"Neredeydin, bunca zamandır?"
Sorum üzerine şaşırıyorsun. Günlerdir doğru düzgün uyku girmemiş gözlerime bakıyorsun. Gözlerinde yine anlamlandıramadığım bir ifade var.
Zayıflamışsın, gözaltların morarmış.
Çökmüşsün.
"Hastanedeydim."
Oturduğum yerde dikleşip telaşlanıyorum. Seni omuzlarından tutup sağa-sola çeviriyorum, elimi alnına koyuyorum.
"Neden, ne oldu?"
Yüzüne hafif bir tebessüm yerleşiyor. Kumlara oturuyorsun. Benide yanına çekip başını omzuma yerleştiriyorsun.
"Birşey yok. Biraz rahatsızlandım. Şimdi böyle duralım."
Başımı sallayıp duruyorum. Düzenli nefeslerin bir süre sonra yavaşça kesiliyor. Ses vermen için omuzuna dokunuyorum. Susmaya devam ediyorsun.
"Hadi eve gidelim."
Kıpırdamıyorsun. Kıpırdayamıyorum. Elimle nefesini kontrol ediyorum. Duruyorum. Elime hiçbir şey değmiyor.
Bir damla düşüyor.
Elimle siliyorum.
"Uyudun mu?"
Bir martı uçup geçiyor önümüzden.
"Köpeğin Holly yanında mı?"
Uçsuz bucaksın denize bakıyorum. Bir anda güzelleşiyor deniz. Bir keresinde demiştin bana.
Deniz, kaybettiklerinle daha güzel.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
moonboy •°• yoonseok
Short Story-5 derecede deniz kenarında kumlara oturuyordun. Üzerinde ince olduğu belli bir ceket vardı. Hava karanlık, ay tam tepedeydi. Saat 04.38'di. Dizlerini kendine çekmiş, uçsuz bucaksız denize bakıyordun. Sonra telefonun çaldı. Arayana baktın ve avuçiçi...