Rıza baba: Oturun çocuklar
Poyraz : Acil olan görev ne baba ?
Ali: sanki kötü bir şey gibi
Hüsnü: baba elindeki zarf ile ilgili mi...?
Hakan: baba söylesene ne oldu çok acil dedin
Mesut: Baba ?
Rıza baba: Çocuklar yeni bi görev var
[Rıza baba zarfı masaya koydu ve zarfı Mesut'a uzattı.]
Mesut: Bana mı baba ?
Rıza baba: Evet evlat senin namını herkes biliyor o yüzden seni istiyorlar özellikle
Hüsnü: Neresi baba ?
Rıza Baba: Mesut aç sen
[Mesut zarfı açtı ve ]
Selin: neresi
Mesut: Diyarbakır Sur oradan Suriyeye iki aylık görev...
Selin: Hayır gidemezsin
[Herkes Selin'e baktı.]
Mesut: Görev sonuçda Selin gitmek zorundayım
Kuzgun: Of başka adam yok sanki..
Selin: Baba bende girmek istiyorum gönüllü olarak
Dila: abla saçmalama
Selin: zamanında bende doğuda görev yaptım Mesut komsere çok yardımcı olurum
Rıza baba: Sur için bilmiyorum ama Suriye için istenebilirsin bu kadar çok istiyorsan neyse Mesut biliyorsun bu görevlere hemen gidiliyor sabaha hazır ol sabah saat 12'de uçağın var ne zaöandır çalışıyorsunuz bu gece hepinizin devriyesini siliyorum hadi hadi hadiii
[Herkes çıkar. ]
Dila: yemek yiyelim mi ?
Selin: Dila benim işim var
[gözleri kızarmıştı ]
Dila: Noldu abla sana ?
Selin: bana bir şey sorma dila lütfen
[Selin Mesut'tun arabasına bindi.]
Mesut: Selin ?
Selin: Mesut sana daha yeni kavuşmuştum ben
[Elini tuttu]
Mesut: dur şurdan çıkalım
[Arabayı sürer mesut kuzgun arkadan bağrırır]
Kuzgun : Heyy abiş beni unuttun ya !!
Dila: yazık arabasız mı kaldın ? Çok üzüldüm
Kuzgun: Yoo araba var
[Dila'nın arabasına bindi]
Dila: insene
Kuzgun: yoo inmiyorum beni eve bırak bu bir emirdir
Dila: emir? İkimizde komiseriz
Kuzgun: Senden daha çok tecrübeliyim
Dila: Ne alaka.. ama tamam sen bilirsin
[Dila arabayı son gaz kullanmaya başlar.]
[SelMes Mesutların evinin oraya gelir.]
Selin: Çok özlücem seni..
Mesut: Bende seni
Selin: iste bende geliyim
Mesut : Olmaz gelemezsin orada sana bir şey olursa ben yaşayamam o yüzden Suriyeyede gelme
