne oluyor Berceste?" Sıla'ya dönüp '5 lira ver yoksa her şeyi anlatırım' bakışı attım. O da bacağıma tekmeyi atarak kabul etti.
"Bir şey yok hocam, dizimi sıraya çarptım. Bilirsiniz canım çok kıymetli."diyerek rol yeteneğime cici kız bakışlarını da kattım.
"Bilmez miyim? Daha dün kantinde 'Kolumu kaybettim,en son bir çocuk çarptı.'diye ağlıyordun."
Esra hocanın söylediklerine bütün sınıf kahkaha attı. Sıla hariç. O bana vereceği 5 lirayla şimdiden vedalaşıyordu.
Nihahahha. Yaşasın kötülük.
✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭
Zil çalınca cebimden telefonumu çıkararak tahtaya doğru ilerlerken Esra Hoca'nın yazdıklarını sildiğini gördüm.
N'apıyor bu kadınn!
"Hocam neden tahtayı siliyorsunuz?" Benden önce Kemal sordu. Belli ki o da bizimle aynı planı yapmıştı.
"Dersi derste dinleyin, öyle fotoğrafını çekip eve gidince yazmak yok Kemalciğim."
Sınıfın yarısından çoğu oflayıp puflayınca az önce bana zeki diyen Sıla artık geri zekalı olduğumu düşünüyordur. O zaten hep öyle düşünür. Düşünmekle de kalmaz, acı gerçeği suratıma vurur.
"Yılana bak hele."
"Şimdi n'apıcaz Berceste? En son dahiyane fikirlerinle bana abilik taslıyordun. " diyerek dil çıkardı yılan kankim.
"Bana vereceğin 5 lira hayırlı bir yere transfer olur artık. Meltem'e veririz. Rüşvet falan, anlarsın ya."
Meltem sınıfın en inek kızı. Hiçbir derste uyuduğunu görmedim. Nerden geliyor bu enerjisi anlamadım ya neyse.
"Hadi topla eşyalarını da gidelim şu hapishaneden."dedi Sıloşum.
"Ok."
Sıramda öylesine duran felsefe kitabını çantama attıktan sonra üzerime montumu geçirdim. Babam eve gitmeden önce para almalıydım.
"Sıla sen burda bekle ben babamdan para alıp geleyim."dedim ve cevabını beklemeden Hüseyin Bolt -nasıl yazılıyordu o- gibi öğretmenler odasına koşmaya başladım.
"Nereye böyle Berceste kızım?"
"Emine Teyze, babam okuldan çıktı mı?" Sorusunu bu şekilde cevaplamış oldum.
"Hayır kızım, öğretmenler odasında oturuyor."
Emine Teyze'ye öpücük atarak teşekkür ettim ve babamın yanına gittim. Beni fark eder etmez önünde duran kağıdını arkasına sakladı.
"O ne baba?"
"12. sınıfların sınav kağıdı."
"Acızık baksam olmaz mığğ?"
"Sen önce düzgün kullan şu Türkçe'yi." Kullandığım yanlış kelimelere güldükten sonra,
"Ne derdin var da geldin yanıma? Sadece ihtiyacın olduğunda hatırlıyorsun ihtiyar babanı."dedi.
Bu defa ben güldüm.
"Aaa, aşk olsun babacığım o nasıl söz öyle? Soru çözmekten vaktim olmuyor ki."
Yalanlaaarr, Allah'ım ne olur çarpma beni.
"Yeme beni yeme, söyle bakalım ne oldu?"
"Biz Sıla'yla AVM'ye gideceğiz de, iznini almaya geldim babişko."
"Peki gidin, ama haftalardır almayı ertelediğin Sinekli Bakkal'ı alacaksın. Anlaştık mı?"
Öff, babam ve kitap sevdaları. Ya ben öyle kitapları sevmiyorum ki, ne var yani hoşlandığım tarzda okusam?
"Anlaştık," Çaresizce kabul ettim.
"Ee neyi bekliyorsun?"dedi babam hâlâ ayakta dikildiğimi görünce.
"Eee şeyy, param çok az var o da ancak Sinekli Bak..."
"Tamam tamam, al şunu ama haftanın sonuna kadar para istemek yok." Cebinden çıkardığı 50 lirayı alırken çaresiz onu da kabul ettim.
Ya ben ne çaresiz bir kız oldum böyle!
Hüüüü.
"Teşekkür ederim babaların ve edebiyatçıların en iyisi." dedim ve yanağına öpücüğü kondurdum.
"Yalaka senii, saat 8'de evde olacaksın."
"Okey, babacığım." Ben arkamı dönüp uzaklaşırken babam arkamdan "Berceste!"diye bağırdı. Küçük bir kahkaha patlattım. Onu İngilizce ya da hatalı kelimeler kullanarak sinirlendirmeyi çok seviyorum.
Sınıfa döndüğümde Sıla telefonla oynuyordu.
"Kız Melahat, kimle mesajlaşıyorsun benden gizli?"
"Nerde kaldın be kızım? Ağaç oldum burda." Hemen lafı değiştirdi.
