Mount Massive Asylum

669 11 1
                                    

O gün sessiz bir geceydi fakat Mount Massive Asylum akıl hastanesi için korku dolu bir gece olacaktı.
O hastanede öyle bir hasta vardı ki insanlardan nefret eden kendi kendine konuşan ve bilinmeyen bir çok şey yapan.
Bu hastanın adı Miles'di öyle gariptir ki Miles her gece saat tam 12'de kaybolurdu ve sabaha karşı Hastanenin kapısının önünde yatıyor halde bulunurdu.
Doktorlar bu durumdan şüphelenmeye başlarlar ve polis çağırırlar. Polis inceleme yaptıktan sonra camdan atlama olanağını düşünürler fakat 5. kattan atlayan bir insanın yaşaması söz konusu bile olamaz.
Belki de o insan değildi bir canavar. Bu olay son günlerde sıklaştıkca doktorlar önlem almak zorunda kaldılar. Saat 11'de yani kaybolmadan 1 saat önce Miles'in suyuna 
ilaç atarak uyuttular ve özel yapılmış bir sandalyeye oturttular. Sandalyede elleri ve ayakları demir zincirlerle bağlanmıştı ve gözünü bir bez ile kapatmışlardı. Bundan
1 saat sonra yani saat tam 12:00 da Miles'in odasından bir çığlık sesi geldi, çığlık sesi o kadar şiddetliydi ki hastanenin her tarafından duyuluyordu. Doktorlar hemen
Miles'in odasına doğru koştular ve gördüklerine inanamadılar. Odanın kapısı ardına kadar açıktı ve her taraf kan içindeydi. Miles ölmüştü, fakat cesedi yoktu ama
duvarda kan ile " Bunun bedelini ödeyeceksiniz ! "
yazıyordu. Doktorlar telaş içinde ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Aralarından biri polisi arayalım dedi ama Miles'i o sandalyeye bağladıklarını söylerlerse hepsi hapise gidecekti.
Bunları polisin haberi olmadan çözmeleri gerekiyordu. Doktorlar Miles'in odasını temizlediler ve o oda sanki hiç Miles'in olmamış hatta Miles diye biri yokmuş gibi gösterdiler
ve başka bir hastayı o hücreye getirdiler. O hastanın adı ise Yoki'ydi. Yoki aynalardan korkuyordu ve nerede bir ayna görse hemen saklanıyordu. Sabaha karşı Yoki çığlıklar
içinde uyandı ve birden kapıya vurmaya başladı " Beni burdan çıkartınn ! " " O hala burda, beni burdan çıkartınn ! " diye bağırdı. Doktorlar içeri girip Yoki'ye sakinleştirici iğne yaptılar
ve Yoki'yi yatağa bağladılar. Yoki 1 saat uyudu ve kaltığında nefes alamıyordu yatakta bağlı olduğu için hareket edemiyordu bağırmak istiyordu ama sesi çıkmıyordu.
Kafasını sağa sola çevirirken sağ taraftaki aynayı gördü ve aniden ayna simsiyah oldu. Yoki aynaya bakarak dondu kaldı. Sanki felç geçirmişti hiçbirşey yapamıyordu
tek yaptığı o aynaya bakmaktı. Yoki'nin gözleri birden simsiyah oldu ve gözleri kapandı. Ayna eski haline dönmüştü, Yoki ise derin bir uykuya dalmıştı. Saat 11 olmuştu,
doktoru Yoki'ye ilaçlarını vermek için odasına girdi herşey normaldi. Yoki ise tavana bakarak yatıyordu doktor ellerini çözdü ve Yoki'ye doğrulmasını söyledi. Yoki hala yatıyordu
ve doktoru dinlemiyordu. Doktor bağırmaya başlamıştı, Yoki doğruldu ve yavaşça doktara doğru baktı. Doktor Yoki'ye bakınca şok olmuştu. Yoki'nin gözleri simsiyahtı, Doktor
hemen telaş yaptı ve odadan çıkmak için ayağa kalktı kapıya doğru ilerledi ve kapı aniden kapandı. Doktor arkasını döndü ama Yoki yatağında değildi. Doktor o kadar
korkmuştu ki ne yapacağını bilemeden öylece donup kalmıştı. Diğer doktorlar lobide oturuyordu ve aniden dışardan bir çığlık sesi geldi. Hemen lobinin balkonuna çıktılar
ve Yoki'ye ilaçlarını vermeye giden doktorun hücreden aşşağı düştüğünü gördüler. Panik içinde hemen aşşağı indiler ve doktorun ölü bedenini gördüler. Doktorlar artık
korkmaya başlamışlardı. Hemen doktorun cesedini alıp hastanenin deposuna attılar ve kanları temizlediler. Oradan geçen birkaç insan bu adamın düşmesini gördükleri
için polisi aradılar ve polis hastaneye geldi. Polisler hastaneye girdiklerinde doktorlar öylece oturuyorlardı. Polisleri gören doktorlar panik içinde yanlarına gittiler ve
neden burda olduklarını sordular. Polisler ise birinin ihbar yaptığını ve burda 5. kattan birinin yere düştüğünü söyledi. Doktorlar'dan biri soğun kanlılıkla 
" Hayır öyle birşey olmadı.Asılsız ihbar yapmışlar" dedi. Polisler asılsız ihbar diyerek hastaneden çıkarken kapılar kapandı ve elektrikler kesildi. Doktorlardan biri ağlayarak
" Hayır, O gitmemiş hala buradaymış " dedi. Bir kaç saniye sonra Yoki'nin odasından öyle şiddetli bir çığlık sesi geldi ki hastanedeki herkesi neredeyse sağar edecek bir
çığlıktı. Birden çığlık sesi kesildi ve hastanedeki herkes, deliler bile şok içinde dona kalmıştı. Elektrikler geldğinde hastanenin lobisinde Yoki belirdi Doktorlar korku içinde
geri geri gitmeye başladılar. Polisler ise silahlarını ona doğrultarak " Ellerini kaldır ! " dediler. Yoki yavaş yavaş polislerin üstüne doğru yürüdü. Polisler tekrar " Ellerini kaldır ! "
dediler. Yoki kafasını kaldırdı ve karşısındakilere baktı. Gözleri kapalıydı, Herkes şaşkınlık içinde ona bakıyordu. Yoki gözlerini açtı ve sessizce " Bunun bedelini ödeyeceksiniz "
dedi. Aniden elektrikler kesildi ve 1 dakika sessizlik oldu. Yoki yavaşca hastanenin kapısından çıktı ve gölgelere karıştı. O olaydan sonra o hastaneye kimse giremedi ve
orada ne olduğu hala bilinmiyor.

Tek bölümlük hikayelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin