Yıllar önce insanlığı tehdit eden bir canlı ırk oluştu. Bu ırkın adı Titanlardı. İnsanlar bu ırkı kendilerinden uzak tutmak için 3 tane sur inşa ettiler. Surların adı sırayla Maria, Rose ve Sina idi. Bu ırk insanlardan 10-15 metre uzundu.Bazı anarmol olarak adlandırılıan titanlar (yani haraketleri belirlenilemeyen Titanlar) 50 metreyi buluyorlardı. Tip olarak insana benzesede anatomik yapısı çok farklıydı. İç organları yok , nefes alma gereği duymuyorlar ve sadece insan yiyiyorlar !!
Merhaba Ben Eren
Güzel bir ilkbahar sabahıydı. Yatağımdan kalktım. Yine her zamanki gibi surların arkasında titanlardan korkan insanlar alış veriş yapıyolardı. Aşağıya indim. Annem yine az kahvaltı hazırlamıştı. Çünkü duvarların arkasında yaşamak bazı yemek problemleri yaşatıyordu. Benimle yaşayan bir de üvey bir kız kardeş gibi biri var. Adı Mikasa. Mikasa benden daha güçlü ve zekiydi beni hep korurdu ama ben korumasını istemezdim. Yemeğimizi bitirdikten sonra Mikasa ile gezmeye gittik. Aslında tehlikeliydi ama Titanlar daha önce bu duvarları aşamadılar. Bu konuda en dikkatli olan bendim. Her an duvarlar yıkılabilir ve titanların saldırısına uğrayabiliriz diye düşünüyordum. Ama bazı insanlar duvarların tanrı tarafından yapıldığını sanıyordu. Yeşilliklerin oradan geçtiğimizde Armin'i gördük
Armin çelimsiz bir çocuktu hep dayak yerdi, çok zeki ve sarışındı. İki tane çocuktan dayak yiyiyordu. Mikasaya baktım sanki düşündüğümü anlamış gibi kafasını salladı. Onlara doğru koştuk. Beni görünce korkmadılar hatta güldüler ama Mikasa'yı görünce hemen tabanları yağladılar. Armin'e elimi uzattım. Ağlıyordu. Hep başkalarının yardımına ihtiyacı duyduğu için ağlıyordu. Bir süre sonra ağlaması kesildi ve kalktı. Teşekkür etti bize. Birlikte eve doğru yürüdük. Evlere giderken Hannes'i gördüm. Hannes, titanları öldürme ekibindeki biriydi. Evet titanları öldürmek!. Titanlar yenilmez değildi tabiki onlarında zayıf noktaları vardı tam boyunları !. Manevra cihazıyla (titanların boynuna daha kolay ulaşabilmek için kullanılan alet) boyuna çıkıp kılıcı boyunlarına geçirirlerdi. Bu titanları öldürme ekipleri üçe ayrılırdı bunların adları Acemi ekip güller , pegasus ve özgürlüğün kanatları. (animesinde güller ve pegasus adı verilmiyor ben değiştirdim) Tabiki en güçlü ekip özgürlüğün kanatlarıydı. Hannes bira içiyordu ekip arkadaşlarıyla. Bu beni sinirlendirdi. Her an titanlar saldırabilirdi bunlar nasıl böyle rahattılar!!! Hannes'e doğru gidip nasıl böyle bira içebildiklerini sordum. Bana bu surlar yıllardır yıkılmadı yıkılmayacak dedi. Biraz tartıştık. Alay ettiler benimle. Sinirlenip gittim. Mikasa ve Armin arkamdan geliyordu. Armin ile ben surların arkasındaki dünyayı çok merak ediyorduk. Armin her zaman kitaplar bulur dış dünyadaki kıtalar, okyanuskarı öğrenirdik. Bugün yine başka bir kitap getirmişti. Oradaki bir yere oturduk ve kitabı açtık. Mikasa bu işlerle pek ilgilenmezdi. Kitabı açtık ve dış dünyadaki değişik bilgiler öğrendik. O anda Maria surunun arkasından sarı bir şimşek çaktı. Her yer sallandı herkes kaskatı kesildi. Ve suru aşan büyük bir dev Maria suruna delik açtı. O sarsıntıyla herkes yere düştü. Ve o anda delikten bütün titanlar girdi insanlar korkuyla bağırdı çağırdı! Herkes kaçtı. Güller bunu farketti ve hemen karşı sura geçiş yolunu açtı . Ben ve Mikasa eve doğru koştuk. Çok endişeliydim babam iş için bir yere gitmişti ve evde sadece annem vardı. Köşeyi dönünce evimi gördüm yıkılmıştı. Annem'i gördüm. Yıkıntının altında kalmıştı ama yaşıyordu. Mikasa'yla birlikte annemi kurtarmaya çalıştık. Bir titan bize doğru geliyordu. Annem kaçın diyordu yoksa titan üçümüzüde yiyecek! Ama onu dinlemedik. O anda hannes geldi. O titanı öldürüp ikinizide kurtaracağım dedi. Titana doğru gittiğinde çok korktu kaskatı kesildi. Geri çekilip beni ve Mikasa'yı kucağına aldı. Annem hannese teşekkür etti. Ağladım. Titan geldi. Annemi tuttu ve ortadan kopardı. Ben hiç birşey yapamadım. Ve titan elini ağzına götürerek annemi yedi! Kanları yere döküldü. Ben sadece annemin ölüşünü izledim...