sevgilim taehyung'a
sanırım buna komposizyon değil, mektup deniyordu ama dediğim gibi edebiyattan kırk iki aldığım için bunu çok sorgulamaman gerek.
seni ilk gördüğümde ikinci senemizdeydim. gördüğün üzere üzerinden üç sene geçmiş, üç senedir sana baktım görmedim. gülümseyişine gülümsedim ama sen bana gülümsemiyordun. okuldaki herkesin senin hakkında hayran olduğu bir şeyler var. buna popülerlik mi diyorlar şimdi?
iyi resim çizebilmene, komik biri olmana ve havana düşmedim. (bence benden daha az havalısın.) kesinlikle düştüğüm şey gözlerindi ya da gülüşün.
beni hatırlıyor musun bilmiyorum. kantinden çıkmak üzereydin, çevren kalabalıktı. kendi başıma yiyecek bir şeyler almak için kantine gireceğim an karşıma çıktın. açıkçası sana karşı aptalca tutumlarım zaten vardı, heyecanlanmıştım ama neden olduğunu bilmiyordum. yanındaki bogum'un dediklerine kahkahalarla gülerek çıkıyordun ki yana döndün.
tam gözlerimin içine.
o anı anlatmaya uygun kelime var mı bilmiyorum. şu aşık olma betimlemelerini yapmayı cidden istemezdim ama zaman gerçekten yavaşladı.
bir an için kendimi ağır çekimde hissettim, gözlerin gözlerimdeydi. dudaklarında kocaman bir gülüş vardı. ben ise şaşkın bir haldeydim büyük ihtimal çünkü içimden şey diyordum. "siktir ya, öleceğim şimdi."
güzel baktın çünkü.
gözlerimiz ayrıldığında zaman tekrardan hızlı akmaya başladı ve kendime geldim. sen yürümeye devam ederken ben olduğum yerde sersemleyerek birkaç dakika durdum, arkandan baktım. ağzım hala açıktı ki bence yugyeom gelip sinek kaçacak dedikten sonra dudaklarıma vurmasaydı öyle kalmaya devam ederdim. üzerimden tır geçmil gibi hissediyordum.
yemek yeme isteğim azalmıştı ve kantinde sendeleye sendeleye bir masaya oturdum. yugyeom gelip karşıma geçti ama ben başımı masaya koymuş gülüşü zihnimde tekrar etmekle meşguldüm. o anı tekrar ve tekrar oynattım. hastalıklı bir seviyeye kadar belki de?
sonra bedenim benden bağımsız hareket etmeye başladı.
geçen üç sene boyunca gözlerim ben başka yere bakmak isterken bile sana dönüyordu. matematik dersinde defterime yazı yazarken bile gözlerim hemen yanımdaki pencereden beden dersinde olan sana dönüyordu. sırf bu yüzden sınıftaki bir kızla iddiaya girdim ve sizin beden dersinizin olduğu günler onunla yer değiştirdim. senin yüzünden birçok konuyu dinleyemedim ama bu benim hatam sayılır galiba.
sana benim gözümden nasıl göründüğünü anlatabileceğimi sanmıyorum taehyung. çünkü sana gözlerimle değil, kalbimle bakıyormuşum gibi hissediyorum.
güzel edebiyat yaptım değil mi? öğretmenimin gözleri yaşarırdı. yine de durum yalan değil. böyle hissediyorum. sana bakarkenki hislerimi yazıya dökebileceğimi düşünmüyorum. eğer gerçekten öğrenmek istiyorsan bir stetoskop bul. okumaktansa duyabilirsin nasıl olduğunu.
tabii işin sonunda hastaneye kalp krizi sebebiyle gitmezsek.
şaka yapıyorum.
başlı başına güzel birisin. nasıl tanımlayabilirim aklım almıyor. korece'de seni tanımlayabilecek kelimeler var mı? (bu sefer dilimizi karıştırmadım.) bir yere odaklanmak istediğinde gözün o yer dışında bir yeri görmüyor. tüm dikkatini ona veriyorsun. (itiraf etmeliyim ki sevdiğim kişinin ben yemek yerden başını eline koyup bu şekilde izlemesi beni ağlatacak raddeye getirdi. bunu yapmamalısın!)
eve yürürken çantandan çıkardığın kedi-köpek mamalarını yolda bir yerlere dökmeni ve bir hayvancık geldiğinde oturup onunla konuşmanı seviyorum. hatta kalbimi en hızlı çarptıran görüntülerinden biri bu. okuldakiler senin saç renklerinden hangisinin daha çekici olacağını konuşabilir ama ben onlara bunu söyleyeceğim. taehyung öylece bir köpeği okşarken ve onunla bir insamış gibi konuşurken en güzel tonunda duruyor.
bazenleri oturup ağlayasım geliyor. sana şu an sahip olduğum gerçeği öylesine güzel ve rüya gibi ki ağlamak istiyorum. öte yandan sana sahip olamasaydım diye düşünüyorum... bu sefer daha çok ağlayasım geliyor. sanırım hayata küser ve ölene kadar tek kalırdım.
yanımda senden başkasını düşünemiyorum taehyung.
sen benim gözümde çok değerlisin, çok güzelsin ve yanımda olmadığın an yıkılabileceğim birisin bu yüzden beni bırakma olur mu?
seni çok seviyorum.
mektubu okuduktan sonra okumamış gibi davran! utanıyorum sanırım neler yazdım böyle? okumamış gibi davran, okumamış gibi davran, okumamış gibi davran! bak üç kez türkç- korece söyledim ki anlayabilesin.
kaçmak istiyoruuuuum!
*
ben: bu ficte kesinlikle düzyazı olmayacak!!! olayları bile text ile anlatacağım
yine ben:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
guys and gays
Fanfictionyoonmin taekook namjin çöpçatan hoseok arkadaşlarını birleştirmek adına bir grup açar.