"Gizemli insanları severim"
"Ha beni sevdin yani!"
Sevmiş miydim?
"Yio! Yani...şey, arkadaş olarak evet ama...şey olarak evet değil" evet az önce sıçtım...
"Sakin ya"
"Sakinim ki zaten
"Öyle olsun"
Zil sesini duyunca arkama döndüm. Bir adım atıp onu bekledim. O da gelince sınıfa doğru yürümeye başladım. Dersimizin ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Aklım onda kalmıştı. Yavaşça ona dönüp baktım. Yüz hatlarını olabildiğince aklıma kazımaya çalıştım..
Evet ondan hoşlanmaya başlamıştım..
Buna gerçekten inanamıyorum, benim hep sadece mutluluk duygusundan oluştuğumu söylerlerdi.. Başına buyruk, aşk ne bilmeyen, birine bağlanamayan... Sadece deli dolu bir kız, sade ve güzel.. Çok talibi olan ama hiçbirini istemeyen. Ben böyleydim. Özgür Deniz
Sınıfa geldiğimizi fark etmemiştim. Omzuma dürtünce ona döndüm.
"Hm? Ne oldu?"
"Sınıfa geldik, gir içeri istersen?"
İçeriye baktım. Sınıfın önündeydik. İçeriye yavaşça süzüldüm. Sınıf dolmuştu. Yanımda bir erkek oturuyordu. Diğer tarafımda ise çok şirin bir kız. Şirin kızla arkadaş olacaktım.. Diğer tarafımda ki yakışıklıylada olurdum, ama sanki o, o niyetle oturmamıştı. Gözlerimi devirip sırama yürüdüm.Sırama oturup kıza selam verdim.
"Selam, ben Deniz"
Kız yavaşça bana döndü ve içten bir şekilde gülümsedi.
"Selam, bende Aslı"
"Güzel isim, tanıştığımıza memnun oldum"
"Bende, Nasılsın?"
"İyiyim, mükemmelim, üniversiteye başladığım için mutluyum, sen?"
"Bende aynısı, ne olsun?"
"Güzel, ilk ders neydi?"
"Kimya sanırım"
"Yey! En sevdiğim ders!"
"Benimde!"
O sırada içeriye genç ve güzel bir hoca girdi. Bakımlı görünüyordu ve oldukça güzeldi. Aslı'nın kulağına eğildim ve fısıldadım "Niye bu kadar güzel?"
Güldü "Bilmiyorum.." bende gülümsedim ve önüme döndüm. Hoca kürsüye oturup elimdeki kitapları yerleştirdi. Sonra bize dönüm ellerini bir birine vurdu."Evet gençler, üniversiteli oldunuz. Şimdi size genç oldunuz artık, büyüdünüz demeyeceğim. Ben Füsun, sizinle birlikte Kimya derslerini işleyeceğiz. Sizden yaklaşık 4-5 yaş büyüğüm, erkeklere söylüyorum 'yürümeyin bana'
Sınıftan kıkırtılar yükseldi. Yanımda ki çocuk kulağıma doğru geldi
"Herkese yürüyor gibi miyim?" gülümsedim
"Bilmem.. Yürür müsün?"
"Birilerine yürüyebilirim ama bu herkes veya hoca olmaz"
"Kimler bunlar?"
"Bilmem..."
Gözlerimin tam içine bakıp gülümsedi. Bende hafifçe gülümseyip hocaya döndüm. Hoca ilk kişiden isim sormaya başladı. Ben ortada 4. sıradaydım. Bana gelmesine daha vardı. Onlar isimlerini söyledikçe ben ezberlemeye çalışıyordum.Sonunda bana gelmişti
"Ben Deniz, soyadım Kaya, 19 yaşındayım. Bu kadar"
Alara hoca benden sonra yanımda ki çocuğa sordu. Adı Özgür Taşaldı. Özgür çok güzel bir isimdi. Hoşuma giderdi. Banada Deniz yerine Özgür derlerdi bazen.
Herkes ismini söyledikten sonra Füsun hoca konuştu.
"Bugün derse başlamayacağım. Tatilinizi de anlattırmayacağım. Sadece konuşun, tanışın, arkadaş olun işte bişiler yapın"
Güldüm. Bu hocayı sevmiştim, bizim gibiydi. O sırada Özgür'ün sesini duydum;
"Tanışmak ister misiniz hanımefendi?" ona döndüm ve gülümsedim. Elimi tokalaşma anlamında uzattım.
"Tabi ki beyefendi neden olmasın?"
"Ben Özgür," uzattığım elimi tutup hafifçe salladı. "19 yaşındayım, burdaki çoğu kişi gibi. Sen?"
"Ben Deniz, bende 19 yaşındayım ve anormal bir insan olduğumu söylüyorlar."
"Nasıl yani?"
"Herkes gibi değilmişim, hoş ve göze batmayan bir tuhaflığım, anormalliğim varmış"
"Herkese göre fazla güzelsin"
O bana güzelsin mi dedi? Dur bi dakika! Bana yürüdü mü? Güzelsin, vay anasını be
Söylediğini duymamış gibi davrandım:
"Hm? Bir şeye kafam daldı ne dediğini anlamadım. Tekrar eder misin?"
"Tuhaf olmak iyidir"
"Ne mutlu bana"
Gülümsedi. Çok içtendi. Sanki söyleyemediği şeyleri doluşturmuştu gülüşüne..
-Okul bitince-
Okul bittiğinde Aslı'yı bulamamıştım. Sadece Ege ve Özgür'ü görmüştüm. Zaten başka tanıdığımda yoktu. Yanıma ilk Ege geldi:
"Yanlız kalmışsın"
"Aslı'yı göremedim"
"İstersen birlikte gidelim?"
Biz? Birlikte? Olur? Hemde çok iyi olur
"Olur, zaten aynı otobüse binmiştik gene o otobüs mü?"
"Hm-hm" sadece gülümsedim bir adımla Ege'nin yanına geldim. Tam öne doğru yeltenmişlen bir el beni dürttü. İrkilerek arkama döndüm. Arkamda ki kişi Özgür'dü.
"Ne oldu? Korkuttun beni.."
"Özür dilerim, şey...birlikte gidelim diyecektim," Ege'ye baktı. Ege korkunç gözlerle ona bakıyordu. "Ama sen zaten birini bulmuşsun... Görüşürüz" arkasını döndü.
"Sende gel bizle"
Bize geri döndü."Sorun etmezse eğer tamam," Ege'ye baktım. Sonra Özgüre dönüp:
"Bir şey olmaz gel sen" gülümsedim. Ege Özgür'e gene korkunç bir şekilde bakıyordu...
Peki niye böyle bakıyordu?