"İzin alınmıştır, gidebiliriz." dedim ve yanağından derste bana yaptığı kadar sert bir şekilde makas aldım.
"Ahh, eli kopasıca!"
"Kes."
✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭
Supermall, şehrimizin en büyük alışveriş merkezidir. Genel olarak burası zenginlerin mekanı. Suriyeliler ve aptal, ergen, sıçmık sevgililer King Park'ta takılıyor. Biz de öyle insanlardan hoşlanmadığımız için burayı tercih ettik.
"Vee ablan her zaman ki gibi bovling kraliçesi oldu canım." dedim son lobutları da devirdikten sonra.
"Gıcıkk!"
"Kıskanma kızım, beni kıskanmak yerine nasıl attığımı incelesen bir daha ki yarışmada kazanma şansın %0'dan %1'e çıkar belki." Ben Sıla'yı delirtirken o Allah'tan sabır dileniyordu.
"Ne yiyelim?"
"Bence hamburger yiyelim. İki defadır pizza yiyorduk."
"Tamam hamburger yiyelim o zaman."
"Sen bu 20'yi al, bana bigking alırsın, ben de sen sırayı bekleyene kadar şu Sinekli Bakkal'ı alayım. Babamın dırdırından kurtulayım artık."
"Tamam aşko, çabuk ol. Seni özlüyorum biliyorsun."dedi ve kahkaha attı.
"Bilmez miyim güzelim?"
Sıla üst kata çıkan yürüyen merdivene yönelirken ben de D&R'a doğru ilerledim. Kitaplarla dolu bir odaya sahip olduğum için burası kendimi odamdaymışım gibi hissettiriyordu.
İlk gördüğüm çalışanın yanına ilerleyerek Sinekli Bakkal'ın ne tarafta olduğunu sordum. Sağ olsun bana yerini gösterdi. Kasaya ödeyip çıktım. Çok acıktığım için aceleyle ilerliyordum ki birine çok sert bir şekilde çarptım. Aslında o mu bana çarptı ben mi ona, anlamadım. Boyu benden uzun olduğu için kafamı kaldırdım ve sinirle suratına baktım. Vaov! Çok yakuşuklu! 18-19 yaşlarında olduğu belli olan suratıyla o da bana aynı bakışları atıyordu. Manyak mı ne? Hem kendisi çarpıyor hem de kendisi sinirleniyor.
"Kusura bakma yaa, yok öyle bi dünya!" Aaaa! Salak mısın Berceste??? Düşündüklerini sesli şekilde söylemek de ne demekk? Allah'ım sen bana akıl fikir ver.
"Ne diyorsun kızım?" Oha, sesi çok güzell.
"Önüne baksana diyorum. Hayvan mısın?"
"Lan mal mısın? Sen çarptın bana."
"Düzgün konuş, yoksa..."
"Yoksa ne? Beni mi döversin?"dedi ve kahkaha attı. Oha, gamzesi varr.
KENDİNE GEL BERCESTE!
"Off çekil ya, manyak mı ne?" Omzuna bilerek omuz atmaya çalışıp gidecektim, ama başaramadım. Atmaya çalıştığım omuz onun göğsüne geldi ve sanırım canını yaktım. Çünkü sert oldu biraz. Kolumu sıkıca tutup beni önüne geri çekti. Gözlerini kısıp suratıma doğru yaklaşarak,
"Bu yaptığını ödeteceğim."dedi ve gitti.
Nasıl ya? Ne ödetmesi? Hayatım boyunca ilk kez gördüğüm ve muhtemelen bir daha da görmeyeceğim birisi nasıl bana attığım omzu ödetirdi ki? Off, bütün saçmalıklar beni buluyor.
Telefonumun çalmasıyla olduğum yerde dikildiğimi farkettim. Cebimden çıkardığımda arayanın Sıla olduğunu gördüm. Meşgule atarak üst kata, Sıla'nın yanına gittim.
"Nerdesin yarım saattir? Bekle bekle çürüyeceğim bugün."
"Sorma yaa, hödüğün biriyle tartıştım."
"Niye lan, ne oldu?"
"Ya salak herif bana çarptı, sonra beni suçladı. Ben de ona omuz atıp geçeyim derken boyu uzun olduğu için omzum göğsüne geldi. Biraz sert oldu kabul, canı yandı o da kabul ama aptal kolumu tutup 'sono bono odotocoğom' dedi ve gitti. Bir bok anlamadım."
"Aman kanka boşver, seni nerde bulup ödetecekmiş? Moralini bozduğuna değmez. Hem sende de akıl yok kızım. Ne diye omuz atıyorsun, şeyine tekmeyi geçirseydin ya, bak nasıl ağlardı köpek."
Konu kavga dövüş olunca Sıla'dan daha iyisi olamazdı. Söylediklerine kahkaha atarak önümde duran hamburgerimi yemeye başladım. İkimizde yemeğimizi bitirdikten sonra kalktık ve otobüs durağına gitmek üzere AVM'den çıktık.
Yolda giderken telefonum çaldı. Arayanın Emre olduğunu görünce hoparlöre aldım.
