He Comes (Zalgo)

234 20 5
                                    

Creepypastaturkce adlı blogtan almış olduğum bir çeviridir.. Eğer kendisinin buralara yolu düşerse çeviri için teşekkürler.. Kendisine sormadan çeviriyi kendi kitabımda yayımlıyorum ama umarım sorun olmaz.. Keyifli okumalar, korku sizinle olsun x_O

Mesajın uzunluğunu bağışlayın. Bu bir bilgisayara ulaşabildiğim ilk ve son kez, bu yüzden hala yapabiliyorken her şeyi yazmanın ve bilmesi gereken kişilere ulaştırmanın iyi olacağını düşündüm. Kasabadan ayrılıyorum, nereye gittiğimi bilmiyorum, sadece gidebildiğim kadar uzağa gidiyorum.

Tamam, bazılarınızın bildiği gibi, bir yıl önce bir kredi aldım ve kendi oto mağazamı açtım. İşler gayet iyi gidiyordu, şikayet edemem. Ayrıca kasabada çoktan kurulmuş birçok yer varken özel olarak bana gelen müşterilerime minnettarım. Her şey iyiyken, birkaç ay önce arkadaşım Neil' ı işe aldım. O çok sıkı çalışıyor ve tam da tahmin ettiğim gibi, işlere epey yardımcı oluyordu.

Pekala, geçen ay, bir gün hamile olan karım Rebecca ile bir hamilelik eğitim dersine gitmem gerekiyordu. Bu yüzden mağazayı sabah ve öğlen Neil' a emanet ettim. Sanırım o gün her şeyin başladığı gündü, çünkü döndüğümde, o sersemlemiş görünüyordu ve siyah bir yağ ile kaplanmıştı. Yüzüne bile bulaşmıştı yağ, sanki içmeye falan çalışmış gibi. Eve gitmesini ve kendisini temizlemesini, şuan zaten müşterinin olmadığını ve biri gelirse de benim ilgilenebileceğimi söyledim.

45 dakika sonra geri geldi ama hala normalden çok daha sessizdi. Her zamanki gibi sıkı çalıştı ama bir şeyler tuhaf görünüyordu. Ona ben yokken bir şey olup olmadığını sordum ve başını iki yana salladı. Kaç müşterinin geldiğini sorduğumda ise anlaşılmaz bir şey mırıldandı. Dediğini anlamadığımdan, tekrar etmesini rica ettim. Bana döndü, baktı ve yemin edebilirim ki, gözleri bir an için tamamen siyahtı, iris ve sklerası yoktu, sadece siyahlık vardı. Adımlarımı geriye doğru attım ve rafa çarptım, her şey yere serildi. Ona geri döndüğümdeyse hala bana bakıyordu ama az önceki gibi bir nefret ifadesi yoktu, sadece biraz... İlgisiz görünüyordu.

"Sadece birkaç tane," sorumu cevapladı.

"Bir kadın, sonra dövmeli, motorcu bir çocuk." İçlerinden birinin yağ değişimi istediğini ve onun yağı o sırada her yerine bulaştırdığını tahmin ettim, bu yüzden herhangi bir sorun yaşayıp yaşamadığını sordum. Basitçe omuz silkti.

O gittiğinde garajı inceledim, hiçbir yerde yağ izi yoktu. Yani her ne olduysa, sadece kendine olmuştu ve mucizevi bir şekilde hiçbir yere bulaşmamıştı. Ama o bu konuda konuşmak için isteksiz görünüyordu, ben de baskı yapmadım ve gün boyunca çalıştık. Hala biraz tuhaf ve sessiz olması dışında o gün ve diğer gün normaldi. Ben dükkana bakarken ona öğlen yemeği için ikimize bir şey almak ister mi diye sordum. "Elbette," dedi.

Geri döndüğünde ben bir müşteriyle ilgileniyordum, bu yüzden bana aldıklarını tezgaha bıraktı ve kendininkileri yemek için gitti. Müşteriyle işim bittiğinde arabasını bir geceliğine burada tutmaya karar vermiştik. Böylece neden bozulduğunu anlayabilecektik. Neil' dan kadını eve bırakmasını istedikten sonra yemeğimi elime aldım. Bana biraz çin yemeği ve buzlu çay almıştı. Tuhaf şeyi gördüğümde yemeğime soya sosunu dökmek üzereydim. Soya sosu... Bir şekilde yaşayan bir şey gibiydi. Kızarmış pirincin içine dökülmesiyle birlikte, düzinelerce kıvrılan siyah kurtçuğa dönüştü. O sırada oldukça açtım, fakat çok iğrenmiştim. Yemeği ve buzlu çayı çöpe doğru fırlattım ve yemek yemek için eve dönüp kendi ellerimle bir şey hazırlayana kadar beklemeye karar verdim. Hiç bu kadar iğrenç bir şey görmemiştim ve Neil' a yemeğinde benzer bir şey görüp görmediğini sormaya da çekiniyordum. Son zamanlarda soğuk ve mesafeli davrandığı için, bunu söylediğimde bana Looney Tunes' muşum gibi bakacağından emindim, yani sadece sustum.

Creepypasta TürkiyeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin