Öncelikle herkese iyi okumalar. Umarım bu bölümü de beğenirsiniz. Yorumlarını ve oylarınızı bekliyoruummm...♥️👍😊
Kapıyı çalmadan direkt odaya girdim. Sandalyede oturan zayıf ama bir o kadar da güzel bir kız vardı içeride.
Kız korkuyla bana baktı. Ama nedense ayağa bile kalkmadı. Ben hemen ciddi bir tavır takınarak:
- Merhaba, ben Rüzgâr Çetin. Gerçi bundan sonra benim asistanımsın. Patronunun ismini önceden araştırıp da gelmişsindir?
Kız utancından başını eğerek:
- Merhaba Rüzgâr Bey. Ben de Yağmur Ünal. Memnun oldum efendim.
O an nedense kızgınlığım geçmişti duyduğum sesle. Bana ne olduğunu bilmiyordum. Kızın ela gözleri ve siyaha çalan dalgalı saçları gerçekten etkileyiciydi. "Kendine gel Rüzgâr!" Diye bir uyarı yaptı bana iç sesim. Hemen eski ciddi tavrımı takındım:
- Hemen işe başlasanız çok iyi olur Yağmur Hanım!
- Rüzgâr Bey, biliyorum bana ve babanıza çok kızgınsınız ama benim hiçbir suçuk yok... gerçekten. Size her şeyi baştan sona anlatabilirim isterseniz.
Kız gerçekten çok masum görünüyordu. Bu işin içinde bir iş olduğu kesindi. Onu dinlemeye karar verdim. Belki anlatacakları önemlidir...
- Rüzgâr Bey, biz babanızla yani Demir Bey'le bundan yaklaşık beş ay önce karşılaşmıştık.
Ben markete gidiyordum. Ekmek ve birkaç şey alacaktım. Karşıdan karşıya geçmek için iki kez sağıma ve soluma baktım. Geçmeye karar verdiğimde bir araba çok hızlı bir şekilde bana doğru geliyordu. Sesini duyup tam hızlanacaktım ki; araba bana çarpmıştı bile zaten. Kendimi yolun ortasında yerde buldum. Bacaklarım çok ağrıyordu. Bana çarpan adam indi arabadan. Evet, bana çarpan Demir Bey'di. Bir sürü özürler etti. Ben he?er ne kadar "Sorun değil, ben hallederim." Desem de beni kendisi kucaklayıp ambulansın gelmesini bile beklemeden hastaneye yetiştirdi. Bacağımın ağrısı hiç durmuyordu. Ameliyata aldılar hemen. Ama nafileydi. Doktor "Bundan sonraki hayatını tekerlekli sandalyede geçireceksin." Dedi. Ben o an kahrolmuştum zaten. Toparlanmam çok uzun zaman aldı. 2 hafta sonra hastaneden çıktım. Babanız bütün hastane masraflarımı ödedi ve çıkış işlemlerinde de yardımcı oldu.
Benim zaten annem, babam yok. Bir tane ablam var ama o da yurtdışında, işiyle meşgul.
Babanız, beni evime getirdiğinde o gün bana hep baktı. Beraber sohbet de ettik. Kendisi bir anda bana, "Sana bir iş teklifim olacak, kızım." Dedi. Ben de ne olursa olsun kabul etmeye hazırdım. Sonuçta evde kimse yoktu ve benim de biraz paraya ihtiyacım vardı ne yazık ki. Ve en sonunda buradayım Rüzgâr Bey!" Dedi gülümser bir ifadeyle.
Hemen odasından çıktım.
Bir an kapının önünde duraksadım. Nefes alamaz gibi oluyordum. Hayır, babam bunu nasıl yapabilirdi? O kız bunu haketmiyordu! Kimse böyle bir şeyi asla hak etmezdi!
Babamı aradım, ama açmadı. Defalarca aradım, yine açmadı. En sonunda sesli mesaj gönderdim. Hemen onunla konuşmam gerekiyordu.