"Alo, kanka çok kötüyüm, ne bok yiyeceğim ben? Allah kahretsin!" Emre'nin ağladığını duyunca Sıla'yla ikimiz duraksadık.
"Ne oldu lan? Niye ağlıyorsun???" Sıla benden önce atıldı.
"Ya sorma Sıla'mm, Beyza Hande'yi öğrendi."
Bu duyduğumuz karşısında Sıla'yla kahkahalara boğulduk. Bu çocuk harbiden salak ya. Beyza ve Hande, Emre'nin sevgilileri. Beyza bizim okulda, Hamde ise Bursa'da yaşıyor. Nasıl oluyor bilmiyorum ama Emre ikisinden de vazgeçemiyor, ikisine de aşık olduğunu söylüyor. Tam 2 yıldır bu kızları bir arada götürüyordu. Beyza geç bile kalmış öğrenmek için.
"Emre hiç ağlama kanka, sen hakettin. Sana sürekli birini seç diyordum. Şimdi ikisinden de oldun." Beyza öğrenir öğrenmez Hande'ye mesaj atıp tehdit etmeye başlamıştır eminim.
"Aynen, Berceste haklı oğlum. Bir tanesi neyine yetmiyordu?"
"Ya ben kankalarım bana yardım eder diye sizi arıyorum, siz de bana vurun. Hainlerr, kapatın ulan!"
"Olur kapatalım."
"Ya durun! Kapatmayın. Kanka Allah aşkına yardım edin bana, ben ne yapacağım?"
"Tamam sen sakin ol, biz Sıla'yla düşünüp seni ararız. Sen de kendini daha fazla rezil edecek bir şeyler yapma. Sadece bizden haber bekle."
"Allah razı olsun sizden ciğerlerim, her dileğiniz kabul olsun, sözlülerden 100 alın, yakışıklı ve zengin adamlarla evle..."
"Lan tamam sus!" dedi Sıla.
Ya sabır, benim neden normal arkadaşlarım yok? :D
✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭ ✭
Eve gittiğimde saat 7'ye geliyordu. Babamın söylediği saatten erken gelmem, istediği kitabı almam ve ona akşam yemeği hazırlamam onu çok mutlu etti.
"Böyle hünerleriniz olduğunu görmek beni çok duygulandırıyor Berceste Hanım."dedi ve hayali göz yaşlarını siler gibi yaptı.
"Dünyanın en mükemmel babasına sahip olduğum için çok şanslıyım."diyerek boynuna sarıldım.
Babam yemeğini yedikten sonra bulaşıkları makinaya koydum ve odama geçtim. Çok yorulmuştum bugün. Pijamalarımı giydim ve kendimi yatağa attım. Derin bir uykuya dalmak üzere gözlerimi kapattım.
Annem...
Üzerinde beyaz bir elbise var. Babam papatyalardan yaptığı tacı annemin saçına takıyor. Ben salıncakta sallanıyorum. Annem beni çağırıyor ve lezzetli kurabiyelerinden veriyor bana. Tabaktaki bütün kurabiyeleri yiyorum. Sonra annemin ve babamın arasına oturuyorum. Birbirimize sarılı...
Bir ses beni uyandırdı. Gözümden akan yaşı fark edince uyurken ağladığımı anladım. Rüyam...çok güzeldi. Benim için çok değerliydi. Annemi bir tek rüyalarımda görebiliyordum. O da ayda bir ya da iki kez. Beni böyle güzel rüyamdan uyandıran ses aklıma geldi. Bildirim sesi. Telefonumun ekranına baktım ve saatin sabahın 3'ü olduğunu görmek sinirimi bozdu. Bu saatte kim beni uykumdan uyandıran bir mesaj atar ki?
Ekran kildini girip Instagram'a tıkladım. Mesaj butonunda 1 yazıyordu. Mesajın kimden geldiğine baktım. Ama tanımıyorum. Sanırım fake hesap. Ama bu saatte? Kullanıcı adının saçmalığı da ayrı bir konu.
sana_söylemistim
Bak buraya
Ne? Bu nasıl bir mesaj? Bir de emir veriyor?
Anlamadım? Yazdım ve gönderdim.
Cevap üç saniyede geldi.
Anlamamana şaşırmadım.
Tövbe tövbe!
Gece gece belanı mı istiyorsun, kimsin?
Her kimse uykumu bölmüştü ve ben çok sinirliyim!
Sen hep böyle boş tehditler mi savurursun?
Bu ne küstah ne ukala bir kız? Hayır düşünüyorum benden nefret eden bir kız da yok. Okuldaki herkesle aram iyi. Erkek desem, hangi erkek gecenin bu saati benimle oyun oynar ki?
Boş olup olmadığını kim olduğunu söyledikten sonra öğrenirsin.
Aferin Berceste, çok iyi oldu bu cevap.
Ahhahaha xd, en yakın zamanda tanıtacağım kendimi, merak etme.
Ya bu ne? Ben hâlâ rüya mı görüyorum? Kim bu manyak? Allah'ım sabır ver.
Cevap yazmak yerine, telefonumun ekranını kapatıp başucumda duran komodine koydum ve karmakarışık düşüncelerle sabahın olmasını bekledim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 02, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin