Artık gerçekten sevgilimsin!

12 3 1
                                    

Biz Emre'nin odasına girdiğimizde ona soran gözlerle baktım.
"Ne oldu?"
"Burda patron olan sen değilmisin?"
"Evet benim!"
"Peki senin asistana posta koyman lazımken neden o sana koyuyor!"
"O asistan çok özel, elimde olsa şu an kovmuştum ki maalesef elimde değil! Ben iş hayatını sevmeyen bir insanım babam da işler sağlam kalsın diye bu asistanı benim başıma  dikti. Bu kadına çok sinir oluyorum.
Neymiş ben adam olamaz yuva kuramazmışım, onlara inat yapmayı düşünüyorum."
"Bencede onlara inat yapmalısın ki onlar anlasın senin nasıl bir insan olduğunu."
"İşte sorun da şu ki evlilik falan bana göre değil. Ve babam sürekli yüzüme vuruyor!
Ben düzenli ilişki insanı değilim yaa!
Beni adam edicek birini bulmam lazım!"
"Seni adam etmek mi? :)
Baya zor olmalı?"
"Zorları sever misin?"
"Sevmesem iş hayatına atılmazdım!"
"Beni adam etsene?"
Emre'den böyle bir şey beklemiyordum bu yüzden çok şaşırdım.
Emre'nin telefonu çalmaya başladığında Emre telefonuna bakıp " babam" dedi.
" alo"
"Alo Emre oğlum bize gelinmi getirdin?"
"Ney ne gelini?"
"Oğlum benden saklamana gerek yok, nazlı kızımıZı biliyoruz."
"Bir dakika baba"
Emre telefonun hoparlörünü eliyle kapattı ve sessiz bir şekilde bana yaklaşıp " seni gelinleri sanıyorlar!" Dedi.
" ney!"
"Şimdi hoparlöre vereceğim dinle"
Elini hoparlörden çekti be telefonu hoparlöre aldı.
"Alo baba!"
"Oğlum bu kız kimlerden?"
"Kim?"
"Gelinimiz nazlı oğlum kim olacak!"
" baba bunu sana kim söyledi?"
"Asistan Ece hanım."
"O asistanda haddini aşıyor ha! Ne demek patronun özellerini başkasına söylemek."
"Öyle deme oğlum biz çok sevindik sonunda yuva kurarsın inşallah."
Emre bana izin ister gibi baktı?
Sanırım ailesine doğruyu söyleyecekti!
Emre'ye kaşlarımı kaldırıp başımı olumsuz anlamda salladım.
Sessizce ona " baksana nasıl mutlular, bozmayalım bir süre bu oyunu devam ettiririm. Sen de bu süreçte kendine uygun birini bulursun!"
"Peki, tamam."
"Oğlum ordamısın?"
"Burdayım baba buyur, dinliyorum seni!"
"Bizi tanıştıracak mısın nazlı kızımla, asistanın söylediğine göre bu gün işe yeni başlayan hikaye direktörüymüş."
"Evet öyle, bizimle çalışıyor ama öncelikle bir birbirimizi daha yakından tanımak istiyoruz."
"Peki tamam oğlum bu arada yarın ajansa ziyarete geliyorum ona göre!"
" hah sen şuna nazlıyı görmeye geliyorum desene!"
" nasıl anlarsan oğlum, neyse ben kapatıyorum ilaç saatim geldi."
" tamam görüşürüz."



Telefon kapanmıştı ve Emre rahat bir nefes almıştı.
"Neyse ben işimin başına geçsem iyi olacak!"
"Dur Ece'den hangi oda olduğunu sorayım!"
Emre ofis telefonundan tuşlara basıp kulağına götürdü ve kısa bir görüşmeden sonra kapattı!
"Tahmin et bakalım 🤔 hangi odadasın?"
"Bilmem, unuttuysan hatırlatayım ben yeniyim!"
Emre ayağa kalktı ve bana doğru geldi. Beni belimden tutarak arkama çevirdi ve eliyle karşı odayı gösterdi!
" ciddi olamazsın !"
" çok ciddiyim, Ece babama söyleyince babam odanı buraya aldırmış!"
"Baban seni cidden önemsiyor!"
"Olabilir evet!"
Emre'nin kollarından kurtuldum ve odadan çıktım, kendi odama yani Emre'nin karşı odasına geçtiğimde odayı göz ucuyla bir süzdüm.
Güzeldi ................


Ben odamdan rahat bir şekilde Emre'yi görebiliyordum. Oda beni, neden bilmiyorum ama sürekli göz göze geliyorduk.
Bu durumda da Emre aklımdan çıkmıyordu.

Telefonum çalmaya başladığında isimsiz olduğunu gördüm.
Açıp karşıdaki sesi dinledim.
"Müsaitsen iki dakika odama gelirmisin?"
Sesin sahibi karşı odamdaki emreydi.
"Tamam."
Telefonuma Emre'yi kaydettim ve onun odasına geçtim.
"Yarın yeni aldığımız firmanın reklamı hakkında toplantı olacak,hikaye direktörleri olarak güzel bir sunum yapmamız gerekiyor. Normalde sunum hazırdı ama sana yabancı olacağı için seninde hakim olacağın bir sunum yapmamız gerekecek. Bu yüzden çalışmalara hemen başlasak süper olur."
"Peki tamamda ben daha düzenimi oturtturamadım, eşyalarımı falan."
"Sıkıntı yok! Zaten evde çalışmayı planlıyordum."
"Peki tamam, ben çantamı alıp geliyorum."
Emre'nin odasından çıktım ve odama girip çantamı aldım. Bu sırada arkamdan emre geldi ve odaya baktı.
"Senin tüm işler kalıyor. Ece'ye söyleyelim halletsin."
" gerek yok aslında kendim halletsem daha iyi olacak!"
"Bir an önce yerleşmen lazım o yüzden en iyisi Ece'ye söyleyelim."
"Tamam."


Ece'ye söyleyip hallettikten sonra otoparka gittik ve Emre'nin aracı ile gitmeye karar verdik.
Yolda sadece sustuk. Binanın önüne geldiğimizde arabayı park ettik ve asansöre bindik.
"Umarım yine bozulmaz!"
"Yok ya bozulsun bence , senle asansörde vakit geçirmek bile bir ayrı g..."
Emre sözünü bitirmeden asansör 4. Kat ile 5. Kat arasında kaldı.
Üstelik bu sefer elektriklerde gitmişti.
"Evet sanırım şom ağızlıyım."
"Emre bu sefer ışıklarda gitti"
Emre yanıma geldi ve elimi tutup,
" korkma bak yanında ben varım" dedi.
Sanırım baya fazla korkuyordum.
"Emre Ya açılmazsa?"
"Bekle bakalım, en azından telefonumuzun flaşı var!"
Emre telefonunu çıkarttı ve flaşını açtı.
Yere oturdu ve ceketinide yan tarafa serdi. Eliyle ceketin üzerine oturmamı işaret etti.
Yanına oturduğumda ellerimin titrediğini hissettim.

Korkuyordum, gayet normaldi!

"Sanırım bu sorunu bina görevlisine bildirsek baya iyi olacak."
Hiç bir şey demedim çünkü konuşamıyordum.
"Nazlı sen iyimisin?"
Emre benim önüme geçti ve yüzümü elleri arasına alarak ona bakmamı sağladı.
"Nazlı bak kurtulacağız burdan."
"Ya kurtulamazsak"
"Öyle bir ihtimal yok! Tamam mı?"
"Bak benim karanlık fobim var!
Şu an ortam biraz aydınlık da olsa ışık 💡 yok, ve kapalı dar bir alandayız."
"Farkındayım ama ben yanındayım."
Emre bana daha da yaklaştı ve gözlerimin içine baktı,
"Sen güçlü bir kadınsın ve zorlukları seviyorsun tamam mı? Bunuda başarırsın."
Sonra gözleri dudaklarıma kaydı ve daha da yaklaştı.

Dudağımın kenarına küçük bir öpücük kondurdu.
"Nazlı sanırım sana birşey itiraf etmem gerekecek!"
Emre'ye soran gözlerle baktım. O beni öpünce korkum biraz olsun geçmişti.
"Şey....
Seni ilk gördüğüm andan beri, dün asansörde üzerime düştüğün andan beri aklımdan çıkmıyorsun. Bana Ne yaptın bilmiyorum ama sürekli aklımdasın."
Demek duygularım karşılıksız değildi, oda beni düşünüyordu...
"Nazlı bize bir şans verir misin?"
Emre'ye baktım ve gözlerindeki ifadeyi çözmeye çalıştım. Benden cidden bir cevap bekliyordu!
"Emre ben...
Bilmiyorum...
Daha çok yeniyiz...
Aslında söylediğin şeyler benim içinde geçerli,
Bu gün sabah otoparktaki asansöre kadar aklımdaydın sonra sen geldin bu sefer beynime kazındın."
"O Zaman hiç olmazsa bir deneyelim, bak ben çok ciddiyim nazlı. Daha seni sabah gördüm ama aklımdan çıkaramıyorum."
Emreyle uzun uzun bakıştık ve bu bakışmayı bozan Emre oldu, yanağından öptü ve
"Bir şans verecek misin?"
Dedi.

Emre'ye baktım ve dudaklarını dudaklarımla mühürledim.
Uzun bir öpüşmenin ardından emre bana baktı.
"Yani artık benim sevgilimsin, gerçekten."
"Evet, öyleyim..." dediğimde Emre dudaklarıma yapıştı ve elleri belimi kavradı beni iyice kendine çekti ve boynumu öptü.
Kafasını saçlarımın arasına soktu, elim kendiliğinden Emre'nin daha iki günlük sakallarının üzerine gitti. Daha bir kaç gün önce traş olmuştu bu yüzden sakalları hafiften elime batıyordu! Emre yeniden dudaklarımı öperken asansör çalışmaya başladı. Gözlerimi açtığımda Emre'nin mavi gözleri ile karşılaştım. Hemen kendimi toparladım. Emre ayağa kalktı ve 8. Kata bastı. Sonra elini bana uzattı ve beni ayağa kaldırdı.
"Sanırım öncesinde bir duşa girip rahatlasan hiç fena olmaz."
"Bencede, hatta baya iyi olur!"
Benim evinin önüne geldiğimizde kapıyı açtım ve Emre'yi içeri davet ettim.
Mutfağa geçip iki kahve yaptım tam arkamı dönecektim ki emreyle çarpıştık ve kahve üzerimize döküldü.
"Emre ben çok özür dilerim."
"Önemli değil sorun yok!"
"Gömleği çıkart da daha fazla yanma, ben onu yıkar sana geri veririm."
Emre gömleğini çıkarttı ben ona havlu getirmek için banyoya gittim.
Havluyu götürdüm ve kendim duşa girdim.
Kısa bir duştan sonra bornozumu takdım ve saçlarımı havluya sarıp dışarı çıktım.
İç çamaşırlarımı giydim ve üzerime dar kot pantolonumuda tam yarım siyah tişörtümü giyecektimki içeri Emre girdi.
Tişörtü üzerime bastırdım, sonuçta onun karşısında sütyen ile duruyordum.
"Bir an düşüp bayıldığını sandım, bu sana 3. Seslenişim."
"Şey pardon duymamışım."
"Yüzünde ne var senin?"
"Anlamadım!"
Emre bana doğru yaklaştı, hatta bedenlerimiz birbirine değdi o yüzümdeki siyah pulu aldı. Tişörtümden düşmüş olmalıydı.
Sonra Emre ellerini belime doladı ve dudaklarıma yapıştı!
"Çok güzelsin."
Emre beni duvara dayadı ve öpmeye başladı.
Ellerim Emre'nin sakalına gitti.
Beni belimden tuttu ve biraz yükseğe kaldırdı
bacaklarımı onun beline doladım. Bana baya yakındı. Boynumu öpmeye başlamıştı ve sanki kendinden bir iz bırakmak ister gibi boynumu emiyordu, ve başarmıştı da boynumda küçük morluklar oluşmuştu.
Emre yeniden dudaklarımı öpmeye başlamıştı ki kapı zili çaldı. Emre'nin beline doladığım bacaklarımı araladım ve Emre'nin yardımı ile aşağı indim. Hemen tişörtümü üzerime geçirdim ve kapıya gittim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 13, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Her şey sen!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin