Erken başlardı kızların hayalleri. Annelerinden aldıkları görüntü bulutlar kadar güzeldi onlar için. 15 yaşında ne ojeleri taşardı ne de rujları. Kokuları renk renk inerdi kaldırımlara. Tenindeki büyüyü bozardı hayırsızın birisi 18’e girdiği zaman. Sigarasını süngerine kadar çekerdi 19 olunca ve içindeki tenleri içine kusardı başka tenlere dokunmamak için, çünkü artık 20 olmuştu yaşı. Rujun rengi solmaya başlar ve ojenin kabukları dökülürdü 22 olunca kadının. Saçlarını kestirirdi, boyası akardı umursamazdı, ağlardı. Yeniden aşık olmuştu 23 olunca, bu kez başka ağlardı. Artık kadındı ve tırnaklarının arasında bile düşler vardı. Düşünce dizlerinden çok düşleri kanayan o küçük kız değildi artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUM FAHİŞE
Teen FictionUmutsuzluğumu kaybettiğim gün başka kaybedecek bir şeyim olmadığını öğrendim. Göz kapaklarımın arkasına kimsenin göremediği bir perde çekildi o günden sonra. Önce arkadaşlarımı kaybettim yavaş yavaş, sonra ailemi. Pastel boyalarımı kaybettim ilk, so...