1.bölüm

4.5K 89 22
                                    

    Gece saat 02:30. Akın kovalıyor, Karaca kaçıyordu. Akın kovalarken durmadan silah sıkıyordu. Fakat kovaladığı kişinin Karaca olduğunu bilmiyordu. Yoksa hiç kardeşine silah sıkar mı? Bilmem? Belkide sıkar. Akın'ın kafasından geçenleri anlamak mümkün değildi. Karaca biraz ileride kocaman bir kamyon gördü. Hiç düşünmeden kasasına çıkmaya çalıştı. Zar zor çıkmıştı. Akın oradan uzaklaşınca çıkacaktı. Fakat bir anda kamyon çalışmaya başlamıştı. Karaca ne yapacağını bilemez, tedirgin bir durumdaydı. Eğer o gece eve dönmezse büyük sıkıntı çıkardı.

    Kamyon Çukur'dan çıkmıştı. Karaca atlamayı düşündü ama hem çok hızlı hemde çok yüksekti. Atlayacak olursa ölebilirdi. Daha sonra umudunu yitirmiş bir şekilde oturacakken gözü bir şeye takıldı. Hemen eğildi ve ne olduğuna baktı. O da ne? Akın'ın Çukur kadınlarına yaptırdığı biblo. O an mutlu olmuştu işte. Sonunda kimlerle ne iş yaptığını öğrenecekti.

    Biraz daha gittikten sonra kamyon durdu. Karaca hemen bibloların arkasına gizlendi. O sırada korumalardan biri "Azer abi mallar geldi diye bağırdı." Karaca Akın'ın ortağının adını öğrenmişti artık. Bir bir işleri kolaylaşıyordu Karaca'nın. Azer evden çıkıp mallara baktı. "Hmm güzel." imalarında bulundu. Daha sonra Azer "Ben eve gidiyom sizde çok geçmeden gidersiniz." dedi.

    Akın ise o sırada kovaladığı kişinin kim olduğunu öğrenmek amaçlı güvenlik kamerasından nereye gittiğine dair görüntüler alıyordu. Kovaladığı kişinin Azer'in kamyonuna girdiğini görünce Azer'in evine doğru yol aldı.

    Karaca da kamyondan inmek için korumaların gitmesini bekliyordu. Adamlar çok geçmeden dağılmıştı. Karaca gizlice kasadan inmeye çalıştı tam inmişti ki bir araba farı gördü. Abisinin olduğunu düşünüp ne yapacağını şaşırmıştı. Azer' in evine doğru koştu. Açık bir pencereden karanlık bir odaya girdi ve orada beklemeye başladı. Akın arabayı park edip Azer'in evine girdi. Azer Akın'ı görünce şaşırdı.

Azer:
- Akın kardeşim, ne işin var senin bu saatte.

Akın:
- Hiç yaa, öyle bi ziyarete geldim.

Derken gözleri kovaladığı kişiyi arıyordu.

Azer:
- Bu saatte?

Diyerek imalar da bulundu.

Akın:
- Hee bu saatte. Olamaz mı?

Azer:
- Olabilir kardeşim. Niye olmasın? Gel sana çay ikram ediyim.

Akın:
- Yok kardeşim ben öyle bi bakiyim dedim. Gidicem şimdi.

Azer:
- İyi o zaman. Ama sözüm olsun tamam mı.

Akın:
- Tamam kardeşim.

Dedi ve gülümsedi.

    Akın gittikten  sonra Azer arkasından "Ne değişik biri?" diye söyleniyordu.

    Evi bir sessizlik kapladı. Karaca artık odadan çıkmanın vaktinin geldiğini düşünüp sessiz adımlarla kapının yan tarafına geçip kapı aralığından biri olup olmadığını kontrol ediyordu. Kimseyi göremedi ve büyük bir nefes aldı tam çıkacakken Azer'de odaya giriyordu. Aynı anda biri girip biri çıktığı için yanlışlıkla bir anda öpüştüler. Daha sonra Azer kendini geri çekip "Noluyo lan?" diye bağırdı. Karaca şaşkın bakışlarla oradan uzaklaşmaya çalıştı fakat Azer kolundan tutup kendisine doğru döndürdü ve "Sen kimsin?Burada ne işin var?" dedi. Karaca utancından konuşamıyordu. Azer sakin bir ses tonuyla "Konuşsana" demesinin üzerine Karaca kararlı bir şekilde "Ben Karaca Koçovalı." dedi. Azer Akın'ın niye buraya geldiğini anlamıştı bu nedenle sırıttı. Karaca sinirli bakışlarla "Hayırdır niye sırıtıyorsun?" dedi. Azer de sırıtmaya devam ederek "Peki burada ne işin var?" dedi. Karaca abisinden kaçtığını söyledi. Azer nedenini sorunca Karaca "Öff sende sorguya çeker gib...." derken Azer lafını böldü ve "Benim evimde, böyle bir şekilde karşılaşıyoruz. Sence sorguya çekmem normal değil mi?" dedi ve bunları söylerken Karaca'nın kolunu tutmaya devam ediyordu. Karaca Azer'in elini ittirerek "Evet biraz farklı karşılaştık ama bu tüm hayatımı sana anlatacağım anlamına gelmez." diyerek oradan uzaklaşmaya çalıştı fakat Azer bu saatte dışarı çıkmasını istemiyordu.

    Adamlarına kesin emir verdi.

Azer:
- Kesinlikle bunu salmıyosunuz.

Koruma:
- Neden abi?

Azer:
- Oğlum sen beni mi sorguluyon? Ne diyorsam onu yap.

Koruma:
- Afedersin abi bilemedim.

Dedi ve tüm adamları bu konuda uyardı.

Karaca:
- Sen ne yapmaya çalışıyorsun?

Azer:
- Bu saatte dışarı çıkmana izin veremem. Şimdi bişey olur başıma kalırsın.

Karaca:
- Bak ben bi Koçovalıyım. Benimle uğraşma. Bana bişey olmaz. Der fakat Azer dinlemez. Karaca çaresizce oflayarak koltuğa oturdu. Azer de karşısındaki koltuğa otururken:

-Neden abimden k.....

Derken Karaca sözünü kesti.

Karaca:
-Bana neden yardım ettin.

Azer:
- Bak kardeşimi senin amcan S....

Derken Karaca tekrar sözünü kesti.

Karaca:
- Senin kardeşini benim amcam öldürmedi.

Diyerek sinirli bir bakış attı.

Azer:
- Peki Savaş kardeşimi amcan Salih öldürmedi diyelim. Seyhanım'ın ölümüne sebep olan kimdi.

Diyerek sesini biraz yükseltti.

Karaca şaşırmış bakışlarla:
- Ne demek istiyosun.

Karaca'nın hiç bir şeyden haberi yoktu. Azer Adana'da yaşadıklarını bir bir anlatıyordu. Azer anlatırken Karaca'nın gözleri doluyordu. Azer konuşmasını bitirdiğinde ikiside ağlıyordu. Azer Karaca'ya doğru yaklaştı ve gözyaşlarını sildi. Karaca da Azer de daha önce hiç tanımadıkları biriyle bu kadar samimi olmalarına şaşırmışlardı. Ama Karaca daha çok şaşkındı. Çünkü ailesinden biri kardeşinin ölümüne sebep olmuştu ama onu koruyordu.

Karaca:
- Peki bunlara rağmen beni neden koruyorsun? Ne de olsa ben Bi Koçovalıyım ve Yamaç benim amcam.

Azer:
- Ben kadınlara ve çocuklara dokunmam.

Dedi fakat nedeni bu değildi. O da bilmiyordu nedenini. İstese Karaca üzerinden intikam alabilirdi. Ama yapmıyordu. İçindeki duygu onu durduruyordu. Ama anlamamıştım hangi duygu olduğunu.

    Azer iyi geceler dileyip odasına çıkmıştı. Fakat bir türlü uyuyamıyordu. Karaca'yı düşünüp duruyordu.

    Karaca'da Azer'in yaşadıklarını düşünüyor düşünürken ağlıyordu. Ağlarken uyuyakalmıştı. Azer de uyuyamayıp bahçeye çıkacaktı ki salonda uyuyakalan Karaca'yı gördü. Hemen üstüne bişey örttü, karşısındaki koltuğa oturdu ve izlemeye başladı; ardından şunları söyledi "Şu yaşadıklarımdan sonra mucize gibi girdin hayatıma." dedi ve Karaca'yı izlerken uyuyakaldı.

   




Aşk Ve GururHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin