38

2K 138 87
                                    

"1 hafta oldu"

Jungkook sıkıntıyla bıraktı kendini yatağa tam 1 hafta olmuştu o konuşmanın üzerinden tam 1 hafta geçmişti. Yoongi ne birşey yapmış nede bi mesaj atmıştı güya çıkma teklifi edecekti tamam belki abartmış olabilirdi ama oda teklif istiyordu ve sonuna kadar da isteyecekti.

Canı sıkılıyordu evdede kimse yoktu. Çalan kapıyla yerinden uçtu. Jin hyung'u belkide hoseok hyung'u gelmişti. Üstündeki pijamaları umursamadan aşağı inmeye başladı. Küçük bir düşme tehlikesinden sonra kapıya ulaşmıştı.

Kapıyı açtığında ne hoseok hyung'unu görebilmişti ne jin hyung'unu kimse yoktu. Kafasını aşağı eydiğinde bir mektup vardı. Hızlıca mektubu alarak kapıyı kapattı. Odasına çıkıp mektubu açtı. Mektupta güzel bir şekilde giyindikten sonra yazan adrese gelmesi söyleniyordu.

Ne olduğunu anlamadı ama yinede dolabının karşısına geçti.

(Bir tek bunu bulabildim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bir tek bunu bulabildim. Nasıl anlatabileceğimi bulamadım o yüzden giydiği bu)

Hazır olduktan sonra telefonunu alıp çıktı evden. Boş bulduğu bir taksiyi durdurup bindi

"Bu adrese gidelim efendim."

Kâğıdı taksiciye verdikten sonra arkasına yaslandı. Aklında bir sürü soru vardı bu mektubu yazan kimdi onunla ne yapıcaktı ve bunun gibi bir sürü şey. Yol uzun sürmüştü jungkook uyuklamaya başlamıştı bile.

"Geldik evlat"

Taksinin parasını ödeyip indi arabadan. Ağaçlık alan gibi bir yerdi burası. Biraz ilerleyince gördüklerine inanamadı ağaçlar mor ışıklarla süslenmişti. Sonra yanına vale tarzında bir adam yaklaştı.

"Bu taraftan efendim."

Jungkook adamı dinleyip ilerlemeye başladı ilerledikçe daha da büyülendi. Büyüleyici bir görüntüydü. Yolun sonunda mor ışıklarla donatılmış bir köprü gördü. Yanında bir sandal be adam vardı.

"Lütfen binin efendim."

Sandal ilerlemeye başladığında köprünün içine girmişlerdi. Bir sürü güzel çiçek ve mor ışık vardı. Büyülenmemek elde değildi. Köprü uzundu sonu nereye çıkıyordu merak ediyordu. Köprünün sonu gözükmeye başlamıştı. Jungkook çok ama çok merak ediyordu. Köprünün sonuna gelindiğinde adam inmesine yardım etti.

Orda başka bir adam vardı. Yanına gelip gitmesi gereken tarafı gösterdi ama bu sefer peşinden gelmedi. İlerledi jungkook sanki bir patika gibiydi. Büyüleyici şekilde süslenmiş ağaçlar mis gibi kokan çiçekler. Uçurum gibi yerdi sonu. Işıklarla süslenmiş kocaman bir hamak vardı. Gökyüzündeki yıldızların ışığını kapatmasın diye koyulmamıştı mor ışıklar. Huzur verici bir yerdi burası tüm şehrin manzarası vardı. Sanki tüm şehir ayaklarının altında gibiydi. Parlıyordu ay yanındaki yıldızlarla beraber. Beline dolanan kollarla sıçramıştı yerinden jungkook.

"Keşke güzel giyin demeseydim."

Bunca şeyi hazırlayan oydu sevdiği adamdı. Jungkook belindeki kollardan kurtulup sevdiği adama doğru döndü. Kocaman sarıldı ona teşekkürüydü bu onun. Yoongi'de sarılmasına karşılık verdi. Kokusunu derince içine çekti. Kokusuna ihtiyacım var derken yalan söylemiyordu. Gerçekten ihtiyacı vardı. Cennet gibiydi en güzel çiçekten daha güzeldi.

"Geldiğin için teşekkür ederim."

Elini jungkook'un yanağına koydu okşamaya başladı.

"Çok güzelsin, çok tatlısın, çok masumsun bu beni delirtiyor."

Jungkook'un elini alıp kalbinin üzerine koydu. Jungkook elinin altında hızlı hızlı atan kalbi hissetti.

"Seni görünce hep böyle atıyor kalbim. Deliriyor senin için."

Jungkook en güzel gülümsemesini sundu ona sevdiği adam onu seviyordu. Asla hayal edemeyeceği birşeydi bu.

"Bu şehir, ay ve yıldızlar şahit olsun bu ana sana çok aşığım jungkook senden sevgilim olmanı değil bugünüm,yarınım ve geleceğim olmanı istiyorum. Gözlerinde kaybolayım kokunla şarhoş olayım istiyorum. Sen jeon jungkook benim bugünüm,yarınım ve geleceğim olur musun ."

Gözleri doldu küçük olanın. Başını salladı hızlıca.

"Olurum yoongi."

Sıkıca sarıldı sevdiği adama. Sevdiği adamda ona sarıldı. Geri çekildiğinde yoongi bir elini jungkook'un beline koyup onu kendine çekti. Diğer elini yanağına koyup dudaklarını bastırdı sevdiğinin kırmızılıklarına. Sevgiyle öptü onu. Jungkook'ta karşılık verdi ona. Birbirlerine çektirdikleri acıların özürüydü. İkiside doymadı birbirini öptü. Ayrıldıklarında alınlarını birbirine yasladılar.

"Seni çok seviyorum jeon jungkook."

"Seni çok seviyorum min yoongi."



Hadi hayırlı olsun. Bölümü nasıl buldunuz. Umarım beğenirsiniz. 45 oy 60 yorum. Sizi seviyorum 🐰💜

sorry/yoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin