Sevgili Babam
Terapistim sana bir mektup yazmamı söyledi. Eğer sana bir mektup yazarsam ve mezarının başında bunu sana okursam, birçok sorunumun çözüleceğini söyledi. Ona hiç inanmıyorum ama daha önce hiç birine mektup yazmadığım için deneyeyim dedim. Bu yüzden bu mektubu sana yazıyorum. Bilgisayarda yazmayı planlıyordum aslında. Sadece klavyedeki birkaç tuşa birkaç dakika boyunca basacaktım ve sonunda mektubum hazır olacaktı.
Belki onu bile yapmayıp sesli olarak yazdıracaktım. Ancak annem, eğer bunu yapacaksam eski usul ile yapmam gerektiğini söyledi. Kağıt ve kalemle. Artık kağıt ve kaleme eskisi kadar ihtiyaç duyulmuyor. Bütün dünya olarak kağıtları tasarruflu kullanmaya çalışıyoruz. Herkes notlarını telefonuna alıyor. En azından çevremde, kağıda yazan pek kalmadı.
Ancak sırf bu mektubu yazmak için gittim ve birkaç dosya kağıdı ve bir zarf aldım. Yazmak için de kurşun kalem, kalemtıraş ve bir adet silgi. Orta okulu bitirdiğimden beridir kullanmıyordum bunları o yüzden biraz paslanmış olabilirim. Ki zaten bu yazılanı ben okuyacağım, sen de dinleyeceksin. Senin el yazın kadar güzel olamadı benim yazım. Senin zamanında, bir şeyleri not almak için kalemle yazmak hala normal kabul ediliyordu. Gerçi sen de çoğu zaman Jarvis'e sesini kayıt ettirmişsin.
Bu, on ikinci mektup denemem. İyi ki tek bir dosya kağıdı almamışım. Yoksa birkaç defa daha gitmem gerekecek ya da telefondan birkaç tane daha sipariş vermem gerekecekti. Annem hala ben doğmadan önceki zamanlara göre yetiştirilmemi istiyor. Bu yüzden birçok zaman bir şey alacaksam, sipariş vermektense gidip alıyorum. En azından yemekte bunu yapmak zorunda değilim. Pizza alacağım zaman tek tuşla evime her zamanki pizzamdan sipariş edebiliyorum, bu harika bir şey. Ben doğmadan önce de telefonla sipariş etme varmış ama ya beş dakika boyunca telefonda konuşman ya da birçok farklı tuşa basman gerekiyormuş.
Ben ne anlatıyorum böyle? Bunları dinlemen için harcamıyorum bu kalemi. Gittiğin bir yer varsa, eminim orada da yapacak bir şeyler bulmuşsundur. Ben de burada böyle gereksiz detaylar anlatarak sıkıyorumdur canını. Beraber olduğumuz o zamanlarda, ben okuma yazma bilmiyordum. O yüzden şu sorunun cevabını asla öğrenemeyeceğiz; eğer ben sürekli kağıtlara bir şeyler yazıp çizen biri olsaydım sen onların hepsini okur ya da hepsini dinler miydin?
Annemin yorumuna göre evet, dinlerdin. Çünkü ben doğduktan sonra taşındığın evde, önceki hayatına dair hiçbir şey yokmuş. Eğer o hayatına devam etseydin muhtemelen bütün vaktini benimle ilgilenerek geçirecektin. Ancak gittin ve dünyayı kurtardın. Benim ve benim gibi çocukların yaşayabileceği bir dünya olması için kendini feda ettin.
Bir gece beni yatağa yatırdın. Uyudum.
Sabah uyandığımda yoktun.
Dünya nüfusunun yüzde ellisinin nasıl geri döndüğüne dair birçok belgesel ve film çekildi. Ancak benim o sabah seni evde bulamadığımda hissettiklerimi kimse konuşmadı. Annem bile pek umursamadı aslında, o da senin olmamanla meşguldü. Gerçi sonra bir video gösterdiler.
Annem bana, çok kuvvetli bir hafızan olduğunu anlatmıştı. Ne yazık ki bu konuda sana çekmişim baba. Seninle yaptığım birçok şeyi hatırlıyorum. Bana izlettirdikleri o hologram videoyu ilk izlediğim anı da hatırlıyorum. Çevremde, insanların görmek için günlerce sıra bekleyeceği onca kahraman vardı ama ben sana bakıyordum. O videoyu izlerken bile hala o gerçeği tam olarak kavrayamamıştım. O videonun, senden bana geriye kalan son şey olduğu gerçeğini. Belki daha büyük olsam kavramam daha çabuk sürerdi. Ancak, ben hala senin bir şekilde dönme ihtimalinin olabileceğini düşünüyordum o videoyu izlerken.
Ne düşüneceğime tam olarak karar veremiyordum. Böyle bir video kaydetmiş olman tam olarak ne demekti?
Cenazeler gerçekten geri dönmeyecek insanlar için mi düzenlenirdi? Cenazesi yapılan bir insanın hiçbir şekilde geri dönme ihtimali olmuyor muydu? Bunları henüz bilmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Terapi | Morgan Stark [One-Shot]
FanfictionSevgili Babam Terapistim sana bir mektup yazmamı söyledi. Eğer sana bir mektup yazarsam ve mezarının başında bunu sana okursam, birçok sorunumun çözüleceğini söyledi. Ona hiç inanmıyorum ama daha önce hiç birine mektup yazmadığım için deneyeyim dedi...