Park Jinyoung yağmurla ıslanmış saçlarını geriye atarak kokoreççiden çıkmıştı.
Taksim'in kalabalık meydanında yürürken aklından çıkmayan çocuğa bir kez daha küfretti genç adam.
Yağmuru zerre umurdamayıp meydanda yürümeye devam ederken bir mesaj sesi duydu cep telefonundan.
Ekran ıslanmasın diye bir yere oturmaya karar vermişti genç adam.
Book&Cofee diye isimlendirilen bir kafeye kendini attığında ısındığını hissetmişti.
"İyi günler, Americano alabilir miyim?"
Kahvesini beklerken mesajı açtı genç adam. Elleri titriyordu neredeyse, korkutucu bir derecede.
Yugyeom: İyi günler
Yugyeom : Bu akşam, Fatih'de olacağım.
Yugyeom : Vefa'ya gidip boza içeceğim ve ardından karşıdaki tarihi gazozcudan gazoz alıp Sirkeci'ye ineceğim.
Yugyeom :Ev beni fazlasıyla boğuyor.
Yugyeom : Yaaaaniiii, bana eşlik etmek istersen?
Jinyoung dikkatle ekrana odaklanmıştı ki kahvesi geldi.
"Teşekkür ederim"
Ekranı dikkatle inceleyerek ne yazacağını düşündü.
Jinyoung :Zevkle eşlik ederim. Kaçta?
Yugyeom :Saat 9'da buluşalım, bekleyeceğim seni.
Jinyoung :Fazla bekletmeyeceğim
Yugyeom :Umarım bekletmezsin. Bekletirsen beklemem.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Constantinople - Jingyeom
Fanfiction"İstanbul was Constantinople, now it's İstanbul not Constantinople."