Harry yeni uyumuşken kapı kırılırcasına çalınıyordu. Louis Harry'yi kontrol edip kapıya ilerledi. Tüm ısrarlarına rağmen onu odada uyumaya ikna edememişti. Koltukta uyumuştu. Louis kapıyı açtığında karşısında kaşları çatık sarhoş bir adam duruyordu.
"Ne var?" dedi en aksi sesiyle.
"Harry çabuk eve gelsin." karşısındaki adamın sinirli olduğu sesine bile yansımıştı.
"Gelmezse?"
"Gelmezse ne olacağını kendisi biliyor. Söyle çabuk olsun." Louis dişlerini o kadar sıkıştı ki gıcırdayama başlamıştı.
"Eve git bekle, gelir biraz sonra. Hatta sen uyu ben onu gönderiyorum." deyip alkol kokan adamın birbirine dolaşan adımlarla eve girişini izledi. Kendi evine girip salondaki koltuklardan birine oturdu. Harry'nin hala uyuyor olduğuna şükretti. O ayyaş herif bir süre bekler sonra sızar kalırdı. En azından Louis öyle umuyordu.
Yüzüne dağılmış saçları ve hafif aralık dudaklarıyla ne kadar sevimli olduğunun farkında değildi Harry. Louis onu izlemeyi bırakması gerektiğini içinden tekrarlayıp duruyordu ama sonuç başarısızlıktı. Harry kıpırdanıp gözlerini yarım açtığında Louis telefonunu eline aldı.
"Lou?" Louis bir kez daha kalbinin kırıldığını hissetti. Harry ona önceden hep böyle seslenirdi. 'Hmm' deyip ona baktı.
"Sen uyumayacak mısın?"
"Şimdilik uyumuyorum ama rahatsız olduysan odama gidebilirim."
"Onun için söylemedim. İşe falan gitmeyecek misin?" Louis Harry'nin uykulu sesine gülümseyip başını iki yana salladı.
"İşe gitmeyeceğim. Uyu hadi sen benim biraz çalışmam lazım. Eğer burada sırtın falan ağrırsa odama gel. Ben koltukta sabahlamaya alışığım." Harry gülümseyerek karşılık verip gözlerini kırpıştırdı.
Louis odasına gidip bilgisayarında belgeyi açtı. Yazdığı kitabın son sayfasına göz atıp devam etmeye çalıştı. Sürekli yazıp silerek geçen bir saatten sonra gözlerini kapatıp şakaklarını ovdu. Odasının kapısı tıklatıldığında yerinde doğruldu.
"Gel." Harry önce başını uzatıp tuhaf bir ifadeyle baktı. Sonra tamamen odaya girip kapıyı kapattı.
"Ben biraz yanında oturabilir miyim?"
"Bir sorun mu var?" yatağı gösterip bilgisayarını kapatarak sordu.
"Uykum kaçtı. Biraz konuşuruz diye düşündüm." Louis başını sallayıp belgeyi kayderek kapattı. "Ne iş yapıyorsun?"
"Kitap yazıyorum." Harry'nin kaşları hayretle havalandı.
"Haberim yoktu. Sen kitap okumayı sevmezdin."
"Hala sevmiyorum ama bu yazmayacağım anlamına gelmiyor. Daha önce tiyatro metinleri yazdım, çoğu sahnelendi. Şimdi bir roman yazıyorum."
"Vay canına!" Harry büyülenmiş gibiydi. Hayatında en çok sevdiği iki aktivite kitap okumak ve tiyatroya gitmekti. "Tiyatro oyunlarını takip ederim."
"Bende tiyatroyu sinemadan daha çok severim."
"Daha önce hangi oyunları yazdın?" Harry'nin merakı Louis'nin hoşuna gitmişti.
"'Sevgiliyle Veda' en çok tutan oldu sanırım." Harry'nin yüzündeki buruk gülümsemeyi yakaladı.
"Yazar kısmında adın yazmıyordu." Louis şaşkın bir ifadeyle Harry'ye baktı.
"Afişini falan mı gördün?"
"Bizzat gidip izledim. Rander ile kavga etmiştik ve ben ondan, kavgalarından biraz uzaklaşmak için tiyatroya girmiştim. O oyuna denk gelmiştim ve çok ağlamıştım." gözleri bir süre birbirlerinin gözlerinde takılı kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
History - Larry/5 Shot
FanficKapısı aralık duran yan evden gelen ağlama sesleri oraya yönelmesine neden oldu. Kapıyı biraz daha aralayıp ona arkası dönük duran adama doğru ilerledi. "İyi misiniz?" dediğinde ona dönen yüz tüm anılarını gözlerinin önünden geçirdi.