3

1K 102 291
                                    

Yıldıza basmayı ve bölüm ile ilgili düşüncelerinizi yorumlarda bildirmeyi unutmayın.

* * *

Harry üzerindeki kan lekelerine dehşetle baktı. Bakışları yavaşça yukarıya kaydığında Louis'nin mavileri karanlık odadan seçilebilecek kadar parlak bir şekilde kendi yeşillerine odaklı olduğunu fark etti.

"Çıkar beni aklından."

Harry Louis'nin yakınındaydı ama sesini çok uzaktan duyuyordu. Acıyla yüzünü buruşturup Louis'ye bakmaya devam etti. Harry'nin vücudunun her bir noktasından kan çıkmaya başlamıştı. Dehşetle üzerindeki beyaz gömleğin kırmızılaşmaya başladığı anı izledi. O sırada Louis'ye korkak ve isyankar bir ses tonu ile sordu.

"B-Bana ne yaptın?"

Louis aynı soğuk ses tonuyla Harry'nin gözlerine bakmaya devam ederek bir önceki cümlesini tekrarladı.

"Çıkar beni aklından."

Harry dehşetle gözlerini araladı. Göz kapakları adeta yanıyordu. Çıplak yatmasına rağmen terler içinde uyanmıştı. Üzerindeki ince pikeyi kaldırarak doğruldu. Bu gece diğer gecelerden daha fazla dozda uyuşturucu kullanmıştı. Gözleri sonuna kadar açık ve kızarmıştı. Telaşla etrafına bakındı.

"B-Bana ne yaptın?"

Harry güçsüz bir ses tonuyla konuştuktan sonra vücudunun terden sırılsıklam olduğunu fark etti. Uykusunda terledikçe rüyasında kan olarak görüyordu. Karşısında ise Louis değil, çekmeceli komidinin üzerindeki aynaydı.

Yansımasına korkuyla baktı. Kırmızı gözler, terden parlak görünen cilt, çökmüş göz altları ve sırılsıklam saçlar...

Harry aynadaki görüntüsüne bakmaya devam ettikçe aklını kaçırdığını fark etti.

Rüyamdaki kanlarım gerçekte ter ise... Aynadaki yansımam da rüyamdaki Louis mi...

Harry tekrar kendi zihniyle meşgul olmaya başlamıştı. Ama o sırada midesine bastıran bulantı onu düşüncelerinden alıkoymuştu. Lavaboya gidecek hali yoktu, tüm vücudu uyuşuk ve yorgundu.

Kaldır kendini Harry... Oh bekle... Ya lavaboya gidip kustuktan sonra orada uyuyakalırsan? Bu berbat olur. Önce yere dökülen tozları temizle, Celestia sabah kahvaltı hazırlamak için gelebilir. Ayrıca-

Harry zihnindeki konuşmasını kendi bölmüştü. Midesinin yaptığı baskıdan dolayı daha fazla dayanamayan Harry, ağzının dolusu bir şekilde zemine ve duvara doğru kustu.

* * *

Adelaide iki elinde tuttuğu kahvelerden birini Harry'nin, diğerini de kendi masasının üzerine koydu.

"Sanırım geç yatıyorsun, göz altların seni ele veriyor."

Harry hiçbir şey olmamış gibi mailleri kontrol etmeye devam ediyordu.

"İlk tanıştığımız gün seni arkadaşlarım ile düzenlediğim bir yemeğe davet etmiştim. Geleceğini söylemiştin ama gelmedin. Aslına bunu pek sorun etmiyorum ama..."

Neden işini yapmak yerine bu kadar çok konuşmayı tercih ediyor? Oh, hayır Harry. Yine seninle başbaşa kalmak istemiyorum. Pekala, her şeyin suçlusu benim. Bu yüzden seninle konuşmayacağım aptal Harry. Adelaide'a odaklan, onu dinlemeye çalış...

"...ben de senin fikirlerinin önemli olduğunu düşündüm. Aslında giyiniş tarzın nasıl bilmiyorum ama bu hafta erkek bir arkadaşımın doğum günü için hoş bir tişört almayı planlıyorum. Sence hangisi daha güzel?"

Under Pressure ➳ LarryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin