Seulgi, akşam yemeğini bir kez daha kaçırmamak için alt ranzada olan yatağından kalkıp hızlı bir şekilde vücuduna bir beden büyük gelen turuncu kamp tişörtünü kot şortunun içine sıkıştırdı.
Bakışları, kız kardeşi ile paylaştığı ranzanın hemen bitişikinde bulunan ahşap dolabının ona ait tarafınına yapıştırdığı program ile buluştu. Programda akşam yemeğinden sonra Bayrak Kapma Yarışı oynanacağı yazıyordu. Silah dolabının köşesinde yaslanmış bir halde duran Kutsal Bronzdan yapılma kılıcını beline takmadan hemen önce uzun sarı saçlarını at kuyruğu yapıp içinden Tanrılara umarım arkadaşlarımla aynı takımda olabilirim diye dua etti.
Kabinin altın sarısı gibi parlayan kapısını açıp kendisini dışarı attığında teninin kıyafet ile örtülü olmayan yerleri güneş tarafından yanmaya başladı ama bu onu rahatsız etmiyordu, zaten istese de edemezdi. Denizden tatlı tatlı esen meltem ile birlikte arkadaşları ile buluşmak için bir yandan ıslık çalıp bir yanda da Tanrıça Afrodit'in kabininin yolunu tutmaya başladı.
Kabinin önüne vardığında grubun yaşça en küçüğü olan Yerim'in kabinin hemen yanında bulunan banka çökmüş olduğu görünce Sooyoung hâlâ hazırlanıyor olmalı diye tahmin yürüttü ama kabinin önünde bekleyen arkadaşlarına da "Sooyoung'un hazırlanması hâlâ bitmedi mi?" diye sormayı da ihmal etmedi.
Geri dönüt almayı beklemden bankın boş olan tarafına kendini bıraktı. Yerim, başını kabinin ahşap dış cephesine bir iki defa vurup nefesinin altından "Maalesef hayır," dedi. Seulgi, ayakta dikilen arkadaşı Seungwan ile göz göze gelince arkadaşı özür diler gibi gülümsedi.
Seulgi ve Seungwan kampa adım attığında ikisi de aynı satir tarafından kampa getirilmiş 12 yaşında iki gençti. Kaderleri aynı olduğu için tanıştıkları o an arkadaş olmaya karar vermişlerdi ve 5 senden beri de birbirlerinin hayatındalardı.
Afrodit'in kızı olan Sooyoung aralarına 3 sene sonra katılmıştı ve aralarına çabuk uyum sağlayabilmişti çünkü eskiden gruplarında başka bir Afrodit kızı daha bulunuyordu ama bundan değil bahsetmek düşünmek bile Seulgi'nin gözlerinin dolmasına yol açtığı için düşüncelerini rafa kaldırmaya karar verdi.
Şu an yanında oturduğu Yerim ise aralarındaki en küçük üyeydi ama yaşça küçük olsa bile sert bakışları ile kamptaki çoğu kişiyi-hatta Ares'in çocuklarını dahi korkutabilecek güce sahipti ama Seulgi, Seungwan ve Sooyoung, Hermes'in kızını bu tavırlarına rağmen seviyordu ve önemli olan tek şey de buydu.
Grubun en küçüğü, Seulgi'nin midesinden gelen guruldama seslerini duyunca hışımla ayağa kalktı ve yumruk yaptığı eli ile kabinin kapısına sertçe vurmaya başladı. "Sooyoung unnie, eğer önümüzdeki 5 saniye içinde şu kapıdan çıkmazsan Styx Nehri üzerine yemin ederim ki uykunda kaşlarını sarıya boyarım," diye bağırdı.
Yerim bağırdıktan bir kaç saniye sonra kabinin kapısı uzun kızıl saçlara sahip olan Sooyoung tarafından açıldı. Afrodit'in kızı dışarı adımını atar atmaz Seulgi, en yakın arkadaşının ağzının Sooyoung'u görür görmez Tartarus'a kadar açıldığını görünce yanına gidip ağzını kapatmasına yardımcı oldu. Seulgi, Seungwan ve Sooyoung'un yaklaşık 2 seneden beri birbirlerine karşı romantik duygular beslediğini biliyordu ama Seungwan'ın ilişki hakkında bir takım problemleri vardı ve bu problemleri çözmeden Sooyoung ile romantik bir ilişkiye başlamaya çekiniyordu.
Afrodit'in kızı, Yerim'e doğru bir adım atıp "Bana bak bücür-" diye cümleye başlayacağı sırada Seungwan aralarına girdi ve Sooyoung'un elini tutup onu Yemek Salonu'na doğru çekiştirmeye başladı. Seulgi arkadaşlarının bu haline gülüp sağ kolunu Yerim'in boynuna doladı ve "Hadi gel bücür. Karnım zil çalmaya başladı bile," deyip kızı sürüklemeye koyuldu.
![](https://img.wattpad.com/cover/197681505-288-k40654.jpg)
YOU ARE READING
someone you loved // seulrene camp half-blood au
Fanfiction"a daughter of apollo and a hunter of artemis."