Sabah uyandım ve kahvaltı etmek için bir kafeye gittim. Kafeye girdim ve kimi göreyim ? Kafede Junkkook vardı. Sanki koca korede gidecek başka kafe yokmuş gibi !? Tamda kapıdan gidecekken Bana seslendi :
Jk : Diana gelsene.
Hayır diyecektim ama birden nedense evet dedim. Gittim ve oturdum. Biraz sessiz kaldık ve sonra
Jk : Ayağın nasıl ?
Dia : iyi artık üstüne basabiliyorum.
O kafeye ilk defa gitmiştim o yüzden en güzel kahvaltısı ne bilmiyordum. Tam garsonu çağırıp soracaktım ki Junkkook bana bir menü önerdi.
Dia : mozorita ? O da ne
Jk : İnsanların buraya gelmesinin nedeni.
Hahh. İşte oda her kez gibi saçma sapan gizem yapıyor. Direk söyleyemez mi ?
15 dk kadar bekledim telefona bakıyordum sonra birden Jk nin bana seslendiğini duydum. Yemek gelmişti.
Dia : vayy bee !
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kahvaltı değil sanki sanat eseri !
Jk : Yavaş ye boğulacaksın.
Dia : Tamam yaa. Kahvaltıyı bitirdim ve hesabı istedim. Bütün klasik erkekler gibi tabi o ödemek istedi. Aradan ayrıldık.
Ben arabama Binip gittim. Amacım geri yurta Dönüp televizyon karşısında kola ve cipsti. Ama ben o muhteşem Zekamla şuanda seul 'un sınırında kayboldum. Bir telefon açıp beni oradan almadı için sugayı yolladılar. (O kadar uşağın arasında) neyse en azından Rm gelmedi. En sonunda odama çıkmak için Eve girdim
Suga : kaybolmaman için sana odana kadar eşlik edeyim mi ?
Dia : DEFOL !!!
Suga : sakin MİSS. Atarlı Adama çıktım ve duş aldım. Yarın çok önemli bir işim var o yüzden uyumalıyım.
