~1 pure blood

51 4 0
                                    

Ben geldim. Bu hikaye çok çok güzel ondan bahsedeyim.  Bir anda ilham geldi ve yazdım diyebilirim aslında aklımdaydı baya garip bir hikaye hiçbir yerde duymadım.

-

Ginny sabah sabah yanıma koşarak geldi. Kitap okumaktan gözlerim kızarmıştı. Nedenini bilmiyorum ama bana yakıştığını düşünüyorum. Ayhh!

"Ginny ne bok yiyorsun bacaklarım kırıldı."

"Bu-b-bu gün ha-harry beni davet etti"

"Ne! Nereye? ne zaman? hangi ara?"

"İşte şimdi söyledi yani telefondan muggle dünyasında bir yerde"

"Hey siz iki kız ne konuşuyorsunuz böyle fısır fısır ?"

"Ron derhal terket burayı !!! "

İkimiz birden bağırmıştık. Birşeyler eveledi geveledi. Kafasına terlik yedi ve çıktı. Bizde daha doğrusu ben ginny'yi hazırlamaya başladım gerçekten çok şık olmuştu . Tabii bu arada Ron ginny nin kim ile buluşacağını bulmuştu. Nasıl ? Ve nereden ? Sorularını kafamdan atmaya çalışarak tekrar ginny'e göz gezdirdim. Gerçekten muhteşem görünüyordu.

"Hey herm. Bizde çarşıda dolaşalım mı?"

"Olur Ron"

Şu an weasly'lerin evindeydik. Tabii ki savaş bitmişti ve fred in yokluğu evde farkediliyordu.
7. Sınıftık yani ben, Ron,ginny ve Harry gidiyorduk. Tekrardan. Çünkü Harry pek iş bulamamıştı okuyunca istediği yere gidebilirdi. Zaten bir sürü teklif aldı ama hiçbirini  istemiyordu. Daha çok istediği meslekler değildi. Okulun başlamasına 2-3 ay vardı.p

~

"Sağncde herğmeğni hrasda ila gijğni joğ yakısmomu"

"Ne! Ne diyorsun Ron anlamıyorum"

  Gülme krizine girmiştim ağzındakiler ile konuşmaması gerektiğini hala anlayamamıştı şapşal!

"Diyorum ki Harry ve ginny çok yakışmıyor mu?"

"Bunları senden duymak beni şaşırtıyor Ron, gözlerim yaşardı."

O sırada telefonum çaldı. Annem arıyodu ve babam çıktı telefona.

"Evet anne"

"Hermione eve gelmen gerek"dedi babam.

Arkadan birkaç hıçkırık sesi geliyordu. Ve 'erken' , 'değilmi' , 'küçük' gibi kelimeler duymuştum.

"Hey baba annem neden ağlıyor? Yoksa birşey mi oldu!?"

"Hermione Granger saat 8 ' de eve gel!"

"Peki"

Annemin ,babamın granger demesi üzerine daha da şiddetlenen ağlamasının içinde kaybolmuştu 'peki' kelimesi.
Saate baktığımda 7:39 olduğunu gördüğüm için birden ayağa fırlayıp

"Ron acil birşeyler var benim şey hemen eve yani gerek."

" hemen gidelim . Baya acil gibi"

Yola çıkmıştık ve şu an evin önünde tek başıma duruyordum. Ron un gidiş sesini duydum ve biraz daha bekledim . Bakalım ne diyeceklerdi. En son böyle birşey olduğunda babaannem  ölmüştü.

Zile bastım . Öf yine ne vardı acaba?!

"Hoş geldin hermione bizde seni bekliyorduk" diyen anneme şaşkın şaşkın bakıyordum. Daha demin hüngür hüngür ağlarken şu an niye gülücükler atıyordu bana ?
İçeriye geçtim ve baktım . Babam , annem ,yaşlı bir adam , yaşlı bir kadın ve geç bir hanım oturuyordu.

"Anne misafirlerine sonra tanışsak gerçekten çok yorgunum" dedim. Genç hanım hemen konuşmaya başladı.

"Hermione merak etme çok tutmayacağız ve daha önce hiç böyle bir konuşma yapmadım. Birçok kez tekrar ettim ama ilk defa yaptığımı bilmeni isterim." Yaşlı adam ağzını açtı.

"Hermione çok değişmişsin, gözlerin küçükken yeşildi. Ama şimdi çıkolata nın erimiş bir hali gibi."

"Anlamıyorum beni nereden tanıyorsunuz?"

"Ben , ben senin büyük babanım"dedi yaşlı adam.

"Baba, senin baban ölmemişmiydi ? Bana öyle söylemiştin."

"Hayır ,hayır. Bundan yıllar önce baban çok kötü birşey yaptı. Voldemort. Baban voldemort un istediği görevi yerine getirmedi. Çünkü ölüm yiyen değildi. Ve bizlerde değildik. Voldemort tekrar dirilecekti biliyorduk bu yüzden seni granger ailesine emanet ettik. En azından voldemortun öldüğüne inanana kadar. Ve onu sen öldürdün. Sen ve arkadaşların. Voldemort hiçbir zaman senin Andrews lerin en küçük ve en kıymetli torunu olduğunu bilemezdi.
Seni öldürmek ile tehtit etti babanı ve baban sen doğmadan önce ölmüşsün gibi gösterdi herkese."

"Na-nasıl yani"

"Yani ben Jason Andrews senin büyük babanım. Bu da teyzen Alisa Andrews , ve benim eşim Eliana Andrews ."

"Baban , baban sen doğduktan sonra öldü. Ama annen ,o hala yaşıyor." Dedi 'teyzem'.

Küçük çaplı bir kriz geçirmiştim. Başım dönmüştü ve lavaboya gidip kusmaya başladım. Sonunda sakinleştiğimde kendime soru soruyordum. Elime küçük bir biblo aldım ve aynaya fırlattım. Elimden kırmızı sıvı tek tek damlarken oluşan yansımalarını bakıyordum aynadan.

" Ben kimim? "

" Ve neyin nesiyim? "

-
Merhaba sayın okurlar ilk bölüm bitti ve değişik bir hikaye bence.
İnş beğenirsiniz. Bol bol yorum bekliyorum. Ben olsam 2. Bölüme geçerdim herhalde. Ama şu an yok.

Her neyse  2. Bölüm varsa geçin bence ❣

Amour contracté / dramioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin