𝙩𝙬𝙚𝙣𝙩𝙮 𝙣𝙞𝙣𝙚²⁹

8.3K 435 196
                                    

İki hafta olmuştu.

Jungkook'suz koca iki hafta.

Dayanılmaz geçiyordu. Her zaman ki gibi benimle olmasını istiyordum neden beni bırakmasına izin vermiştim ki zaten. Yine zilime basıp benimle uğraşmasını istiyordum.

Şimdi ise her gün yaptığım gibi yine odamda bacaklarımı kendime çekmiş kollarımla sarmalamış ağlıyordum.

Kapı kilitliydi. Hyung'larım odadan çıkmam için zorlasalarda hiç çıkmamıştım. Bogum hyung evden ayrılmıştı çünkü... hyung'larım evde olmadığı gün sahroş şekilde eve gelip beni taciz etmeye çalışmıştı.
Jungkook'dan nefret ettiğini, bizim asla birlikte olmamamız için uğraştığını hatta yugyeom denilen herifi kendisi ayarladığını ve beni daha önceden tanıdınığını
beni becermek için can attığını... hemde herşeyi.

Ona güvenmiştim ve jungkook'u onun sayesinde üzmüştüm.

Keşke şimdi burada yanımda olsaydı ve sadece sarılarak uyusaydık. Onu istiyordum yine benimle olsun istiyordum.

Aramalarıma da cevap vermiyor mesajlarıma dönmüyordu. Onun için endişeleniyordum.

Ya...ya kendine birşey yapmış olursa? Dayanamam ki.

Bana uzakta olucağım derken kendine zarar vermekten bahsetmemiştir değil mi?

Eğer öyle olursa yaşamamamın anlamı olmazdı.

Ağlamalarım daha da hızlanırken hyung'larım sesleniyordu ama ağlamaktan duyamıyordum bile.

"Taehyung güzelim aç kapıyı hadi"

"Evet canım, bizimle birlikte ağla hatta beraber ağlıyalım ama kendi başına ağlama lütfen"

"Taehyung bebeğim birlikte atlatabiliriz her zaman olduğu gibi. Kendine acı çektirme yalvarırım"

"Jungkook'u istiyorum"

"Arayalım ve gelsin olur mu? Hadi aç bakalım kapıyı"

"Gelmiycek! Uzakta çok uzakta.. telefonlarımızıda açmıycak ama onu hala çok istiyorum"

"Açıcak güzelim"

"Açar mı cidden?"

"Evet, hadi aç kapıyı"

Açıcaktı, açmalıydı.

Kapıyı ilerleyip kapıyı açtığımda hyung'larım sıkıca sarmalamıştı beni.

"Hyung telefonu açmalı ve buraya gelmeli"

"Gelmeli"

"Gelsin. Hemen gelsin ve sıkıca sarsın beni"

İki hyung'umun da gözleri dolmuştu.

"Hadi arayalım"

İkisinin de elini tutup salona götürdüm.

Telefondan numarayı tuşlarken hyung'larıma baktım bana üzgün bakıyorlardı.

Telefon kulağıma götürdüğümde bir süre tuttum ama cevap yoktu.

Gülümseyip tekrardan tuşladım.

Açmıyordu.

Açıcaktı.

Tekrar aradım. Yine açılmadı.

Hyung'larıma baktım yeniden gözleri dolu etrafı seyrediyorlardı.

"Niye açmıyor?"

Cevap vermediler.

"Cevap niye vermiyorsunuz? Ona birşey olmamıştır değil mi?"

İkisinin de gözlerinden yaşlar düştü. Niye ağlıyorlardı bilmiyordum.

"Ona b-birşey mi oldu?

"B-bilmiyoruz"

"Olmamıştır değil mi? Olmamalı"

"Taehyung"

"Hyung! O-o yine bırakmamıştır değil mi?"

Titriyordum.

"S-son öpücüğüm senin oldu sevgilim... b-bu ne anlama geliyor?"

"B-bilmiyorum üzgünüm"

"Hayır yapmadı, yapmaz"

"Taehyung sakin olur musun? Otur hadi"

"Hyung..."

Daha sonra telefon çaldı.

Sevindim. O olmalıydı.

Arayan kişiye baktığımda daha çok ağlamaya başladım.

Jungkook'tu.

Aramıştı, bırakmamıştı beni.

"Jungkook!... Jungkook arıyor hyung!"

Hyung'larım ayağa kalkerken hemen aramayı cevapladım.

"J-jungkook?..."

Kalbim... deli gibi atıyordu. Ellerim, heryerim titriyordu.

"Afedersiniz.. umarım bu numaranın sahibiyle görüşüyorumdur"

"E-evet ama siz k-kimsiniz?"

"Oh... Ben... Nasıl anlatıcağım bilmiyorum ama jungkook bey'in arabasını uçurumun orada bulduk kaza yapmış ve kendisi şuan ağır yaralı. Çok fazla kan kaybetmiş bilinci kapalı. Telefonunda sadece sizin numaranız kayıtlıydı, biz şuan seul hastanesine gidiyoruz lütfen bir an önce buraya gelin"

O an herşey zifiri karanlıktı.

Sadece odada bağırışlar yankılandı ve geriye kalan ambulans sireni.

☼♬☼♬

🍑🍑

🍑🍑

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
𝐤𝐢𝐭𝐭𝐲𝐛𝐨𝐢 ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin