1.Bölüm

49 5 0
                                    

"İmdat! Sesimi duyan var mı?"
Sesim gittikçe çığlığa dönüşüyordu. Bir an kendimi bir sandalyede bağlı olduğumu fark edince başladı herşey. Meğersem yanlız değilmişim. Arkamdan biri seslenince yanlız olmadığımı düşündüm.
"Aslında yanlız değilsin. Sadece gerçek sahibini buldun"
Kafamı arkaya çevirince yüzünü göremedim. Ama bana daha da yaklaştığında yüzü tanıdık geldi.
"Sen sen kimsin?"
Sesimi duyanca güldü. Sonra kendine sandalye bulunca oturdu.
"Ben senin bundan sonra başının belası olacağım"
Bu beni korkutmuştu. Kendini tanıtınca her şeyi öğrenecektim elbet.
"Ben sana baktığımda kendini kaybeden bir insandım. Hatirlarmısın bilmem ama kim olduğumu sana söylemeyeceğim."
Bu beni şaşırtmıştı. O kadar güzel ve derinden konuşuyor ki beni kendine bağlamayı da başarıyordu.
"Ben hatırlayacağım buna inanıyorum. Aslında seni tanıyorum ama sen kimsin?"
Konuşmadan sonra sürekli gülmeye devam ediyordu.
"Senin hatırlaman gerek bazı şeyleri. Neyse ben gidiyorum. İkimize güzel bir yemek hazırlasam iyi olacak."
Bu konuşmadan sonra evden çıktı. Yine yanlız kalmıştım. Neyse ki bu uzun sürmedi. Birkaç dakika sonra eve geldi. Elindeki poşetleri yere bıraktı. Yanıma geldi. Elimi ve ağzımı çözdü. Sandalyede oturuyordum yanıma geldi. Gözlerime baktı. Kalakaldım öylece. Elimden tuttu. Masanın yanına götürdü beni. Sandalyelere oturduk. Hazır yiyecekler almıştı. Masanın üzerine yiyeceklerleri koyuyordu.
Bir yandan da şarkı söylüyordu. Acaba gerçekten gitar çalmayı biliyor muydu? Sandalyeye oturdu.
"Hiç birine aşık oldun mu?"
"Evet, oldum."
Peki elinden tutup gözlerine baktın mı?"
"Hayır onu yapmadım. Sen beni ne kadar esir tutacaksın?"
"Ne zaman beni sevdiğini de o zaman seni bırakıcam"
"Bu olmayacak"
"Peki o zaman sen benim esirimsin"
Bu konuşmadan sonra yüzüne bakamadım. Önümdeki tabağa yiyeceğim kadar yemek koydum. Yemeğe başladım.
"Sen mucize gibi bir şeysin."
"Ama senin olmayacağım. Sevmediğim birini zorla sevemem. Bunu yapamazsın. Ailemi arkadaşlarımı özledim."
"Seni bırakmayacağımı yavaş yavaş anla."
"Yeter artık"
Elimi masaya vurdum. Sonra da masanın üzerindeki bardağı fırlattım. Camlar yere saçıldı. Korkmuştu. Sandalyeden kalktı. Yanıma geldi. Elimi tuttu.
"Bu sen değilsin. Sen değişmişsin. Kendine zarar verme."
"O zaman beni bırak."
Ağlıyordum. Bu ciddi bir şeydi. Onunla aynı evde kalamazdım.
"Bunu yapamayacaksın. Eğer yemeğini yediysen odana çıkabilirsin."
"Tamam."
Sandalyeden kalktım. Salondan çıktım. Merdivenlerden yukarı çıktım. Bir odaya girdim. Yatağa attım kendimi. Neden beni kaçırmıştı? Amacı neydi? Her şeyi öğrenmek istiyorum. Ama bu olmayacaktı. Gözlerimi kapattım. Ertesi sabah gözlerimi erkenden açtım. Kafamı çevirdiğimde yanımda uzandığını gördüm. Gözleri açıktı.
"Sen neden yanımda yatıyorsun?"
"Senin kokunu diğer odadan çektim. Bana yatağa yatmamı söyledi içimdeki koku."
"Sen iyice kendini aştın. Beni bırak artık."
"Seni bugün dışarı çıkaracağım zaten."
"Gerçekten mi?"
