Gözlerim zümrüt yeşili gözler ile kesişince kalbimin atışları hızlandı.Cüppemi çekiştirerek Ortak Salondan çıktım.Hızla Büyük Salona doğru ilerledim, Draco ile konuşmam lazımdı , onu yaz tatilinden beri görmüyordum ve çok özlemiştim.Büyük Salona girince gözlerimi etrafda gezdirdim.Bellamy ile göz göze gelince ona minik bir tebessüm yolladım ve yanına ilerledim.Gryffindor masasına oturunca ona doğru döndüm.-Draco'yu gördün mü?
Kafasını hayır manasında salayınca derin bir nefes alıp Slytherin masasına baktım.Bir kaç kişi hariç kimse yoktu.
-Onu çok özledim Bell.Benimle konuşmak istemez diye korkuyorum.
-Merak etme , herkes sana ne kadar değer verdiği biliyor.
Bana verdiği umut üzerine gülümseyerek kafamı omzuna koydum.Bellamy benim tek arkadaşımdı.Melezdi ve bu yazı onların evinde geçirmiştim doğrusu evden kaçınca mecburen oraya gitmiştim.Slytherinler ile hiç konuşmazdım, kanıbozuktum onlara göre.Hufflepufflar benden korkardı bir Malfoy olduğum için ama severdim onları.Gryffindorlara görede onlara uygun değildim.Mugglerı sevmeyen, asi ve kurnazdım ama en önemlisi bir Malfoy'dum.
Slytherin Prensi'nin ikizi.
Aklıma evden kaçtığım akşam gelince ürperdim, bunu şuan Büyük Salonun ortasında düşünmek pek iyi fikir değildi.Kafamı kaldırıp açılan kapıya baktım.İçeri giren Draco'yu görünce yüzüme hemen safkan maskemi yerleştirdim.Masadan kalkıp yavaş adımlarla ona doğru ilerledim.Tam masasına oturuyordu ki onu kolundan tutup durdurdum.
-Ne oldu Amanda?
-Konuşmak istiyorum, hemen.
Draco sinirle bana baktı.Tamam belki evden kaçmamalıydım, onu orada bırakmamalıydım ama artık dayanamıyordum.Draco'yu kolundan tutup kapıya doğru ilerlemeye başladım.
-Amanda!Dur!Benim seninle konuşacak hiç bir şeyim yok.Sen Malfoy Kanını kirleten birisin sadece.Benim kardeşim falan değilsin, sadece iğrenç bir kanıbozuksun!
Konuşması biter bitmez arkasını dönüp Büyük Salondan çıktı.Bulunduğum noktada bir müddet durduktan sonra kendime gelip Büyük Salondan çıktım.Astronomi kulesine doğru ilerledim.
Kuleye varınca yere çöküp derin bir nefes aldım, küçüklüğümden beri bana destek olan Draco beni umursamamış, bana kanıbozuk demişti.Küçükene babam beni odama kilitlediğinde hep o yanımda olurdu.Gözümden aktığını daha yeni fark ettiğim göz yaşlarımı hızla sildim.Hıçkırıklarımı durdurmaya çalışsamda durmuyordu, elimde değildi ki onları durdurmak.Babam zaten beni sevmezdi, annemde kendine göre severdi ama bana yeterdi onun sevgisi ama o salak şapka beni Gryffindor'a koyunca o minik sevgide yok olmuştu.En son kavga ederek evden ayrılmıştım ve Bellamy'in yanına gitmiştim.
Omzuma konan el üzerine hızla başımı çevirdim.Draco'nun geldiğini hayal ediyordum ama gelen kişi Potter idi.Hızla gözümü silip yanıma oturan Potter'a döndüm.
-Burada ne işin var?
-Neden ağlıyorsun?
-Sana açıklama yapmak zorunda değilim.
Sinirle kafamı çevirdim, oda diğerleri gibi beni yargılamış benimle iletişime geçmemişti oysa ki ben onu ilk gördüğüm andan beri seviyordum.O şahane zümrüt yeşili gözlere kim aşık olmaz dı ki? Ama bir sorun vardı işte, ben bir Malfoy'dum o ise Potter'dı.Aramızda o kadar fark vardı ki bana hep ulaşılmaz gelmişti.Ne zaman onunla göz göze gelsem kalp atışlarım hızlanıyordu ve nefes alamayacakmışım gibi geliyordu.Onu sevdiğimi Bell bile bilmiyordu.Zaten Gryffindor'a giden bir Malfoy'dum birde Potter'a plotonik aptal olmak istemiyordum, aslında öyleydim ama bunu sadece ben biliyordum değil mi? Bunun bana zararı olmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GRYFFİNDOR PRENSESİ
FanfictionGryffindor'a giden bir Malfoy mu? Asırlardır Slytherin olan Malfoyların geleneği bozulursa.Ya Malfoy kızı Gryffindor'a giderse? Her şey çok farklı olurdu değil mi? Malfoy kızı Potter oğluna ilk gördüğü andan itibaren aşık olursa? Diggory ile Potter'...