Harry başını Louis'nin omzuna yaslanmış açık olan televizyona öylece bakıyordu. Yan daireden sesler geldiğini fark ettiğinde doğruldu.
"Harry bunu yapmak zorunda değilsin. Gidiyor işte." Louis sevdiğinin tekrar ellerinden kayıp gitmesinden korkuyordu.
"Kendimi yapmak zorunda hissediyorum Lou. Belki de anlayışla karşılar." Harry kendini cesaretlendirmeye çalışıyordu. Louis'nin dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp ayağa kalktı. "Çabuk gelmeye çalışırım."
Harry de korkuyordu. Onun zorbalık yapıp tekrar sorun çıkarmasından korkuyordu. Louis'yi arkasında çaresizce bıraktığından habersiz yan dairenin açık kapısından içeri girdi. Louis'nin bu eve ilk geldiği günü düşündü. Ağlıyordu ve onun Louis'si hemen yardımına koşmuştu.
"Harry?" düşüncelerini koridordan gelen ses böldü. O tarafa baktığında sakalları uzamış, yorgun gözlerle kendisine bakan adam girdi görüş alanına. Adam hızlı adımlarla yaklaşıp sarıldı ona. "Neredeydin Harry? Bana neden haber vermedin? Sana bir şey oldu sandım."
Sarılışına karşılık bulamadığını fark ettiğinde geri çekildi. Hala yara izleri duran yüze baktı. Onu evde öylece bırakıp gittikten sonra bulamayınca gerçekten korkmuştu.
"Konuşmamız lazım." dedi Harry kararsız bir ses tonuyla. Rander başını sallayıp salonu işaret etti. Salonda kalan tek üçlü koltuğa oturdular.
"Evi satmayı düşünüyorum." diye başladı söze. Karşısındaki adamın konuşmak için dudaklarını arkadığını fark ettiğinde elini kaldırdı. "Lütfen sözümü kesme. Burayı satacağım ve hayatından çıkacağım. Sana her zaman minnet duydum Rander, en kötü zamanımda bana destek oldun. Hayalimdeki işi gerçekleştirmemi sağladın ama biz iyi bir çift değiliz." adam bunları söyleyeceğini biliyor gibi tepki vermiyordu.
"Seninle ilk tanıştığımız zaman hep birisi için ağlardım, rüyamda bile ağladığımı söylerdin hep. Ben aşkı çok küçük yaşta bulmuştum. Bir hata yapıp ondan uzaklaştım ve dört yılımı kendime zehir ettim." Harry nefes alma ihtiyacı hissetti.
"Yanda oturan değil mi? Bakışlarınızdan anlamıştım." Harry başını eğip parmaklarıyla oynamaya başladı.
"Onu çok seviyordum Rander. Seninle ilişkimiz nasıl başladı anlayamadım bile. Sarhoşken yaptığımız bir hata arkadaşlığımıza mal oldu. Özür dilerim, başkasını severken buna izin vermemeliydim. Sana umut vermemem gerekirdi." ellerinin üstüne kapanan eller yüzünden başını kaldırıp karşısındaki adama baktı.
"Ben özür dilerim Harry. Hayatını zindana çevirdiğim için özür dilerim. Belki ihtiyacımız olan şey bir şanstır."
"Öyle bir şey olmayacak. Ben hala Louis'yi seviyorum. Bak çevrende ilgini çekmeye çalışan bir sürü insan var. Eminim kendine daha uygun birilerini bulabilirsin ama lütfen beni bırak artık." gözleri dolmuştu.
"Yaşadığım bunca acıdan sonra bırak da mutlu olayım. Zor zamanlarında yine yanında olurum, arkadaşın olarak. Benden daha fazlasını bekleme. Ben Louis'yi tanıdığımda çocuktum. O benim ilk yakın arkadaşım, ilk aşkım, ilk kalbini kırdığım kişi. Benim yüzümden hastanelere düşmüş yine de beni sevmekten vazgeçmemiş çocukluğum."
Karşısındaki adam başını salladı. Anlıyordu ama Harry olmadan bu şehirde nasıl yaşayacaktı?
"Aşka saygım sonsuz Harry ama beni bu şehre sen getirdin. Sen olmadan ne yapacağım?"
"Bir haftadır ne yapıyorsan öyle devam edebilirsin diye düşünüyorum. Eğer gidecek bir yer bulamadıysan bir süre daha burada kalabilirsin, benim için sorun değil." adam başını iki yana sallayıp elini saçlarından geçirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
History - Larry/5 Shot
FanfictionKapısı aralık duran yan evden gelen ağlama sesleri oraya yönelmesine neden oldu. Kapıyı biraz daha aralayıp ona arkası dönük duran adama doğru ilerledi. "İyi misiniz?" dediğinde ona dönen yüz tüm anılarını gözlerinin önünden geçirdi.