"Evet. Bak yavaş yavaş mutlu oluyorsun. Bu hayata alışıyorsun."
"Hayır senin olduğun bir hayat bana kötü geliyor."
Yataktan kalktım. Odadan çıktım. Merdivenlerden indim. Kapının yanına gittim. Kapı kilitli değildi. Beni bir ormana getirmişti. Kapıyı çektim. Koşarak evin yanından uzaklaştım. Yorulunca bir ağacın kenarında dinlendim. Ormana giren bir adam gördüm. Ama önce bir olduğunu tam anlamamıştım. Ayağa kalktım. Yanıma koşa koşa geldi. Bu oydu. Kolumu tuttu. Gözlerime baktı.
"Neden kaçıyorsun?"
"Bırak beni."
"Seni seviyorum anlasana."
"Hayır seni sevmiyorum. Bırak da gideyim."
"Sen olduğun yerdesin şuan."
"Bırak kolumu."
"Canını yakmadan içeri git. İkimizinde canı yanmasın."
Ormandan çıktık. Evin yanına gittik. Kapıyı açtım. İçeri girdim. Arkamdan geliyordu. Bir an fark etmedim. Beni duvara yasladı.
"Sen benimsin benim olacaksın."
Sonra bana yaklaştı ve beni öptü. Kendimi durduramıyordum sanki beni kendine bağlamıştı. Hareketsiz kaldım. Yavaşça uzaklaştı. Salona girdi.
"Bekle tamam."
"Şimdi ne değişti?"
" Bu farklıydı benim için. Sen sen beni zorla öptün."
"Bir nedenim vardı."
"Biraz konuşsak olur mu?"
"Peki gel içeri."
Salona gittik. Koltuğa oturduk. Gözlerine baktım.
"Anlat bakalım?"
"Beni bırak. Ben babamı özledim."
"Ya geri gelmezsen."
"Söz geleceğim."
"Peki. Ailen ve arkadaşların neredeyse götüreyim seni."
"Ben acıktım."
"Biraz dinlensek olur mu?"
"Yoksa yorgun musun?"
"Evet."
Koltuğa uzanıyor. Yanına uzandım. Tavana bakıyordu. Bir yandan da kulağıma fısıldıyordu.
"Seni seviyorum. Sana sırılsıklam aşığım."
Buna dayanamıyordu. Ona gerçekleri söylemeyi deneyemezdim. Çok o çok sinirliydi. Bu onu kötü etkilerdi. Bu yüzden ona sevdiğimi gösterecektim.
"Ben de seni seviyorum."
Bana sıkı sıkı sarıldı. Yine öpmüştü. Saçımı kokluyordu bir taraftan. Ben de onun saçlarına dokunuyordum.
Yumuşaktı.
"Senden vazgeçemiyorum. Neden bir su gibisin içtikçe içiyormuşum gibi sevdikçe sevesim geliyor."
Yanından kalktım. Mutfağa girdim. Buzdolabını açtım. Dolapta hiç bir şey yoktu. Kapağı kapattım. O sıra belime sarıldı.
"Kokunu her yerde duyuyorum. O kadar güzel ki."
Kapı çaldı. Yanımdan gitti. Kapıyı açmaya gidiyordu. Kapıyı açmış. Sesler yükseliyordu. Yanına gittim. Bu arkadaşlarımdı. Beni kurtarmaya gelmişlerdi. Derin ve Ayla.
"Arkadaşımızı bırak."
"O benim."
"Hayır."
"Ama sen beni seviyordun."
"Hepsi yalan."
Arkadaşım kolumu tuttu. Yanlarına geçtim. Sanki ondan bir adam uzaklaşmıştım. İki yorgun insan birbirinden uzaklaştı. O gün akşam nasıl oldu anlamadım. Ailemin yanına gitmiştim. Odamda yanlız kaldım.
Annem her saat geliyordu yanıma. Artık anlatma hissi duymaya başlamıştım.
"Anne ben ben ne anlatacağım bilmiyorum ama. O beni öptü."
"Kızım sen ne diyorsun?"
"Anne ben yoruldum artık."
"Kızım geçecek herşey."
          Bölüm sonu.
Vakit buldukça yazmaya çalışıyorum ama bundan sonra daha sık atıcam. Bu ilk kitabım ve çok heyecanlıyım nasıl olmuş yorum yaparsanız sevinirim.

Uzaklarda Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin