DM-3

19 0 0
                                    

Sabah uyandığımda bacağım ağrısı geçmişti. Evde kimse var mı diye sorduğuma rağmen hiçbir cevap gelmedi. Kim nerede , anlamadım? Ben zaten neyi anladım ki." Gerçekten seviyor musun?" diye sorduğumda cevabın ne olduğunu bulamamam beni yoruyor.  Bahçeye çıktığımda Rüzgar ve bizim grup masaya oturmuş koyu bir sohbete dalmışlardı. Ben ise bu paspal halimle bahçeye Rüzgar'ın karşısına çıkmıştım. O an Rüzgar'ı görünce dank etti ki bugün ona bir sözüm vardı. Onun ile konuşmazsam çatlayacağımı düşündüm. Ve kesinlikle bir şeyler söylemeliyim.

"Napıyosun?" en doğrusunu yaptım.

"İyi senden?" bu kadar rahat verebilmesi garibime gidiyor .

"İyi işte, bende .." ağzımdan çıkabilecek iki kelime parçası,bunların kıymetini bil , o heyecanı yaşıyorsam senin içindir. "Tamam ,o zaman ben üstümü giyineyim dışarı çıkalım olur mu?"

"Tamam , zaten bayağı vaktimiz var. Bugün çok eğleneceğiz." bence de bebeğim.

Dışarı da bugün yağışlı olduğunu gördüğüme rağmen ona söylemeyeciğimi tahmin etmişsinizdir. Bu vakti şununla bununla geçirecek halim yok. O heyecanla nasıl hızlı giyindiğimi siz düşünün. Yanıma şemsiye de almadım . Aslında alıcaktım ama o zaman yağmurlu diye çıkmazdı. Yani bu benim düşüncem belki de bildiği halde benim ile zaman geçirmek istiyordur kim bilir...

"Tamam ben hazırım. Hadi çıkalım.." .. olan yere canım demem daha uygun olur değil mi?

"Biz çıkıyoruz. "

Yavaş yavaş yürümeye başladık. O susuyor ben susuyordum. Bence susmak ile en doğrusunu yapıyoruz. Sonuçta susmakta bir cevaptır ve ben o cevabı yeterince verdiğimi düşünüyorum. Tamam daha beni hiç tanımıyor olabilir. Tamam, tamam haklısın. Her şeyi kendi içimde düşünüp sonra da gidip bir şeyler olmuş gibi yine içimden ona trip atmam anlamsız. Anlamsızlık benim işim. 

"Nereye gitmek istersiniz hanımefendi?" bu tatlı söyleyişi uğrunda ölebilir hatta şuanda bayılabilirim.

"Bilmem , "rüzgar" nereye isterse oraya" bu mantıklı konuşma beni bile etkilemişti.

"Peki o zaman biraz sahilde yürür , istersen senin ile alışveriş yapar ve son olarak dilek feneri yakarız . Bu uygun olur mu?" olmaz mı? olur tabiki .

"Peki tamam öyle olsun. Bu arada genellikle erkekler alışveriş yapmayı sevmez. Sen neden benimle alışveriş yapıyosun?" sadece merak. Gerçekten.

"Sadece hiç bir kız ile alışveriş yapmadım. Benim annem ben küçükken öldü ve ben her zaman annemle vakit geçirmek istemişimdir. Bu yapacağımız şey alışveriş bile olsa."

"Üzgünüm, yani şey bilmiyodum,gerçekten.

"Üzülmene gerek yok."

"O zaman en sevdiğin renk ne? Çook merak ediyorum." 

"Çook merak ediyosan , mavi." inanmıyorum sanki aklımı okuyor. Bu çocuğu boşuna sevmiyorum ben.

"Bende , benimde en sevdiğim renk mavi." ya inanamıyorum.

 "Çok iyi . Ortak noktamızı buldum. Sen mavi ben senden de mavi. Sonra lacivert olur çıkarız."  buradan sadece çıkarız kelimesini almak istiyorum ne dersin Rüzgar?

"Ben laciverti çok koyu buluyorum."

"O zaman bu yürüyüşten sonra ,  ah bu arada sormayı unuttum , bileğin nasıl yürüyebiliyor musun?"

