gözlerimi açtığımda harry ile hala aynı pozisyondaydık. onu kısa süredir tanıyordum ama seviyordum işte. bir kaç dakika sonra o da gözlerini açtı ve alnıma öpücük kondurdu. "günaydın bebeğim" "günaydın" ikimizde birbirimize gülümsedik.uzun zamandır böyle huzurlu uyuyup uyanmamıştım." canın hala acıyor mu?" . " hayır acımıyor. kaşım sadece biraz acıyor o kadar." kalktı ve kaşıma tekrar krem sürdü. sonra kahvalltı hazırlamak için mutfağa gitti.ben de yukarı çııkıp üstümü değiştirdim. odamdan çıktığımda evi omlet kokusu sarmıştı. mutfağa indiğimde harry domatesleri doğruyordu. yanına gidip ufak bir öpücük kondurdum. sonra kendi sandalyeme oturdum." masa enfes gözüküyor harry. teşekkür ederim " domates tabağını masaya koydu ve karşıma oturdu." önemli değil bebeğim"
kahvaltıdan sonra harry kıyafetini değiştirip gelmek için çıktı. ben de bilgisayardan bir film açıp izlemeye koyuldum.
HARRY
hemen arabama binip eve gittim. zayn'den bunun hesabını soracağım. sevdiğim kızı dövmek neymiş öğrenecek.bu saatte evde bir tek zayn var. çünkü diğerleri bizden farklı bir okula gidiyorlar. zile bastım ve kapıyı açar açmaz yakasından tutup yere fırlattım. " sakın.bir daha.benim.olana.dokunma.zayn." her yumruğumda yüzünü kan kaplıyordu.haketmişti." ne yapıyorsun aptal"diye tısladı." emily'i dövmüşsün. o benim sevgilim eğer bir daha ona yaklaşırsan seni dövmekle kalmaz doğduğuna pişman ederim".
ZAYN
beni biraz daha pataklayıp gitti. sinirle kalkıp banyoya gittim. yüzümü temizledim. onlar ne ara sevgili olmuşlardı. of gerçekten ultra aptalım. en yakın arkadaşlarımdan biri beni dövüyor benim düşündüğüme bak. onların sevgili olması canımı acıtmıştı. neden bilmiyorum. ama emily'den uzak kalmayacağım.
2 HAFTA SONRA
EMİLY
akşam yemeğinden sonra çocuklar bize geldi. tabi zayn de. ama onu görmezden geldim. louis'den gelen bara gitme fikriyle üstümü giyinmeye çıktım. onlar beni aşağıda bekliyordu. ha bu arada harry'le ben aynı evde yaşıyoruz. daha doğrusu ben onunla birlikte yaşıyorum. ve bundan son derece mutluyum. zayn şaşırtıcı bir şekilde 2 haftadır bana yaklaşmadı. ve bundan da mutluyum. yani anlayacağınız son 2 haftadır huzurlu bir şekilde yaşıyorum.
bara girdiğimizde alkol ve sigara kokusu boğazımı yakmıştı. etrafta yiyişenler zaten ayrı bir dert. dans pistine yakın bir yere oturduk. biraz sonra çocuklar dans için piste gittiler. masada bir tek zayn ve ben kalmıştık. aman ne güzel(!).niye sürekli bana bakıyor anlamıyorum. sonunda tuvalete gitmek bahanesiyle masadan kalktım. tuvalete gidip makyajımı tazeledim. dışarı çıkmamla birinin beni duvara yapıştırması bir oldu. bu zayn'di. beni öpüyordu. itmeye çalışıyordum ama o çok güçlüydü. sonunda ağlamaya başladım. ne istiyordu ki benden. daha iki hafta önce beni dövmüştü şimdi de öpüyordu. o boynumu emmeye devam ederken bir yandan da eliyle ağzımı kapatıyordu. iki dakika sonra zayn'i biri üstümden alıp yere fırlattı. bu harry'di hemen sarıldım. o da hemen karşılık verdi. birden benden ayrılıp zayn'i dövmeye başladı. arada bir "benim olana karışma demiştim sana" gibi laflar söylüyordu. zayn 'in gözleri kapanmaya başladığında elimi tuttu ve bardan çıktık. arabaya bindiğimizde direksiyonu öyle bir sıkıyordu ki bir an direksiyonu kıracak zannettim. " o canını yaktı mı?" kafamı sağa sola salladım. yumuşamıştı sanki biraz.
eve geldiğimizde koltuğa oturduk. cebinden bir kutu çıkardı." emily sen hayatta başıma gelen en güzel şeysin. benim kalbim sana ait. sana aşığım" kutudan çok güzel kalpli bir kolye çıkardı." lütfen benim olduğun sürece bu kolyeyi tak." saçlarımı kaldırdım ve kolyeyi taktı. çok duygulanmıştım. sarıldık. " ben de sana aşığım harry"
