•••
6 Haziran
13:32''Neden yanımıza gelmiyorsun?''
Shuhyo'nun sesini duysam da tepsiden başımı kaldırmayıp yemeye devam ettim.
''Fark etmedim burada olduğunuzu.
Hemen çıkacağım zaten, geri kütüphaneye dönmem lazım.''
Gerçekten acele etmem gerekiyordu, öğleden sonraki finale girmeden önce bakmam gereken notlarım vardı. Son ana bıraktığım için çok bir şey beklemiyordum ama en azından denedim diyerek içimi rahatlatmam gerekiyordu. Ayrıca hocanın odasının kütüphane binasına baktığını ve pencere önünde çay içmesyi sevdiğini biliyordum, kampüs ile arasında geçen ömrümü görünce bana merhamet edeceğine dair değişik totemlerim vardı.''Bu aralar hiç konuşamıyoruz, bizden uzaklaşıyor gibisin.''
Daha Shuhyo'nun cümlesi bitmeden Changmi de yanında belirdiğinde gözlerim demin oturdukları masayı buldu.
O da oradaydı.
Yanında iki arkadaşı daha vardı.
İlk başlarda şaşırsam da Changmi, Taehyung ile Shuhyo'nun iyi anlaştığını söyleyip onları gittiği her yere çağırmaya başlayınca bu şaşkınlığım kısa sürmüştü.
Artık kendime, insanları istediğim gibi yorumlamayacağıma dair söz vermiştim.
O da onlar gibiydi.
Oyuncuydu.Şıpsevdi olduğumu düşünmüyordum ama onu, Shuhyo'nun sosyal medya hikayesinde gördüğümde içimde oluşan hayal kırıklığı beni yanıltmıştı.
Kurduğu cümleler, bende bir beklenti oluşmasını sağlamıştı.Bana iki taşını sakladığımı söylemiş
ama ardına düşmemişti.
Kendisine ait olan bir şeyi almak için
çabalaması gerekmez miydi?Asıl şaşırmam gereken de buydu sanırım.
Ne ara, ne olmuştu da sadece iki kez muhatap olduğum insan bu garip duyguyu hissetmemi sağlamıştı.
Korkutucuydu.Göz ucuyla baktığımı sanıp fazla daldığımı arkadaşı ile göz göze gelince fark ettim. Boyu diğerlerine göre biraz daha kısaydı ve oldukça dolgun dudakları vardı.
İsmini bilmiyordum, umarım daha fazla ek bilgi de öğrenmezdim onlarla ilgili.
Odağımı önümdeki ikiliye çevirip gülümsedim.
''Bu yoğun zamanda ek iş bulmakla hata ettim sanırım. Tatilden önce son haftamız olduğunu biliyorum ama kendime bile vakit ayıramıyorum kızlar. Üzgünüm.''Kenarda duran sırt çantamı koluma takarken bir yandan da çıkardığım ıslak mendil ile elimi siliyordum. Sağ taraftaki lensim hafif kaymıştı ve her ne kadar sağlıklı olmadığını bilsem de mecbur elimle ovuşturarak düzelmesini sağlayacaktım.
''Üzgün müsün?''
Changmi güler gibi bir ses çıkardı.
Alaylı tınısı, gözümü ovalarken duraksamamı sağladı.
''Hayır değilsin, Hyejung--''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ın la 'kesh | Jungkook
Fanficmini fic• tamamlandı• Jeon Jungkook, benimle sadece üç defa konuştu. Ama ben, dördüncüsünde onun bana hediye olarak gönderilmiş 'Malahit' taşım olduğunu fark ettim. 01.09.1997~2019 kapak tasarımı: nyxtopia ❀