"Evet,daha iyiyim. "

"Dediğim gibi o zaman soru sorma sırası bende olsa gerek. Hiç aşık oldun mu?" bu soruyu hiç mi hiç yanlışsız cevaplarım.

"Hayır ve ben aşka inanmıyorum. Bence aşk denilen şey kendisi seçilir. Buna karar verirsen seversin. Sevdiğin kişiyi sen seçersin. Seversen kalbin yanında hızlı atar."

"Peki şuan atıyor mu?"

"Ne?" sorusu anladığıma rağmen anlamamazlıktan geliyorum. Kendime inanamıyorum. İstemsiz tepkiler naparsın .

"Hiç , pamuk şeker sever misin?"

"Evet ama mavi var mı?"

"Maalesef,bidaha ki sefere mavi bulucam senin için."

"Peki, bu sözünü unutmam. Pembe pamuk şekeri lütfen."

Geçirdiğim rüya gibi günün haddi hesabını yapabilecek bir matematikçi çıkıp bunun cevabı şudur diye göstersin. Beyni mi aşkı mı diye kurcalasamda ,ne yaparsam yapayım mantıksızlık içinde boğuluyorum. Aşkı bilmiyorum ama duygunun tanımını da yapamam, ben size ne kadar açıklasam da , bunun tanımı : Bilmiyorum.

Kafamda kalan soru işaretleri beni sanki kendi kendime boğuyor. Kabus yaşıyor gibiyim. Ama hiç güzel kabus olur mu? Olur. Güzel olan şeyler bazen korkutadabilir. Bende olduğu gibi. Ya bu aşksa , ve bu aşk beni mutlu etmezse . Aşkı istiyorum ama korkuyorum. Nerde çıkış yolum. Lütfen biri göstersin. Nefessizim ama başka bir şey var , bir şey beni öldüredebilir veya yaşatadabilir. Denemeli miyim? denememeli miyim? Bilmiyorum. Gördünüz mü yine cevap aynı . 

"Al. Sana pembe bir pamuk şeker."

"Sağol " havada bir karartı oluşmuştu. Ve koyu bulutlar etrafı sarmıştı. 

"Yağmur yağacak gibi. Dilek fenerini yapmayalım bence. Seni evine bırakayım. Olmaz mı?"

"Tamam" tabiki olmaz. Suratımı asmak istiyorum. Ben şimdi eve gidicem ve seni özleyeceğim. Özlerim ben seni. Nefes alamıyorum.

Çığlık atmak istiyorum. Yine bunalıma girdim. He bebe...

Boşver ya , boşver..

Eve gelmiştim. yine yatağı uzanıp telefonum aklıma gelince arananlara baktım. "Çikolatamm " beni aramış. Ne oldu ki? 

"Alo? Tuğçe ne oldu? Niye aradın kanka? Bir şey olduysa hemen yanına geliyim. Hatta sen bize gel. " ağlayan bir ses geliyordu. "Cevap versene?"

"O beni sevmiyor. Canım yanıyor."

"Dur sakin ol . Yanlış anlamışsındır."

"Hayır, yanlış anlamadım. Onu bir kızlar gördüm. Hani geçen getirdiğin kız." Ezgi'den bahsediyor.

Ama böyle bir şey olamaz ki? Ezgi yapmaz bence ama Tuğçe de yalan söylemez. Yine güven kaybı. Bok gibi kalıcam ortada. Her şeyden etkilenen ben. Her şeyi olan güvenimi kaybetmeyi biliyorlar. Siz böyle yapmaya devam edin. Bende bir gün sizi öldüreceğim hemde  en zayıf noktanızdan.

Yine kafamda kurgulamıştım. Ezgi kötü biriydi. Tuğçe seçim yapmamı isteyecekti. Ezgi de aynı şekilde Tuğçe'yi seçtiğime rağmen bunu Ezgi'ye söyleme cesareti bulamıcaktım.  Neden yumuşak bir kalbim var. Anladım kırılmaya el verişli.

Kırın kalbimi, başka yapacağınız iş yok

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 08, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Düşlerimin MavisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin