o n e

50 7 13
                                    

Sterling Knight

Kol düğmelerimi iliklerken aynadaki görüntüme baktım. Yakalarımı düzeltip saçlarımı biçimlendirdim. İyi görünüyordum. Giyinme odasından çıkıp alt kata indim ve çekmeceyi açıp bir süre içindekilerle bakıştım. Hangi anahtarı alacağımı seçmeye çalışıyordum. Siyah jeepimin anahtarları daha çekici göründüğünde onu aldım. Elimde birkaç kez çevirdikten sonra asansöre bindim ve otopark katını tuşladım.

. . .

Şarabımdan bir yudum alıp etrafta gözlerimi gezdirdim. Bu gibi etkinliklerde yaptığım tek sıkılmaktı ancak katılmamak gibi bir lüksüm yoktu. Medya beni seviyordu, müşterilerimde şirketimi. Tepede kalmak zorundaydım. Biten kadehimi bistroya bıraktım ve Elton'un yanına ilerledim. Onun ellili yaşlarındaki başarısına şuan da sahiptim ve egodan uzak bir şekilde benim için gurur kaynağıydı bu. Kısa rutin konuşmalardan sonra dediği şey kaşlarımı çatmama sebep olmuştu.

-İleride bir adam var. Bu tür işlerde yeni olmalı. , dediği yöne baktım. Adamı tanımıyordum. İşin garibi bu tür etkinliklere davet alabilmek için mertebenizin yüksek olması gerekirdi ki onu ikimiz haricinde bilmeyenlerinde olduğuna emindim.

-Merhaba demek konusunda kararsızım. , diye mırıldandım hala adama bakarken. Etrafıyla ilgileniyordu. Yanında iki kadın vardı, birisi onlara göre gençti. Ailesiyle gelmeyi seçmişti belkide. Dediğim gibi ona dair en ufak fikrim yoktu.

-Belki de gitmeliyiz Sterling. ,başımı salladım ve omuzlarımı düzeltip ceketimin duruşundan memnun olduktan sonra Elton ile o yöne ilerledim. Adam bizi gördüğünde gülümseyerek elini uzatmıştı.

-Blake Shelton. ,saygısızlık sayılmayacağına karar verdiğim bir süre boyunca süzdüm onu. Sadece anlamaya çalışıyordum. Birden buraya dahil olması mantıklı gelmiyordu. Yurtdışından dahi gelmiş olsa adı duyulurdu. Daha önce böyle bir isim duyduğumu hatırlamıyordum.

-Sterling Knight. ,dedim elini sıkarak. Yanındaki iki kadından daha genç olanı kulağına bir şeyler fısıldayıp gözlerime kısa bir bakış attıktan sonra yanımızdan ayrılmıştı. İstemsiz bir şekilde gözlerim onu takip ettiğinde mekandan çıktığını görmüştüm.

-Kızım. Sadece sıkılmış. ,gergin bir gülümsemeyle olayı açıklama gereği duyduğunda kendime kızmıştım. Dışarı karşı bir şeyler belli etmeyi sevmezdim. Sorun değil anlamında başımı salladığımda Elton konuşmaya dahil olmuştu. Pekala ilk defa farklı bir şey oluyordu burada, ilk defa tüm gece aynı bistronun başında durmak zorunda kalmayacaktım. Belki onunla iş falan yapardım. Omuz silkip bir şampanya bardağı aldım ve üzerimdeki soğukluğu bir parça attım.

. . .

İnternetteki dün geceden kalma fotoğraflarımı inceliyordum. İçeri gazetecilerin girmesi yasaktı ancak mekana girip çıkarken tam da istediğim şekilde çekilmiştim. Memnun olmuş bir şekilde İpod'umu bırakıp kahvemden birkaç yudum aldım. Önümdeki dosyanın kapağını açmak yerine boş bir şekilde daldığımı fark ettiğimde başımı iki yana salladım ve sonunda açtım.

Blake Shelton.

Gizli zenginlerdi, bu camiaya atılmak istemiş canı. Tamamen sıkıntıdan. O etkinliğe girebilmek içinse yüklü bir miktar bağış yapmış. Bunu dün ki yaklaşık bir saatlik konuşmamızda kendisi anlatmıştı. Bunlar şaşılacak şeyler değildi. Peki dahası var mıydı? Onu öğrenmeye çalışıyordum. O paranın da bir kaynağı olmalıydı sonuçta. Dosyanın sayfalarını çevirmeye başladım. Her şey normal görünüyordu. Dışarı yansıttığı kadarıyla. Birkaç arama yapmamın faydası olabilirdi belki.

Uzun uğraşlar sonucu bir açığını yakalayamadığımda küçük güven kırıntılarım oluşmuştu. Üç ortaklı bir iş yapacaktık. Yeni bir kanal kurulacaktı. Bu uzun süredir olan bir projeydi ancak sermaye bakımından çok para yatırmak istemiyordum. Şimdiyse buna dahil olacak birisini bulmuştuk. Elton'a bir mail attım en kısa sürede görüşmek adına. Bir toplantıyla resmi bir şekilde tanışabilirdik. Çok geçmeden yanıt geldiğinde önümüzdeki hafta için takvimimi işaretlemiştim.

. . .

Toplantı odasına girip etrafa şöyle bir baktım. Düzen önem verdiğim bir şeydi ve gözümü rahatsız eden bir şey yoktu. Beş dakika içinde burada olmalıydılar. Başa oturup asistanlarımın ve birkaç birimden çalışanlarımın da gelmesini bekledikten sonra onlar için hazırdık. Önümdeki küçük su şişesini açıp bir dikişte bitirdiğimde ferahlamış hissediyordum. Saat geldiğinde kapı açıldığında içten içe tebrik ettim onları. Zaman kavramı benim için önemliydi. Önde Elton ve çalışanları arkasındansa Blake ve çalışanları girmişti. Ayağa kalkarken bir kişi gözüme takılmıştı.

Blake'in kızı.

Innocent Bitch ||stemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin