Merhaba. Ne kadar basit aslında. Günlük hayatta her tanıştığımız insana yaptığımız bir kibarlık. Yeni bir ilişkinin başlamasına yol açan kelime. Ve tabii karşıdakinden de bir beklenti, 'sen kimsin?' sorusu aynı zamanda. Hiç kimseye merhaba demeseydik ne kadar izole olurduk insanlıktan..
Burada yapmak istediğim, sana merhaba demek. Sen kimsin diye sormayacağım. Onu sen zaten cevaplayacaksın kendince. Ben, kim olduğumu anlatacağım. Senin hayatından alıntılar yapacağım zaman zaman. Kısacası, sen ve ben, biz olacağız. Eski günleri yad edeceğiz, günümüzden yakınıp geleceğimizi merak edeceğiz birlikte.
Bu paragrafa kadar benimle gelebildiysen, birkaç açıklamayı hak ediyorsun. Sanılanın aksine, kişisel gelişimle ilgili bir şeyler yapmayacağız. Sadece ben gizemli konuşmayı severim biraz. Yapacağımız şey, senden ve benden bahsetmek. Tıpkı girişte yazdığım gibi, kapılarımı senin için açtım. Okuyacakların, tamamen öznel ve kişisel olmakla birlikte ortak kültürün verdiği etkiyle sana da dokunacak.
Açıklamak istediğim son şey ise, yazacaklarım, asla kimseyi incitmek ya da hiçbir kişi, kurum ve kuruluşa zarar vermek için değildir. Hassas konulara değinme olasılığım her zaman vardır ve okuyan her kimse okumaya devam etmemekte özgürdür. Okumaya devam ettiği takdirde, zatıma karşı yapılacak herhangi bir hakaret ya da saldırıda ciddiye almayacağım.
O zaman hazırsan, tanışalım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağının Arka Yüzü
Non-FictionBenliğime hoş geldin. Onlardan çok seni anlattım. Bende seni bulmaya hazır mısın? Risk almadan yavaşça vazgeçebilirsin. Yeterince merak ettiysen devam edelim. Kapılarımı senin için açtım.
