3

658 47 48
                                    

  Ders esnasında teneffüste kantine gidecektik. Çünkü aşırı derecede açtık. Ders bitiminde hızlı adımlarla kantine gittik. Birkaç şey aldık. Bahçeye çıktık.

  "Bir sonraki ders ne? "

  "Lucas ,ciddi misin?. Bilmiyomusun. Daha geçen gün dersleri ezberleyecem diye çabalıyordun. Hatta ezberlemiştin bile."(Dustin)

  "Ne oldu ben de anlamadım ama unuttum."diye cümlesini bitirirken Mike hemen atladı.

  "Cidden konuşacak daha önemli daha düzgün konularınız yok mu?"

  "Bizle olacaksan buna alış Michael Wheeler"dedim. Bu cümlenin ardından Mike kıkırdadı. Ben ise gözümü onun yüzünden alamıyordum. Zil çalır çalmaz kendimi toparladım ve sınıfa doğru ilerledik. Hayret. Bu sefer iç sesim bana bişeyler söylememişti.

....

  Nihayet son derste bitmişti. Sınıftan çıktık. Okulun çıkış kapısına doğru ilerledik. Nedense derin bi sessizlik oldu aramızda.

  "Neden bu kadar sessiziz?"diyen Max'in bu sözleriyle sessizlik bozulmuştu.

  "Biz de bi bilsek"(Lucas)

  "Normalde de böyle sessiz misiniz? "(Mike)

  "Aslında değiliz. Bağırş çağırışlarımızla etrafı yerle bir ederiz."dedi Max. Ardından "Artık soru sormayı bırakıp bizleri kendi gözlerinle izleyip anlamalısın."diye de eklemeyi unutmadı.

  Mike sessiz kalmakla yetindi. Konuşa konuşa birbirimizden ayrılmış eve varmıştık bile. Eve gelir gelmez odama gittim. Kapıyı kapattım. Yatağıma uzandım. Onun (Mike) o güzel yüzünü düşünmeye başladım. Ne yaptığımı anlamadan onunla değişik ve garip hayaller kurmaya başladım.

  362891736390 yıldır devreye girmeyen iç sesim bu anımda devreye girdi.

'William. Sen ne yaptığını zannediyon çocuğum. Sadece yüzü hoşuna giden birisiyle böyle hayaller kurulurmu e yavrum'

  - Bi kere onun sadece yüzü değil, saçı,gözü,yürüyüşü,konuşması,bazı anlarda garip yüz ifadeleri,kısaca bütün özellikleri hoşuma gidiyor. Yani BİLİP BİLMEDEN KONUŞMA.

' Will sana bişi diyimmi ?'

  - De ne diyeceksen de. Yıllar sonra geldin zaten.

  'Ne yani benim de işim gücüm olamaz mı.'

  -Senle ben aynı vücuttayız. Bunu hatırlatmak isterim.

  'Doğru '

  -Neyse ne diyeceksen de de çıksın aradan.

  'Sen-'

  -Evet ben.

  'Sen galiba-'

  -Uzatma da söyle artık şu lanet şeyi.

  'Aşık olmuşsun'

  Bunu duyar duymaz "NE?!!"dedim. Sessiz yani içimden dediğimi sanmıştım ama dışımdan bağıra bağıra söylemiştim.

  Bunu duyan annem telaşla odama girdi.

  "Will, noldu tatlım bi sorun mu var?"

  "Yani şeyy...sadece...yani...yok"

  "Emin misin. Çünkü çok bağırdın"

  "Evet kesinlikle eminim"dediğim anda kapı çalmıştı. Gelen abimdi.

....

  İç sesimle olan konuşmamdan sonra sürekli düşünmeye başlamıştım.

'Acaba gerçekten öylemiydi. Yok ya iç ses uydurmuştur onu. Ya da olabilir mi . Bu iç seste varya...#*@&@^^#'

  Derken uyuya kalmışım.

  Sabah okula dünkü düşüncelerimle gittim. Aklımdan hiç çıkmıyodu. Ben onunla daha dün tanışmıştım. Sınıfa girdiğimde sırasında oturmuş defterine birşeyler çiziyordu. Sırama doğru yaklaştığımda defteri kapattı. Acaba çizdiği şey benimle alakalımıydı?

  "Çizdiğin şey de ne?"

  "Hiç... öylesine"

  "Peki"

Ders başladı. Dersi hiç dinleyesim yoktu. O yüzden ben de bişiler karaladım. Ama karaladığım şey hiçbir şeye benzemiyordu.

  "Canın mı sıkıldı"(Mike)

  "Hemde tahmin edemiyeceğin kadar çok sıkıldı."

Everyday || BylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin