Kasumi'nin ağzından...
Uyandım ama gözlerimi açmaya üşeniyorum. Neden bu kadar yorgunum?
'' Günaydın efendim~ '' diye beni uyandırmaya çalıştı Ice... Hala buna tam olarak alışamadım...
'' Günaydın virüs... ''
Bunu der demez sesindeki öfkeyi sezdim.
'' Efendim! Bir daha bana virüs derseniz yemin ediyorum bilgisayarını çökertirim! ''
'' Çökertsen ne olur ha? Allah belasını vermiş zaten bu bilgisayarın. Fakirliğin canı cehenneme! Değiştiremiyorum bu bilgisayarı! Bu çok sinir bozucu! ''
Sabah sabah sinirimi bozdu lanet virüs! Ben zaten ne zaman güne televizyondaki insanlar gibi gerinerek başlayıp, ışık saçan penceremin perdelerini mutlulukla çektim ki? Hava yağmurlu bi' kere. Canımı sıkmayın benim!
'' Efendim... Sizi üzdüm mü? ''
Kısık gözlerimle telefonun içindeki Ice'a baktım. Her ne kadar lanet bir virüsten başka bir şey olmasa da, onun da duyguları vardı. Ve ben ona karşı kırıcıydım.
'' Üzgünüm Ice. Beni sen sinirlendirmedin... Beni bu hayat çileden çıkardı. ''
'' Ah anlıyorum efendim... Keşke size yardım edebilsem... ''
'' Ne yardımı be virüs? Senin de işin başından aşkın. Seni şimdi niye durduk yere sıkıntıya sokayım?''
'' Virüs dememeniz konusunda bir sözleşme talep ediyorum! ''
Güldüm: '' Tamam Ice-kun! Böyle iyi mi? ''
'' Süper! '' dedi Ice. Bunu dediğinde yüzü kızarmıştı. '' Ice-kun ha? Kendimi lise son sınıftaki yakışıklı ve kızların peşinden koştuğu herifler gibi hissettim. Vay be! Gel bi' sarılalım! ''
'' Nereye sarılıyorsun? Telefonda hapissin sen... ''
'' Ü-üzgünüm! Kendimi kaptırdım... ''
Daha sonra hıçkırıklara boğuldu. Hayatından bıkmış olmalıydı. Kim telefona bağlı olmak isterdi ki? Onu teselli etme amaçlı telefonu elime alıp onu okşamaya başladım. Bu çok tuhaf bir deneyimdi.
'' Ice-kun... Emin ol sen dışarıdaki erkeklerden daha adam gibi bir şeysin. Telefonda hapis olmak seni asla üzmemeli. Seni tanıdığım için çok mutluyum! ''
Sözlerimi duyunca yine kızardı ve yanaklarını şişirdi. Lanet virüs böyle çok sevimli oluyordu...
'' Efendim... Gerçekten öyle mi düşünüyorsunuz? ''
'' Ne efendimi lan? Resmi olmaya gerek yok. Kasu de yeter bana... ''
'' Kasu isminden nefret ettiğinizi sanıyordum efen- ''
'' Oğlum bana bi' daha efendim dersen telefonu denize atarım! Telefonun su geçirmez olması için şimdiden dua edebilirsin! ''
'' Ü-üzgünüm! '' dedi ve yine kızardı. Acaba benden mi hoşlanıyor?
Saçma salak konuşma Kasumi! Elin virüsüne mi kaldın sen?! Yalnızlık böyle bi' şey işte adamı telefon virüsüyle konuşturur!
Lanet olası iç sesim haklıydı. Benim hiç erkek arkadaşım olmamıştı ve insanlar arasında doğru düzgün bir hayat geçirememiştim. Ev, iş , okul... Hayatım çok...
Söylettirmeyin lan adamı! Pardon, yani kızı!
Neyse... Ben yine düşüncelere dalmıştım ve kapı sanki benim bozuk olan sinirimi daha fazla bozmak istercesine çalıyordu.
'' Efendim... Kapıyı açmayacak mıyız? ''
'' Oğlum ben sana ne dedim lan? Efendim demeyeceksin demedim mi? ''
'' Yine çok üzgünüm 'Kasu' ... Ama bu kapının çaldığı gerçeğini değiştirmiyor...''
'' Kasu deyince çok çekici oluyorsun Ice-kun! Neyse senin yüzün yine domates gibi kızarmadan ben şu kapıdaki şahısı cehennemin dibine postalayacağım. ''
'' Hiçte bile! Yüzüm kızarmıyor benim! Ayrıca kapıyı pijamayla mı açmayı düşünüyorsun? Resmen kapıyı mini şortla açacaksın demesem... ''
'' Mini şortumla açacağım zaten. Saat daha 12.30... Sabahın köründe milletin kapısını çalıyorlar! ( Sabahın körünün 12:30 olması Kasumi'ye özel :D ) Mini şortum ve ben onları postalayacağız! ''
Bunu der demez sinsi bir bakış attım : '' Ice-kun... Mini şortumu beğendiğini sanıyordum... ''
Yüzünü gizledi birden o narin kollarıyla... Yine kızarmıştı büyük ihtimal... Sapık mı ne?
'' B-baka Kasu! Git ve şu lanet kapıyı aç! ''
'' Oğlum daha 5 dakika önce benim gibi bir oduna leydi gibi davranıyordun... Tuhafıma gitti ne bileyim... ''
Bi' kaç saniye daha Ice ile atıştıktan sonra kapıya doğru koşmayı nihayet akıl edebildim. Yavaşça kapıyı açtım. Fakat kimsecikler yoktu.
Harika! Kapıdaki tanımadığım şahıs bile benden ürküp '' Acaba burada yaşayan bir şizofren mi var? '' diyerek kaçmış.
Yalnızım ben yav.
Neyse... Kapının önünde sadece bir zarf duruyordu. Merakla zarfı alıp incelemeye başladım. Özel bir okulun adı yazıyordu : Tomochika Akademisi
Zarfı alıp odama geri döndüm. Yatağa uzandım. Aslına bakılırsa zarfı açmaktan korkuyordum.
'' Kasu... Açmayacak mısın? ''
'' Sana ne? ''
'' Önemli olabilir... ''
Gerizekalı virüs, ben sanki bilmiyorum önemli olduğunu! Gelmiş burada bana akıl veriyor!
'' Açmayacağım lan... Seni uyuz etmek istiyorum... ''
'' Peki... Ben de Facebook hesabında uygunsuz şeyler paylaşırım. Benim için bebek oyuncağı... ''
L-lan! Gerçekten yapabilir miydi? Bana kıyabilir miydi? Ben çıtı pıtı bi' mini etek giyip karşısında dursam vazgeçer miydi?
Tamam yine sapıttım. Ben kim, etek kim? Etek giyen kızları bile yolda dövesi olan bir kız olarak, şunu söylemek istiyorum: Kızım sizin bacaklarınız üşümüyor mu? Hayır yani bi' rüzgar gelse her yeriniz gözükecek, sonra da '' Ay sapık ne bakıyorsun?! '' deyip oğlanlara tekme yumruk sallayacaksınız. Ayrıca çok fazla kız gibi oluyorsunuz olmuyor yani...
'' Açacak mısın yoksa hesabında Angelina Jolie' mi paylaşayım? Milletin seni lezbiyen sanması an meselesi... ''
Of ya yine dalmışım. Neyse açalım da kurtulayım şu sıkıntıdan.
'' Tamam açıyorum. Angelina Jolie ile bi' derdim yok ama biraz daha şu ' uygunsuz şeyler' den bahsedersen seni musluğun önüne tutarım... ''
Sustu, sesini çıkarmadı. Ben ise zarfı açtım. Zarfta yazan aynen şuydu: Tebrikler! Sayın Suzuki Kasumi... Okulumuza girmeye hak kazandınız! Bir dahaki hafta okulumuza kayıt yaptırabilirsiniz!
N-NE OLUYOR BE!??!!
( Evet! 7 ay oldu sanırım bölüm yüklemeyeli... Hepinizden çok özür diliyorum ^^'' TEOG bitti şimdi de yazılı haftası başladı. Ama zaten şunun şurasında yaz tatiline ne kaldı ki? Size bol bol yb yazacağım :3 )
İyi okumalar, minna-san!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cyber Phone
Teen FictionBilmeniz gereken bi' kaç şey... 1. Ice karakteri Mekaku City Actors animesindeki Ene'den ilham alınarak üretilmiştir. ( Ene'nin erkek versiyonu diyebiliriz... ) 2. Kasumi tek çocuktur ve babası ölmüştür. 3. Hikayeyi biraz Boys Over Flowers'a benzete...