Günümüzden çok uzak bir dönemde yaşanan efsaneye göre, ölümsüz tilki ruhları insan dışı bir zerafet, zeka ve güzelliğe sahipti.
Tanrı yarattığı bu yaratıklara kyubi adını verdi. Taa ki hepsinin güzel ruhu şeytana yenik düşene dek.
Kyubiler sahip olduğu güzellik ve zekayla fazla dikkat çekti. Onları insanlardan farklı kılan sadece porselenimsi bedenleri değil, aynı zamanda saçlarının arasına karışmış, minik, hareketli kulaklarıydı. Onlar yaşlanmaz, sadece fani yollarla ölürdü.
İnsan-hayvan melezi olmaktan fazlasıydı kyubiler, yıllarca ormanda yaşamış gibi iz sürebilir, hızlıca koşmaları nedeniyle bir an önünüzdeyken, aniden kaybolabilirdi.
İnsanların hepsi kyubilere karşı nazik değildi. Bazıları onlara tanrının lütfu gibi değil, şeytanın tohumları olarak bakıyorlardı.
Tilki anne Lui ırkını korumak istedi. Kendilerini dünya denen gezegende unutan tanrıyı aramaktan vazgeçti ve şeytanla anlaşma yaparak, ırkı için ruhunu feda etti.
Tanrı, Lui'nin küstahlığı karşısında sinirlenerek büyün kyubi ırkını lanetledi. Her masum tilki ruhu anneleri Lui gibi kötülükle tanışacak, kötülüğün tarafına geçecekti. Tilkilerin benliği gün geçtikçe yerini iblisliğe bırakacaktı.
Öyle de oldu. Tilkiler zamanla güzelliklerini yitiriyor, zerafetlerinin tam zıttı olan vahşete yenik düşüyorlardı.
İnsanlar kendilerine avcı diyen bir topluluğa katılmaya başladı. Başından beri iblis avlayan avcılar, dostları olan tilkileri teker teker kılıçtan geçirmek zorunda kaldılar.
Bu katliam tek taraflı değildi. Şeytan sözünü tutarak tilkilere karanlık güçler bahşeymişti. Birçok insan hayatını kaybetse de, sonunda nüfuslarının daha fazla olmasından dolayı insanlar, dünyanın kendilerine ait olduğunu kanıtladı ve tanrının yolunda nesillerini devam ettirmeyi başardılar.
Annesi çocuğun üstünü örterken gülümsedi. Dışarıdan onları izlemekte olan gözleri dolmuş genç kızdan habersiz, mumu söndürmek için ayağa kalktı. Çocuk yaşının getirdiği bir merakla annesine sordu;
''Peki iblisler? Onlar hala dünyamızda. Kyubilerden hiç mi kalmadı?'' Çocuk dudaklarını büzdü. Onun hayal gücünde oluşan o güzel yaratıklardan bir tane görmek isterdi. ''Belki tilkiler için bir tedavi vardı?''
Annesi oğlu Vorath'ın alnını öperken fısıldadı: ''Kalmamasını umalım birtanem.''
Odadan çıkarken oğluna son kez baktı kadın. Onun yufka yüreğinden her seferinde etkileniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl Tüy
FantasyIreth, uzun zaman önce yok olan tilki-insan karışımı kyubi halkının son üyesi. Lanete yenik düşerek şeytana dönüşmeden yaşamak, ırkının adını yaşatmak zorunda. Ve o, kendisini aramakta olan avcı klanından kaçarken kendisini avcı klanının tam ortası...