2

68 6 20
                                    

İyi okumalar♡

Jungkook'tan

"Oha kıza bak!" Taehyung'un çığırmasıyla elimdeki telefondan başımı kaldırdım ve suratına baktım.

"Hangi kıza?"

"Bak bu kız. Bu sene başlayacaklardan, birinci sınıf."

Elindeki büyük dosyayı bana doğru çevirdi ve parmağı ile bir kızın fotoğrafını işret etti. Gözlerimi suratından bahsettiği fotoğrafa kaydırdım.

"Neresi güzel? Koreli bile değil. Ayrıca ismine bak: Lalisa. Random gibi kızın ismi."

Taehyung müdürün oğlu olduğu için tüm öğrencilerin fotoğraflarının bulunduğu dosyaları karıştırabiliyordu. Şu an da elinde yeni başlayacak kız öğrencilerin listesi vardı.

Ben Jeon Jungkook. Üniversite 3. sınıf tıp öğrencisiydim. İnsanları takmaz ve duygusallığı sevmem. Annem bir trafik kazasında öldü. O zamanlar çok duygusaldım. Yıllarca hep üzgün oldum hep mutsuzdum. Sonra duygu hissetmemeye başladım. Cidden. İnsanların ne hissettiğini önemsememeye başladım. Okuldaki kişilerin yarısının belki daha fazlasının benim yüzümden kalbi kırık.

Yalnızca bir insanı önemserim. O da Taehyung. Kendisi kuzenim oluyor. En zor zamanımda, annemin öldüğü dönemde hep yanımda oldu. O da çok zorlandı. Sonuçta onun da teyzesi ölmüştü. Ama birbirimize tutunarak kalkmayı başardık. O benim gibi değil: çok iyi kalpli, duygusal, yufka yüreklidir.

"Mal mısın Kook! Koreli değil diye güzel olmadığını mı söylüyorsun? Bence gayet güzel kız."

Göz devirdim ve elimdeki telefona bakmaya devam ettim.

-

Lalisa'dan

Jennie'nin 18 olmasına 1 hafta kalmıştı ve biz hâlâ ne ev, ne iş bulabilmiştik. Günlerdir aramadığımız emlakçı girmediğimiz emlak bürosu kalmamıştı ama hâlâ durumumuza uygun fiyatlı ve güzel bir ev bulamamıştık.

Yine saatlerce ev aradığımız bir gündeydik. Artık çok yorulmuştuk ve bir kafeye oturmaya karar verdik.

"Lisa biz n'apıcaz? Ne ev ne iş bulabildik ve sadece bir haftamız kaldı!"

Jennie çok telaşlıydı ama yüz ifadesi o kadar tatlıydı ki gülmemek için yanaklarımı ısırdım.

"Bilmiyorum."

"Baksana ne diyeceğim. Senin şu şans getiren deniz kabuğun vardı ya, yanında mı?"

"Saçmalama Jennie ona küçükken inanıyordum."

"Ya denemekten zarar gelmez hadi hadi!"

Göz devirdim ama gülümsüyordum. Sırt çantama uzandım ve ön cebindeki deniz kabuğumu çıkardım. Küçükken bu kabuğu bana şans getirmesi için ilkokul öğretmenim vermişti. Bana şans getirdiğine inanırdım; ama büyüdükçe inancım köreldi.

"Al bakalım."

Elimden kaptığı gibi avucunun içine koydu deniz kabuğunu. Sonra gözlerini kapattı.

"Lütfen lütfen ev ve iş bulabilelim lütfen." Tek gözünü açıp sırıttı ve devam etti. "Ve Lalisa'ya hayırlı bir kısmet diliyorum."

Gözlerim kocaman açıldığı sırada Jennie sırıtarak bana bakıyordu.

2. Bölüm Sonu

Böyle komik bitireyim dedim. Umarım beğenmişsinizdir. ♡

💜

like a flowerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin