2001 Temmuz. Şanlıurfa.
Ben Bergüzar 20 yaşında 5 yaşında bir kız çocuğunun annesi, çocuk gelinin, çocuğu olmuştu.
Annemle babam ben daha 12 yaşındayken hayata veda etmişlerdi. Benimde sahipsiz kalmam için 15 vardığımda halam gelin etmişti, ne düğünüm olmuştu nede gelinlik giymiştim evlendiğim adamda kimsesiz di ne malı ne mülkü vardı bir oda vardı derme çatma başımızı koyacak bir ev.
Kara bahtım gün yüzüne çıkmıştı ,16 yaşımda kızımı kucağıma aldığım gün kocamın ölüm haberini almıştım. Dünyam başıma yıkılmıştı rahmetli iyi bir adam dı aramızda çok yaş yoktu 3 yaş vardı.
Sahipsiz kimsesiz kalmıştım ve köyde duramaz haldeydim kocamın 40 çıkmadan istemeye gelenler bile olmuştu, duramazdım gecenin bir yarısı iki parça eşya alıp şanlıurfa ya annem gilin komşusuna gitmiştim. Derdimi anlatmıştım 2 ay boyunca evinde ağırlamıştı beni kızım bu sıralar daha bir ele gelmişti ama durmak istemiyordum kimseye yük olmak istemiyordum zaman geçti bir müddet, iş haberi geldi konak için temizlikçi aranıyor diye, hemen gidip dört elle sarıldım kızım için yalvardım yakardım ve evin hanım halime acıyıp işe aldı.
Şuan 5 yıldır bu konaktayım kızım onların neşesi olmuştu bu sıra içinde para biriktirip durdum, ne olur olmaz sonuçta yalnız bir kadındım para demek namus demektir, paran olmazsa ne yapardın.
Bulaşıkları yıkayıp, kuraladım hemen Sabah'tan temizliği bitirmiştim koca konağı tek başıma evirip çeviriyordum mecburen evin hanımı başka birini almamıştı.
"Anneeee"
Kızımın mutfaktan içeriye girip bana seslenmesiyle ona döndüm... İyiki ciğerparemi doğurmuşum kimsesiz değildim o vardı yanımda.
Dizlerimin üzerine çömelip kollarımı açtım kızıma"Gel annesinin kuzusu "dedim
Hiç düşünmeden küçük kollarıyla sarıldı. Bebek kokusunu içime çekip siyah saçlarını sevdim, kızımda aynı benim küçük kopyam gibiydi simsiyah saçları vardı, yeşil gözleri esmer bir teni vardı.
" Anneciğim biliyor musun Esranın annesi ona çok güzel bir bebek almış, sende bana alırmısın "dedi boncuk gözleriyle bakarak. İçim gitti .
" Alırım tabiki yavrum , izin günümde çıkar alırız "
Zıplamaya başladı.
"Sen dünyanın en enn iyi annesisin"
"Benim güzel yavrum, hadi oda git birazdan misafirler gelir "
"Anneciğim sana bir şey söylemek istiyorum"
"Söyle güzel kızım"
"Ben şey... Ben babam olsun istiyorum"
Kızımın sözleriyle buz kestim"Nasıl "
"Beni seven bir baba istiyorum anne, herkesin babası var. Benimde olsun, geceleri masal okuyan, kızım deyip saçlarımı okşayan, gögsünde uyumak istiyorum "
🫀🫀🫀
Alaz Ağa, Diyarbakır'ın köklü bir aşiretin reisi. İri yapılı ve kirli sakalları vardı . Beyaz gömleğinin ve siyah yeleğinin üzerinde 1.90 boyuyla heybetli bir duruş sergilerdi her zaman.
Sol yanağında eski bir bıçak yarasının izi vardır, çocukluktan kalan bir iz.
Elinden düşmeyen dede yadigarı siyah tesbih, onun en yakın arkadaşı ise atı Mai di.
Bir zamanlar "yuvam olsun" diyerek evlenmişti, fakat karısının ihanetiyle 2 yıl süren bu evlilik son bulmuştur.
32 yaşına basmıştı ama yüreğindeki boşluk dolmuyor du.
Hep bir kız babası olmak istiyordu bu gidişle o'da olmayacaktı, bir kadına tekrar güvenmek zor geliyor du.Nasır tutmuş elleri kızının ve karısının saçlarına dokunmak istiyordu.
Özellikle iriliği ve yüzündeki yara yüzün'den korkup kaçıyorlardı, kadınlar O'ndan.
Diyarbakır'ın merhametli Ağası, yalnızdı...
Ama nerden bilecekti bir kadına eş, bir çocuğa baba olacağını.
Bakalım bu ikiliyi neler bekliyor 🥰🥰🥰🥰❤❤❤❤🫀🫀🫀🫀🫀🫀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Yüklü Yürekler
RomanceHerşey kızımla Diyarbakır da halamın kızının düğünü için gittiğim gün başladı. Yazılar kısa olacak sizi sıkmayan güzel bir kitap olacak.