G o A w a y / S o p e - Y o o n s e o k

|13|

Yoongi

Önümüzdeki 2 gece de değişen birşey olmamıştı nerdeyse aynı şeyleri yapmıştık. Şimdi ise eve dönüyorduk. Hoseok uyuya kalmıştı.
Sapığım bana birkaç gündür yazmıyordu. Endişelenmedim değil.

Minswag; Hey aptal, iyi misin?

Hoseok'un telefonuna mesaj gelmişti, umursamadım.

Minswag; Birkaç gündür yazmıyorsun.

Hoseok'un telefonuna tekrar mesaj gelmişti.

Minswag; Endişeleniyorum.

Ve tekrar gelmişti. Düşündüğüm şey olamazdı değil mi? Şifresini geçenlerde görmüştüm. Hatırladığım kadarıyla şifreyi denedim ve doğru çıktı. Gördüğüm mesajla donakalmıştım. Sevgilim Hoseok benim 1 buçuk yıllık sapığımdı. Hemen galerisine girdim. Bir albüm dikkatimi çekti. Albüme girdiğim zaman Tanrım! Bunlar benim tamamen çıplak fotoğraflarımdı! Nerden çekmişti ki?! Hoseok gözlerini açtı.

"Hoseok bu ne?!"

Gözlerini ovuşturdu ve telefonuna baktı. Dona kalmıştı.

"B-ben-

"Bu ne dedim?!"

"Daha ne kadar saklayacaktın bunu benden?!"

"Biliyorum söylemem lazımdı ama-"

"Ama ne?!"

"Korkağın tekiydim Yoongi. Kim olduğumu açıklanmayacak kadar korkaktım."

"O gün sapığını bulmada yardımcı olurum dedim ve mesaj geldi değil mi? O sırada da sen yazdın şüphelenmemem için."

"Özür dilerim."

"Söylesene benim neyimi seviyorsun? Vücudumu mu?"

"Hayır Yoongi."

"Neden sende çıplak fotoğraflarım var?"

"Senin herşeyini seviyorum ben gözlerini, gülüşünü, o kahkaha atışlarını ve en çok da o güzel kalbini seviyorum."

"Bence sen başka yerleri seviyorsun."

"Bunu nasıl düşünebilirsin?!"

"Sarhoş olduğumuz gün de benden yararlandın değil mi?"

"Yoongi sana cidden aşığım ben-"

"Eminim öyledindir. Aptal, azgın bir sapığın tekisin sen."

Gözleri dolmuştu.

"Bunu, bunu nasıl söyleyebilirsin?!"

"Bunlar gerçekler."

Gözlerinden yaşlar süzülüyordu.

Çantasını aldı ve şöföre

"İnmek istiyorum."

Dedi.

"Olmaz evlat burası dağlık, uçurumluk alan inemezsin. Tuvaletin varsa benzinciye kadar tutmalısın."

"AÇIN ŞU SİKİK KAPILARI İNECEĞİM! BENİ ZORLAMAYIN AÇMAZSANIZ BEN AÇARIM!"

Onu ilk defa böyle görüyordum.

Şöför korkuyla hemen kapıları açtı. Ve Hoseok indi.

"O, o nereye gidiyor?"

"İnan ben de bilmiyorum Taehyung."

"Uçuruma gidiyor."

"Siktir deli, düşündüğüm şey değildir."

"KAPIYI AÇIN!"

Şöför hemen kapıyı açtı ve fişek gibi fırladım.

"HOSEOK!"

Beni dinlemiyordu. Uçurumun ucundaydı.

"SAKIN YAPMA!"

"Neden? Üzülür müsün? Sadece aptal ve azgın bir sapık için."

Sesi sakin çıkıyordu.

"Yapma lütfen."

Sesim boğuk çıkmıştı ve gözümden akan yaşları engelleyememiştim.

"Bu aptal, azgın sapık seni çok sevdi Min Yoongi. Hala da seviyor."

Bir adım daha atmıştı ve Siktir! Ayağı kaymıştı. Koşabildiğim kadar hızlı koştum. Tanrıya şükür kolundan tutmuştum.

"Bırak Yoongi, bırak da öleyim."

"Yapma bebeğim. Gitme benden ne olursun seni seviyorum. Lanet olsun Hoseok Yapma!"

Ayağı bir tık daha kaydı.

"Y-YOONGİ!"

"SIKI TUTUN BEBEĞİM!"

"YOONGİ SAKIN BIRAKMA!"

"BIRAKMAYACAĞIM BEBEĞİM! SENİ ASLA BIRAKMAYACAĞIM! SÖZ VERMİŞTİM HATIRLADIN MI?! SEN İSTESENDE İSTEMESENDE BEN SENİ BIRAKAMAM BEBEĞİM! SENDEN GİDEMEM ANLADIN MI?!"

Kolunu daha da sıkı kavradım ve çekebildiğim kadar çektim ve Tanrım! Sonunda onu çekebilmiştim. Hemen sarıldım.

"İyi misin bebeğim?! Ben, ben çok özür dilerim bebeğim lütfen affet bir an gözüm döndü, beni sadece vücudum için sevdiğini düşündüm bunu nasıl düşündüm? asıl aptal olan benim. Bebeğim lütfen affet beni."

"S-seni seviyorum."

"Ben de meleğim, ben de seni seviyorum."

"Beni çok korkuttun bebeğim bir daha sakın ama sakın böyle bir şey yapma."

Onu kucağıma aldım ve servise bindik. Herkes ağzı açık kalmış bize bakıyordu.

Yerime oturdum ama Hoseok'u kucağımdan indirmedim. Çok korkmuştum. Ona birşey olacak diye çok korkmuştum. Ona kızmam, bağırmam hataydı. Onu bırakamazdım zaten. Delicesine aşıktım ona ben.

"Kucağından indirmeyi düşünüyor musun?"

"Hayır eve gidene kadar böyle kalacağız."

Kıkırdadı.

"Taehyung, sevgilim."

"Hm?"

"Benim evime gelir misin bugün, hm? Beraber vakit geçirelim."

"Nasıl vakit geçireceğiz?"

"Mesela film izleyebilir, lunaparka gidebilir, bungee jumping yapabilir, paraşütle atlayabilir, ya da su parkına falan gidebiliriz."

"Sende ne adrenalin seviyormuşsun be."

"Benim adrenalinim sensin bebeğim."

"Yorgunum ben biraz Jungkook."

Sevgilisinin suratını düştüğünü gördü.

"Ama film izleyebiliriz."

Diye ekledi. Hemen neşeyle kafasını kaldırdı Jungkook.

"Çok eğleneceğiz."